Hellö! Yine ben geldim 🤠
Bu bölüm sonu sizi bir tık zorbalığa itebilir🐸
Satır aralarına düşüncelerinizi bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın. Oy verin oy verin oy verin ahahsbwbsnwnsnw
VEYL
KÖTÜLERİN ŞEHRİ
BÖLÜM 46
YEŞİL
YEŞİL BÖLGE ÖNCÜSÜ GİRAY
"Bize bir şans ver." diye fısıldadım dudaklarına doğru. "Bize bir şans daha ver, Hazar."
Hazar, üstünde benim tişörtümle benim yatağımda, hemen yanımda uzanıyordu. Elim yüzünün yarısını kaplıyordu ve bacağının biri, bacağımın üzerindeydi. Her zamanki hallerinin aksine benim yanımdayken en doğal halindeydi. Göz alıcı kıyafetlerini benimle yalnızken giymez, mutlaka makyajsız olurdu. En çok benimle güler, en çok benimleyken tatlı bir kız çocuğuna dönüşürdü.
İnsanlar onu nasıl sevdiğimi anlayamıyorlardı. Herkes beni ona olan sevgim yüzünden yargılıyorlardı ama bilmedikleri şey, onun benimleyken Hazar Sidar oluşuydu. Her şeyiyle masum, bir plan peşinde koşmayan ve kin gütmeyen biriydi. Bu yanınaysa rastlamak artık çok zordu.
"Sana verdiğim bütün şansları harcadın." diye mırıldandı Hazar. Yine de inadından vazgeçmiyordu. "Yekta'yla iş birliği yaptığında, tükettin şanslarını."
"O haklıydı."
"O halde onu sevseydin." derken elini elimin üstüne yerleştirip itti ve kafasını hafif geri çekerek uzaklaştı. "Arkadaşlarına benden daha fazla değer veriyorsun. O halde bensiz kalmayı da kabul edeceksin."
"Sana işkence edeceklerini bilmiyordum."
"Ama ettiler." Yüzündeki yarayı gösterdi. "Bunu bana o savunduğun arkadaşın yaptı. Tamam, onu kızdırmış ve bir noktada hak etmiş olabilirim ama bunun seninle aramızda olanlarla bir ilgisi yoktu. Sen ayrıydın o ayrıydı. Onun tarafını tutarak bizi yok ettin."
"Yine de yanımdasın." diyerek ona doğru sokuldum ve dudaklarına bir öpücük bıraktım. "Kabul et, birbirimize ne kadar zarar verirsek verelim başkalarını sevemeyiz. İlk sevdiğim kadını bana hiçbir kötülüğün unutturamaz."
"İlk sevdiğin kadın, çocuklarına hamileydi." Titrek bir nefesi zoraki bıraktı. "Çocuklarıyla birlikte de öldü."
O zamanlar imkansız olduğumuzu sanarak en büyük aptallığımı yapmıştım. Bu şehirde o kadar uzun zamanım vardı ki, Hazar'ın çocuklarımızla birlikte bu eziyeti çekmesinden deli gibi korktum. Kötülerin Şehrinde çocuk büyütmek, onları her türlü kötülüğün içine bile isteye atmak demekti. Bu yüzden şehirden çıkmasını istemiştim ama o, bunun yerine intihar etmeyi tercih etmişti. Hazar hayatta kalmıştı ama iyi yanı çocuklarımızla birlikte ölmüştü. İstese de iyi olamıyordu. En ufak iyiliği ona hamileyken beslediği iyi hislerini hatırlatıyordu ve bundan nefret ediyordu.
"Şehirden çıkmanın bir yolunu buldum." Dudaklarına bir öpücük daha bıraktım. "En azından seninle aynı zamanda şehirden çıkabilirim. Dışarıda birlikte yeni bir hayat kurabiliriz. Yeni bir ev, hayaller ve iki çocuk. Fazlasına ihtiyacımız yok."
Hazar bir süre gözlerimin içine şaşkın bir şekilde baktı. Bunu istediğini biliyordum. O da bu şehirde ömrünü çürütmek istemiyordu. Bir aile kurmayı benden bile çok istediğini biliyordum. Annesi ve abisini kaybettiğinde ailesi tam anlamıyla dağılmıştı ve en büyük korkusu Kunter'i de kaybetmek olmuştu. Bu yüzden, sırf bu korkusunu yenmek için kendini Kunter'den itebildiği kadar itmişti. Ondan nefret etmişti çünkü ona göre annesi en çok Kunter'i sevmişti. Onu seven babasıydı ama babasının da önceliği hiçbir zaman çocukları olmamıştı. Hazar da abisini en çok sevip en çok onun tarafından sevilmek istemişti. Kunter abisini öldürünce Hazar sıkıca tutunduğu bütün her şeyi kaybetmiş gibi hissetmişti. Kunter'in sevgisine muhtaç olmak değil, Kunter'i kendi sevgisine muhtaç etmek istemişti. Böylece onu kaybettiğinde ölmek isteyecek kadar çok üzülmeyecekti. Aksine, Kunter onu kaybetmemek için dünyaları önüne serecekti. Çok uzun bir süre bunu başarmıştı da. Yekta gelene kadar. Bu yüzden Yekta'nın varlığı bile Hazar'ı huzursuz ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEYL: KÖTÜLERİN ŞEHRİ
JugendliteraturSadece kötülerin var olduğu bir şehirde hayatta kalabilir misin? Yekta kendini bir cesedin başında, elleri kanlı bir halde bulduğunda kötülük onun yakalarına yapışmıştı. Bir katil iyi insanların arasında yaşamını sürdürüp onların hayat kalitesini ma...