11- ÇARDAK

56.5K 3.6K 2.5K
                                    

"Filiz bir sigara içip geliyorum."

"Tamam canım."

Sanki çok umrundaydı diyesim gelse de kendimi zor tuttum. Bir haftadır kendisine yaklaşmıyordum belki kendisi gelir diye ama yok asla kendisi de gelmiyordu. Bu kadar iradeli bir insan olsaydım hayat daha kolay olabilirdi.

İso'ya da bir haftadır yaklaşmıyordum, normal sohbetimiz her zamanki gibi dönüyordu. Ne olursa olsun arkadaşlığımızdan vazgeçmiyorduk o yüzden birazda olsa mutluydum.

Eşofmanımı düzeltip sessiz konakta merdivenlerden aşağı indim ve ardından dışarı çıktım. Sigara içme bölümüne giderken karanlıkta birkaç kez tökezledim, bahçe ile ilgilenenler sürekli eşyalarını bırakıyordu etrafta.

"Bırakmayın ulan şu kürekleri etrafta..." ayakkabımın ucuyla küreğe vurup yerinden oynatırken.

Bir gülme sesi geldiğinde kaşlarım çatıldı, yapraklarla kaplı çardağa kısa bir bakış attım.

"Kim var lan?" diye sordum, Allah korusun cin falansa girmezdim içeri.

"Benim, korkma." İso'nun sesini duyduğumda rahatladım. Dudaklarımın arasına sigara koyup çardağa girdim.

"İyi geceler reis." dedim karanlıkta bir köşeye bakarken.

"İyi gecelerde, arkandayım ben."

Arkamı dönüp siyah silüete baktım, gözlerim karanlığa alıştığında yüzünü yavaş yavaş seçebildim. Psikopat gibi durmuş beni izliyordu manyak.

"Kaçıncı sigaran?" dedim yanına ilerlerken.

"Üç." dedi bir soluk verirken.

"İyi, bir üçte benimle içersin." onunla ne zaman bir araya gelsek muhabbet muhabbeti açıyordu.

Ama bu sefer ikimizde sessizdik, öylece durmuş dümdüz önümüze bakıyorduk. Bu sessizlik gereksiz şekilde beni tahrik etti.

"İso," dedim garip bir sesle.

"Hm?"

"Elleyeyim mi lan?" dedim nabzını ölçmek için. Birkaç saniye durdu.

"Elle amına koyayım, elle." dediğinde büyükçe gülümsedim.

Sigarayı dudaklarımın arasına alıp ince ince sızan dumana gözlerimi kısarken elimi kalçasına uzattım. İlk başta eşofmanın üzerinden kısaca okşadım ama ardından elimi ilk eşofmana daha sonra da baksırından içeri sokup yine kalçasını ortaya çıkaracak kadar aşağı indirdim.

"İki parmağı deneyeyim mi?" diye sordum kalçasını aralayıp hafif tüylü arasında deliğini bulurken.

"Dene, bakalım nasıl olacak." sesi aşırı sakin duruyordu. "Ama vurma, ses çıkıyor."

"Tamam, tamam." dedim ve sigarayı fırlattım.

Orta ve işaret parmağımı dudaklarıma yaklaştırıp biraz tükürdüm ve anında elimi onun kalçasına atıp deliğine sürdüm. Buruşuk deriyi elimle yoklarken geçen gün yaptığım gibi bir parmağımı soktum.

"Acıdı mı bu?" dedim tamamen sokarken.

"Sormayı kes."

Gülerek birkaç kez sokup çıkardım, ardından ise ikinciyi ekledim. Kalın sesiyle acı dolu bir inleme bıraktı, bu sefer iri ellerini enseme koyup beni kendine çekti.

"Ananı sikeyim senin." dedi ensemi sertçe tutarken. Güldüm.

"Ayıp, ayıp." dedim parmaklarımı hareket ettirirken.

"Sikerim ayıbı." sokup çıkardıkça daha fazla sinirleniyordu sanki.

"Sesini çıkarma, millet duyacak."

Deliğini parmaklarken o daha fazla sinirlendi ama kendini geri çekmiyordu. Bir süre sonra acı dolu ıkınmaları geçti, sert tutuşu hafifledi. Karnına elimi koyup yan döndüm ve daha da hızlandım. Kalçası ve vücudu sallanıyordu.

"Apo," dedi fısıldayarak.

"Söyle bebeğim." tahrik olmuş sesimle, onun gibi boğuk bir sesle konuştum.

"Üçüncüyü de sok." dedi beni kendine daha çok yaklaştırıp, ıkınır gibi bir sesle konuşurken.

"Hassiktir..."

Dediği anda diğer parmağımı da soktum. Boğukca inledi, elimi ensesine çıkardım, ikimizde tutunacak bir şey arıyorduk.

Kasılıp gevşeyen deliğine parmaklarımı her soktuğumda kıvranıyordu. Bu sefer tenlerimiz birbirine çarparken ses çıkıyordu.

"Güzelliğim benim." diye fısıldadım.

Boynumdan öptüğünde tüylerim diken diken oldu.

"Sevgilim..." bunu tahrik anında söylediği için ciddiye almamam gerekiyordu ama garip hissettirmişti.

Dış kapıdan bir ses geldiğinde aniden ayrıldık, nefes nefese geri çekildik. O anında eşofmanını yukarı çekti.

Yutkundum, anlaşmış gibi anında çardaktan çıkıp sarhoş bir şekilde içeri geçtik.

Odaya geçtiğimde aşırı garip hissediyordum.

BİRADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin