Meraba
Gençler okurken rahat olun yani ben onların yakalanacağı zaman bölüm başlığında belli ederim, yani şu an öyle bir riskleri yok. Ya da kimsenin anlama gibi bir durumu...
Bu arada medya; Apo
****
Uzun zamandır belki de ilk defa bu kadar heyecanlıydım.
Dün gece İso ile yaşadığımız o yakınlaşmadan sonra hayatıma yeni bir heyecan girmiş gibiydi. Düşündükçe deli oluyordum, içine soktuğum parmaklarım alev almıştı sanki. Çok fenaydım.
Ve artık azıp ona gitmiyordum, ona azıyordum.
Çay içen adamla gözlerimiz arada bir değiyordu ve anında geri çeviriyorduk. Kürtçe sohbetler ve bazı yüksek seslerin arasında sadece o varmış gibi hissediyordum.
Bir de dün gece duyduğumuz seste vardı, bu beni tedirgin ediyordu.
Çaylar bittiğinde bana kaş göz yaparak merdivenleri gösterdiğinde kafamı salladım. Ama ev aşırı derecede kalabalık olduğu için bu yaptığımız oldukça tehlikeliydi.
Umursamadan ayağa kalktım, merdivenlere doğru yürüdüm. Yatak odasının olduğu kata geldiğimizde arkamı dönüp baktığımda o da merdivenlere yönelmişti, kenara çekilip onu bekledim.
Önümden tonlarca çocuk koşuşturup geçerken gerginlikle bir nefes aldım. İso uzun boyuyla yanıma geldi.
"Banyo mu? Üst kat mı?" diye sordu gözlerini etrafta gezdirirken.
Banyo olmazdı ama kalabalık olduğu için tehlikeliydi.
"Üst." dediğimde kafasını salladı.
Bir hızla etrafa bakıp yukarı çıktık, burası daha sakin ve karanlıktı. Çamaşır odasına geldiğimde hızla kapıyı açıp içeri girdim, İso'da hemen peşimden girip kapıyı kapattı.
Tüm tedirginliği bir kenara itip yanına yaklaştım. Azgınlığım her şeyden daha üstündü. Belinden tutup kendime çektiğimde dışarıdan gelen ışıkla yüzünü çok net görüyordum.
"Biri görmemiştir değil mi?" diye sorduğunda gözlerinin içine bakarken elimi arkasına attım ve dar pantolondan belli olan kalçasını sıktım.
"Görse çoktan öterdi." dedim okşamaya devam ederken.
"Belki doğru anı bekliyordur, bilemeyiz ki oğlum." dedi biraz tedirgin bir sesle.
O hâlâ konuşmaya devam ederken elimi kemerine atıp tokasını söktüm ve pantolonunu baksırı ile beraber aşağı indirdim. İtiraz etmemişti ama hâlâ bu konu hakkında konuşuyordu.
"Biri duyarsa yanarız." dedi, elimi çıplak tenine atıp deliğini buldum.
"Korkma be." dedim deliğine baskı yaparken.
"Gerizekalı sen de kork." dedi sinirle, götünü ellerken bana kaşlarını çatıp bakması hiç korkutucu gelmiyordu.
Derin bir nefes alıp onu yönlendirerek kapıya çevirdim. Kalçasının bir yanağını okşayıp birden şaplak attığımda irkildi ve homurdandı.
"Yavaş." dediğinde güldüm, bir kez daha yumuşakça okşadım ve daha sert vurdum.
Elimi ard arda vururken sallanan kalçası daha da haz veriyordu. Ne kadar süre tokatladım bilmiyordum ama kıpkırmızı olduğu belliydi.
"Parmaklarımı istiyor musun yine?" diye sordum bir kez daha vururken.
"Biri gelecek." dedi cevap vermeyip, sıkıntılı bir nefes alıp üç parmağımı yaladım ve ardından deliğine sürdüm.
Hiç beklemeden ilk parmağı, ardından da diğer ikisini soktuğumda kafasını eğip boğukca inledi. Bu sefer alıştırma yapmadan hızlı hızlı parmakladım.
Hem aşırı derecede zevk alıyordu hem de acı çekiyordu. Bedeni her vuruşumda titriyordu.
"Dört tane sok." diye kalın, boğuk sesiyle konuştu.
"Siktir..." dedim, diğer parmağımı hazırladım.
"Apo!" dışarıdan ses geldiğinde aniden durdum. Nefesimi tuttum, önümdeki bedende aynı şekilde.
Erkek kuzenlerden biriydi bu.
"Cevap ver." diye fısıldadı İso.
"Efendim?" sesim normal çıkıyordu.
"Sigarayı atın, birazdan dayı gelecek." diye haber verdi.
Buraya sigara içmek için geldiğimizi düşünüyordu.
"Ha..." dedim, biraz rahatlayıp. "Tamamdır, saol."
Ayak sesleri gelirken onun gittiğini anladım. Parmaklarımı aceleyle İso'nun içinden çıkardım, o anında pantolonunu çekti.
Parmaklarımı yaladım ve ardından üzerime sürdüm. İso bana kısa bir bakış attı, kapıyı açıp dışarı çıktı. Ben de onunla beraber inerken ikimizin kalkmış olan siki neyse ki aşırı derecede belli olmuyordu.