37- MANYAK

26.8K 2.5K 1.8K
                                    

Balkonda üçüncü sigaramı içerken rastgele dışarı bakıyordum.

O gittikten sonra birkaç saat mutfak masasında öylece oturmuş, daha sonra kahvaltılıkları bile kaldırmadan salona geçtim. Umrumda bile değildi, bir de makarna istiyordu orospu çocuğu.

Akşam çökmek üzereyken balkon oldukça serinlemişti ama umursamadım. İçerideki bunaltıcı havadansa burası daha iyiydi. Beni eve kilitleyip gitmemişti ama hapsetmiş sayılırdı.

"Ah, ah..." diye kendime yandım. Gerçekten bu hallere düşecek bir adak değildim ben.

Gözlerim sokağın girişine kaydı, İso uzun boyu ve heybetli vücudu ile surat ifadesi dümdüz bir şekilde yürüyordu. Elinde bir poşet vardı, sigarasını içiyordu.

Onun geldiğini görünce elimdeki sigaradan bir duman daha çekip kenara attım. Ayağa kalkıp balkonun kapısını açıp salona girdim, kısık sesle oynayan televizyonun sesi geliyordu kulağıma. Umursamadan geçip tekli koltuğa oturdum.

Koltuğa yayılıp gözlerimi duvara kitledim, ortalama üç dakika sonra kapının kilit sesi geldi, saniyeler sonra kapı açıldı. Poşetin ve anahtarın sesi kulağıma dolarken bu bile beni rahatsız etti.

Kapı kapandığında içeri yürüdü, montunu çıkarırken gözleri ile beni aradı ve bakışlarını benden çekmeden montunu çıkardı.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu çok merak ediyormuş gibi.

"Sence?" ters konuştuğumda aldırmadan koltuklara geldi ve çıkardığı montu koltuğun üzerine koydu. Gömleğinin kol düğmesini açarken beni izliyordu.

"Yaptın mı yemek?" diye sordu dikkatle bana bakarken. İstemsizce güldüm.

"Yapmadım kocacım." alayla söylediğim şeye sadece kısaca baktı ve ardından kafasını sallayarak sakince gömleğinin kolunu katladı.

"Yapsaydın güzel olurdu." dedi diğer kolunada aynı işlemi uygularken.

"Geri zekalı mısın lan sen?" diye sorduğumda yine tepki vermedi. Kolunu katlayarak yanıma geldi.

"Gel bakalım." dedi sakince, birden kemikli eliyle boğazımı tuttuğunda irkildim. Boğazımı sıkı sıkı tutup beni ayağa kaldırdığında elimi bileğine koydum, o kadar çok sıkıyordu ki hareket bile edemiyordum.

Bileğini sıkı sıkı tutup elinden kurtulmak ve ona vurmak için hamle yapsamda nefesimi kestiği için hiçbir şey yapamıyordum. Sıkılı boğazımı bırakıp yüzüme sıkı bir tokat attı ve onun acısını bile tam hissedemeden kolumdan tutup beni mutfağa sürükledi.

Karanlık mutfağa geldiğimiz an beni içeri fırlattı, zorlukla masaya tutunduğumda mutfağın ışığı açıldı. O içeri bir adım attığı sırada yüzümü sinirle buruşturup acıyan vücudumu umursamadan üzerine yürüdüm.

"Senin ecdadını sikerim orospu evladı." yumruk yaptığım elimi çenesine geçireceğim sırada bileğimden tuttu ve engel oldu.

Diğer bileğimide tutup, tüm gücünü kullandı. Dişlerini sıkıp gözlerimin içine baktı, gözlerinde gördüğüm bu nefret dolu ifade az önceki sinirim dehşet bir üzüntüye dönüştü.

"Allah aşkına," dedim titreyen sesimle. Karşımda duran insanın bir gram vicdanı yokmuş, hatta insani duygulardan nasibini almamış gibi geliyordu. "Ne istiyorsun benden?"

Dolu dolu olmuş gözlerime bakıp saniyeler sonra beni ittiğinde bu sefer zorda olsa dengemi sağladım, bileğimin sonradan moraracağını biliyordum.

"Asıl sen ne istiyorsun lan benden?" dedi iki adımda yanıma gelip, perişan halimi gördüğü halde bu şekilde davranması beni korkutuyordu.

"Bırak beni." dedim sadece, deli gibi gözlerime bakarken elini kaldırıp çenemden sıkıca kavradı.

"Sana gitmen için fırsat verdim o dağ evinde, git kendi yolunu çiz dedim. Sen ne yaptın?" dedi sinirle. "Benim yanımda durmayı tercih ettin."

Keşke etmeseydim.

"Şimdi ben seni bırakır mıyım sanıyorsun? Sadece zamanı geldiğinde, ben istediğimde siktir olur gidersin." dedi ve çenemi serbest bırakmadan dudağıma sert bir öpücük bıraktı.

Alt dudağımı dudaklarının arasına alıp ısırır gibi emip serbest bıraktı ve bir anda beni geriye itti. Söyledikleri ve yaptığı hareketlerin üzerimde bıraktığı yıkılmışlık ile dengede zor durdum.

"Bu yüzden artık kendine gel, karı tribi atmaktan vazgeç. Eskisi gibi ol çünkü emin ol senin nazını çekemem." dedi parmağını tehdit eder gibi bana doğru tutarken.

"Bizi arayan onlarca kişi var, boşanma davalarımız var. Onlar geçene kadar yaramazlık yapma." dedi kargaşadan dolayı yamulan sandalyeyi düzeltirken.

"Zaten başıma bela oldun, daha fazla beni delirtme." dedi yeniden.

Gözlerini gözlerimden ayırmadan sandalyeyi çekip oturdu, sırtını yaslarken bacaklarınıda ayırdı. Afallayarak yüzüne bakarken kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Sen tanıdığım kişi değilsin." dedim şokla, güldü.

"Yav sen beni ne kadar tanıdın? Sen sadece vücudumu çok iyi biliyorsun." dedi kaldırmadığım kahvaltı tabağı ile oynarken. Ardından aniden aklına gelmiş gibi hararetle cebinden paket çıkarıp, ardından bir dal sigarayı dudaklarının arasına koydu.

"Biliyor musun?" dedim kendimi birazda olsa toparladığım anda. "Dediklerin sikimde bile değil."

"Onu biliyorum ama bu salaklık biliyor musun? Sürekli aynı şeyleri yapıyorsun, vurduğumda artık ben üzülüyorum." yaktığı sigarasından derin bir duman daha çekti içine.

"İğrenç orospu çocuğu." dedim kafamı iki yana sallayıp, tam bir adım atmıştım ki eliyle beni durdurdu.

"Makarna yap." dedi sanki az önce yaşananlar olmamış gibi. İlk başta güldüm ama daha sonra kahkaha attım.

"İso, siktir git lan." dedim elini kenara itip. Gitmek için bir adım attığımda sigarasını dudaklarının arasına koydu ve uzun boyuyla ayağa kalktı.

"İyi, sen bilirsin." deyip kolumdan tuttu yeniden. Beni çekiştirirken ona engel olmaya çalıştım ama deli gücü vardı. Beni kilere sürüklerken kaşlarım çatıldı.

Kilerin kapısını açıp beni içeri attığında sırtım beton zeminle buluştu. Canım o kadar yandı mı ağzımdan büyük bir inilti yükseldi, kolumun üzerinde düşmüştüm ve aşırı derecede canımı yaktı.

"Aklın başına gelene kadar burada kalacaksın." dedi siharayi parmaklarının arasında alıp, daha sonra ise sakince kapıyı kapattı.

Üç kere kilitledi.

İso, keşke o gece beni öldürselerdi diyeceğim kadar yaşamaya pişman etmişti.

***

Gençler diyorsunuz ki kitap seksle başladı ve şimdi bu hikaye çok saçma ilerliyor. Apo kitabın başında amcıydı, gördünüz o kadar bxg smutumsu sahneyi boşa yazmadım. Aşiretin iki damadı yemek sofrasında birbirlerine olan bakışları ile aşık olması aşırı derecede mantıksız değil mi?

Ha şey de olabilir, mesela karıları onlarla duygusal anlamda ilgilenmediği için birbirleri ile konuşur ve zamanla yaklaşırlar. Bu da olabilir. Ama ben seks başlangıcı yaptım çünkü şu an olan duruma daha uygun.

Ve ben illa 'İso orospu çocuğu olacak' diye belirtmem mi lazım? Bölüm sonlarındaki o paragraflar boşuna değildi.

Yani ne istiyorsunuz anlamıyorum, sanki bu hikayede daha önce İso'nun ağzından bölüm okumuşuz, onun olaya olan bakış açısını görmüşüzde sonradan hisleri değişmiş gibi tepkiler veriyorsunuz....

Her kitabımda mutlaka  'boku çıktı' olayı oluyor, sikecem bağırsağınızı da götünüzü de...Olayı anlamadan böyle diyenlerin yani

BİRADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin