Soğuk havaya aldırmadan, sakin adımlarla sokaklarda yürürken dümdüz önüme bakıyordum. Üzerime bir şey bile alamadan siktiğimin evinden çıkmıştım.
Soğuk hava acıyan yanağıma hücum ediyordu ve birazda olsa rahatlıyordum. Dudağımdan sızan ince kan ise kurumuş kalmıştı. Onu silmeye bile mecalim kalmamış, kendimi zorla sakinleştirmiştim.
Orospu çocuğu.
Bana vurdukça Ayla'nın sabahları yanağındaki morluklar yeni yeni aklıma geliyordu. Her defasında bir yere çarpmış oluyordu. Biz de mal gibi inanıyorduk, oysa bu orospu çocuğu vuruyormuş.
Dişlerimi sıkarak önümdeki taşa ayakkabımın ucuyla vurdum, hâlâ inanmak istemiyordum. İçimdeki ufakta İso'ya seven ve güvenen tarafıma küfürler ediyordum. O ne kadar orospu çocuğuysa ben de o kadar salaktım.
Taşın yuvarlanarak gittiği yere gözlerim takılırken bir caminin çeşmesinin önünde durunca adımlarımı durdurdum. Açlığımı suyla bastırsam iyi olabilirdi yoksa bir köşede bayılıp kalacaktım.
Tek tük insanlar yanımdan geçip giderken iki tane musluğun olduğu çeşmeye gidip, musluğu açtım. Su ince ince akarken avucumun içini suyla doldurdum, ilk başta yüzümü yıkayıp ardından kana kana içtim suyu. Soğuk su içimdeki yangını söndürmek yerine daha da körüklemişti.
Son bir kez daha dudağımın kenarını yıkayıp musluğu kapattım ve soğuk suyun verdiği etkiyle kıpkırmızı olmuş elimi birbirine sürdüm. Bakışlarım camiye takıldı, bu gece Allah'ın evine mi sığınsaydim acaba?
Gerçi o bile beni bu günahlarla kabul etmezdi. Yapıp yapıp ona sığınıyorduk.
"Yanlış saatte geldin." aniden bir ses geldiğinde irkilip yanıma baktım, orta yaşların biraz üstünde uzun sakallı bir adam üstünde cüppe, elinde ise Kur'an'ı Kerim ile durmuş bana bakıyordu.
Hz. Hızır aleyhisselam?
"Anlamadım?" dedim elimi son kez birbirine sürüp, ıslaklığı ince kazağıma sürerken.
"Cemaat dağıldı, eğer para toplayacaksan burada kimse kalmadı evladım." dedi hafif bir gülümsemeyle. Bir dilenci sanılmadığım kalmıştı.
"Yanlış anladın herhalde dayı, dilenci değilim ben."
"Kusura bakma evladım." dedi biraz utanan bir ifadeyle, demek halim o kadar kötüydü ki dilenci olduğumu düşünmüştü.
"Yok dayı ne kusuru." dedim bakışlarımı ondan çekip.
"Yardıma ihtiyacın var mı?" diye sordu, Hz Hızır aleyhisselam?
"Yok, su içmeye gelmiştim." dedim, şimdi camiide yatabilir miyim desem saçma duracaktı o yüzden bunu dile getirmedim. "Hayırlı geceler."
"Hayırlı geceler." dedi adam, bir daha yüzüne bakmadan arkamı dönüp yürümeye devam ettim.
O sırada camiiden çıkan birkaç kişiden birine gözüm takıldı. Resimdeki o çocuktu sanki. Karanlıkta bile mavi gözleri parlıyordu, yanındaki arkadaşına gülerken gamzeleri ortaya çıkmıştı. Boyu benden biraz kısaydı, giyimi ise oldukça beyefendi duruyordu.
Olduğum yerde kalakaldım, sanki bir kitap karakterini canlı canlı görüyordum. O kadar garibime gitmişti ki ne kadar uzun süre baktıysam çocuğun bakışları bana döndü. Onunla beraber yanındaki arkadaşlarınında.
Yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solarken neden ona baktığımı merak ediyor gibi duruyordu. Ne yapacağımı bilemeyerek kafamı çevirdim ve onların tersi yönüne ilerledim. Vücudum titriyordu, neden olduğunu bile bilmiyordum.
Bir sokağa girip hızlı hızlı yürürken düşüncelerim ile savaşıyordum, neden kaçıp gitmiştim ki? Onun kim olduğunu sorabilirdim.
Aniden kolumdan çekilince düşüncelerim ile bir bütün olmuşken bu ani hareket aşırı derecede irkilmeme neden oldu. Karşımda duran İso ise daha fazla korkutmuştu beni.
Gözleri yüzümde turladı, kolumu aşırı sertçe tutuyordu.
"Yürü." dedi kolumu çekiştirerek. Kaşlarım çatıldı ve kolumu ondan çekmeye çalıştım.
"Bırak," dedim dişlerimin arasından. "Lan bırak."
"Ne yapacaksın gecenin bir yarısı sokakta, delirtme insanı." kolumu bırakmak yerine daha sıkı tutuyordu.
"Beni sikecek birini arıyorum, ne yapacağım?" dedim sinirle ama bu sözüm onu daha fazla sinirlendirmişti.
"Sokağın ortasında dayak yemek istemiyorsan kes sesini, adam gibi gel benimle." yüzüne baktığımda cinnetin evresinde olduğunu fark ettim.
Tamam, ondan korkuyordum. Bunu yapacağını biliyordum ya da beni korkutuyordu.
Eskiden İso'nun yanında güvende hissederken şimdi sadece onun yanında huzursuz ve korkak duruyordum.