Nefes nefese yataktan kalktığımda bana sırtını dönmüş, yorganı üstüne çeken eşime sinirle baktım.
Üzerinin çıplak olmasına, daha doğrusu pijamalarını zorlaya zorlaya yarıya indirdiğim halde seks yapmayı kabul etmeyip, beni reddetmişti. Onu zorlayamayacağım için ise kalkan sikime eşlik edip ben de ayağa kalkmıştım.
"Sen uyu, geliyorum ben." dedim yutkunup.
"Tamam." dedi çekingen bir sesle. Aslında çekineceği bir şey yoktu ama bir insanında her zaman başı mı ağrırdı ya?
Ona ters bir bakış atıp gri eşofmanımı biraz yukarı çekip kumaşın altından belli olan aletimi umursamadan kapıya yürüdüm. Zaten bu saatte kimse uyanık olmazdı, bu yüzden gizlememe gerek yoktu.
Koridora çıkıp kapıyı arkamdan sessizce çektim. Boğazım kuruduğu için ilk başta mutfağa gidip su içmek daha sonra da azgınlığımı, ateşimi söndürsün diye bahçeye çıkıp bir sigara saracaktım.
Mutfağa ilerlerken ışığın açık olduğunu görünce ilk duraksadım ama aralık duran kapıdan içeri baktığımda İso'nun arkası dönük bir şekilde sigara içtiğini görünce sırıttım. Demek kurallara uymayıp evin içinde sigara içiyordu.
Biraz daha yaklaştım ve mutfağın kapısını kapattım. İso anında irkilerek arkasını döndü, gözleri benimle buluştuğunda ise rahatlıkla ağzındaki dumanı geri dışarı verdi.
"Müdüre yakalandım sandım amına koyayım." dedi bu sefer sırtını tezgaha yaslarken. Kayınpederden bahsediyordu.
"O uyumuştur." dedim yanına ilerlerken. "Soğuk su var mı lan çok susadım."
"Var, buzdolabın alt kısmında."
Yanından geçerken gözüm onun gri renkteki eşofmanına takıldı, sanki aynaya bakıyormuşum hissi yarattı. Kalkmış aletlerimiz ikiz kardeş gibiydi, tabi onun daha çok belli oluyordu.
İstemsizce sırıttığımda sigarasını içerken gözlerini kısarak ilk bana daha sonra da alt kısmıma baktı.
"Durumlar aynı galiba." dedim dolaba ilerleyip. Yeşim'in vermediği zaten belliydi.
"Aynı, aynı." dediğinde daha fazla güldüm. Soğuk suyu alıp dolabı kapattım ve onun yanında duran bardaklara ilerledim.
Bir bardak almak için dolaba yöneldiğimde vücudumuz birbirine çarptı neredeyse. Daha doğrusu bardakların olduğu dolabın önünde olduğu için ikimizin de kalkmış olan aleti birbirine değdi.
Zaten patlamaya hazır bir volkan gibi ortalıkta dolandığım için aletime değen başka bir sertlik ile yüzümdeki sırıtış solar gibi oldu. Ama ciddiyete varmadan hin bir gülüşe dönüştü.
Bardağa suyu doldurup önünden kıpırdamadan dudaklarıma götürdüm. Suyu içerken kalçamı biraz daha ona ittiğimde birbirini işaret eden aletlerimiz yine temas etti. Su boğazımda kalacak gibi hissederken hepsini bitirdim.
Bardağı bırakmadan karşımdaki adama baktım.
Yeşil gözlerini kısmış sigara içerken diğer yandan yakınlığımı sorgulamadan öylece yüzüme bakıyordu. Ufakca kalçamı ittim yine, aletim onun aletine her dediğinde inmesi için geldim bu yerde rahatlamak için daha da sızlanıyordu.
Her şeyi siktir edip, aklımla değil sikimle düşünürken ritimli bir şekilde kalçamı ona doğru itmeye ve sikimi sikine sürmeye başladım.
İso elindeki sigaradan bir duman daha çekip lavaboya attı. Hareketlerime itiraf etmiyordu.
İkimizin aleti üst üste geldiğinde bu sefer hareket etmeden öylece durdum ve istemsizce dişlerimi göstererek güldüm. Onunda dudakları kıvrıldı.
"Bana mı halleniyorsun?" dedi gülerek.
"Sokacak delik arıyorum." dedim ben de gülerek. Ama istemsizce sesim kısılmıştı. Eğer şimdi biri bizi böyle görseydi ikimizi de öldürürlerdi.
"Deliği nah bulursun birader." dedi ama hâlâ kendini geri çekmiyordu. İkimizin de siki birbirine değip yoğun bir baskı yapıyordu.
"Sıcak bir el?" diye sordum bu sefer. İstemsizce ciddileştim.
İso'nun gülüşü solarken irkilerek yüzüme baktı, ne istediğimi net bir şekilde söylemiştim. Tabi bunu beklemiyordu ya da birden duymak garip hissettirmişti.
"Saçma sapan konuşma." dedi birden. O an sanki düşünce balonuna iğne sokulmuş ve o beyazlıktan aşağı düşmüşüm gibi hissettim.
İkimizde şeytan görmüş gibi anında kendimizi çektiğimizde dudaklarımı araladım ama bir şey diyemedim. O da zaten bana kısa bir bakış atıp kapıya ilerledi.
Dişlerimi sıkıp arkasından baktım, umarım ağzı sıkı biridir. Yoksa beni ibne diye ispiyonlarsa yarrağı yerdim.