Hoş geldiniz.
☻️
Toprak zeminde ilerliyorum. Bahar ayındayız ama kar yağmış. Toprak kaygan. Düşmemeye çalışıyorum ama birazdan hepten öleceğim. Evet. Öleceğimi biliyorum. Biraz sonra yüz metre önümdeki o binaya girdikten sonra öleceğim. Belki sadece ölmek değil bu, içimdeki çoğu şeyi de öldüreceğim.
Korkmuyorum, hayır korkuyorum. İçimde sızlayan, her bir yanımı titreten şey korkudan nefes alamaz olmuş sanki. Ama biraz sonra tümden nefes alamayacağım. Belki ciğerlerim oksijenle dolacak ama ruhumu bu binada bırakıp öyle gideceğim. Yaşayan bir ölü olacağım, dümdüz soğuk bir duvardan hiçbir farkım kalmayacak.
Kollarımı sıkıca karnıma sardım. Ellerim parmaklarım belimden bluzuma tutunmuş durumda. Derin derin nefes alsam da titremem geçmiş değil hâlen.
Zaman hemen geçip gitsin istiyorum. Bir yandan da geçmişe gidip, sadece bir gün öncedeki o anımda, anımızda takılı kalmak, ölene kadar o odada zamanın bir saniye bile ilerlemesini istemediğim o anda nefes almak... Ama güzel şeyler çabuk biter. Acılar ise ölene kadar bizimledir.
Kapının önünde bekleyen adamlar ben içeri girerken bana acıyan gözlerle bakıyorlar. Bu bomboş arazide, milyarlarca insanın arasında kader bizi bir anda birleştirmiş bu adamlarla, o an gelecek güzel günlerin sonu olacak bir günün içindeki şu an.
Binadan içeri girmeden tek düşündüğüm şey şu:
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu günden sonra ne o ne de ben kalacağız. İkimiz de belki yaşayacak, ama asla nefes alamayacağız.
İREM K.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLAR
RomanceEce için yeni okul, yeni şehir ve yeni arkadaşlıklar demekti. Yeni şehrini sevdi, birkaç kişi dışında yeni arkadaşlarını da. Birisi için hissettikleriyse çok farklıydı. Kendisini sevdiğine inandırdiğı bir sevgilisi olsa da buna engel olamadı. Ama ha...