32."UZAKLAŞ"

6.5K 267 10
                                    

Merhaba arkadaşlar, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yeni bölümle karşınızdayım. 😍

Tüm akşam Medeni Usul çalışmak yerine bölüm yazdığımdan dolayı pişman değilim, umarım vize haftası da pişman olmam🥲
Neyse, diyeceğim şu ki, bu bölümden sonra işler biraz değişecek, sezon finaline 4 bölüm kaldı.🙃 Ne sezon finali ama..🤧

Oy ve yorumlarınızla beni yalnız bırakmayı unutmayın lütfen, her defasında bölüm yazmama, ilhamımı bulmama yardım eden bir okuyucum oluyor, yorumlarınızla destek olun lütfen, bunu esirgemeyin. 🥰

Diğer bölümü olabildiğince erken atmaya çalışacağım.

Sağlıcakla kalın.

İrem K. 💙




32.BÖLÜM "UZAKLAŞ"

Beni rahatsız eden bir sıcaklıkla gözlerimi açtığımda pencerenin tam karşısındaki sabah güneşinin vurduğu o bahtsız yatakta yatmakta olduğumu fark etmem uzun sürmedi. İlk başta ne olduğunu, nerede olduğumu kavrayamadım. Sonra dün gecenin anıları kesik kesik zihnime hücum etti ve ben fark etmeden sırıtmaya başladım.

Burak'ın dudaklarının dudaklarıma, yanaklarıma, saç tellerime dokunmuş olduğu, onun tenini hissetmiş olduğum gerçeği.. Hepsi art arda aklıma gelince aklım başımdan gider gibi oldu. Yanaklarım ısındı ve kalbim hızlandı. Neyse ki etrafa şöyle bakıp Burak'ın nerelerde olduğunu düşünme fikri sonunda aklıma gelmişti biraz sonra.

Yataktan kalktığımda hafifçe sendelememi engelleyemedim. Üzerimde dün uyumak üzereyken Burak'ın elime tutuşturduğu bol mu bol bir eşofman altı ve neredeyse beş beden büyük bir tsihort vardı. Bunların Burak'ın olduğunu henüz giymeden anlamıştım zaten.

Odadan yürüyüp çıkmadan önce son kez tsihortüne sinmiş tatlı kokusunu koklayıp öyle aşağı inmeye başladım. Aslında kendi kıyafetlerimi giyme fikri hep aklımdaydı ama merdivenlerin sonuna geldiğimde bunu sağlıklı bir şekilde daha da ayıkmış bir kafayla düşündüm ama çok geç kalmıştım. Ayaklarım bir salise duraksadı ve sonra seslerin geldiği ve mutfak olduğunu düşündüğüm yere doğru ilerlemeye devam ettim. Omuzlarımı silktim, bir şeycik olmazdı, sonuçta, üzerimdekiler sevgilimin kıyafetleriydi.

Burnuma kızartma kokuları geldiği an midem de hemen kendini belli etti. Sanırım açlığım düşündüğümden fazlaydı ki mutfağa girdiğim anda gözlerim Burak'ı aramak yerine ocakta kızaran patateslere ve masaya yerleştirilmiş kahvaltılıklara takıldı. Dudaklarımı yaladım ve derince yutkundu, tamamen istemsiz hareketlerle.

"Seni günlerdir burada tutmuş ve hiç yemek vermemişim gibi bakıyorsun bebeğim." dedi Burak. Gözlerim ocağın yanı başında duran ve aşkla baktığım kızartmaları karıştıran Burak'a çevrildi. Burak kızaran patateslerden başını kaldırıp sırıtan yüzünü bana çevirdi. Bu halim çok hoşuna gitmişti. Onun da yemek yapan bu hali benim çok hoşuma gitmişti, yalan yok. Ayrıca bu durumun kurtlar gibi aç olmamla bir alakası da yoktu.

Gülümsemem iyice yüzüme yayılırken ufak adımlarla ona doğru yürüdüm. Burak direkt kolunun birini bana dolayıp beni kendine çekti ve başımın tepesine yumuşak bir nefesle öpücüğünü bırakıverdi.

"Her şey çok güzel gözüküyor." dedim başımı çevirip masaya, kızaran patateslere ve en son Burak'a bakarak. Burak bu öncelik sıralamama çok da takılmadan sırıtmasına devam ederken "Yeni uyanmış bir sevgiliden daha güzel değiller bence." dedi kaşlarını kaldırıp iltifatıyla övünürcesine bana göz kırparken.

YENİ UMUTLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin