KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM.24.BÖLÜM "YILLANMIŞ"
Burak
Yalnızdım. Kendimi yüzyıllardır yalnızmış gibi hissediyordum. Koca bir kalabalığın içindeki yalnızdım. Tüm renkler arasında farklı olan o renktim, haykıran insanların arasında susan kişiydim.
Kendimi hep bir kafesin içinde hissetmiştim. Ufak deliklerle kaplı bir kafes. İçeride nefes alamazdım. Kendimi avuturdum, bazen de yakardım. Yasemin'in gözlerine bakardım, gelecek avuturdu; annemin mektubunu okurdum, geçmiş yakardı.
Yasemin'in tuhaf bakışları altında merdivenlere doğru yürüdüm. Hızlı olmaya çalışıyordum. Onun soru yağmurlarına maruz kalmak istemiyordum. Daha dün gelmişti ve belki de onunla haset gidermemi bekliyordu benden ama şimdi dinlenmeliydim hatta nefeslenmeliydim...
"Abi biraz otursaydık bari." dedi küskü bir sesle. Merdivenlerin başında duran ve bana gülümseyerek bakan güzel kardeşime baktığımda bu teklifi reddedemeyeceğimi biliyordum. Bu yüzden kaçarcasına çıkmıştım ya merdivenlerden, onun ricasına yakalanırsam reddedemezdim, o benim bu hayatta kaçamayacağım tek insandı.
Salona geçmek yerine bahçeye geçip oturduk.
"Eee anlat bakalım?" Kaşlarını kaldırarak yakaladım seni der gibi bir bakış attı bana.
"Anlatacak bir şey yok." dedim ellerimi kaldırıp enseme koyarken. İyice sandalyeye yasladım sırtımı. Yasemin'in fark edeceğini biliyordum. O gözlerime baktığında ne hissettiğimi bilecek kadar beni iyi tanırdı.
"Bilmiyormuş gibi yapma. Zekama hakaret sayarım."
Başımı iki yana salladım keyifle. Yasemin'in neşeli gülüşü bahçeyi sardığından ben de gülümsemiştim ister istemez. Yasemin gülüşümü görünce bacaklarını toplayıp heyecanla bana baktı.
"O kız... Sohbetlerimizde sürekli adı geçiyordu ama zannetmiyordum. Konuşmanla insanları, beni de dahil, çok başarılı bir şekilde kandırabiliyorsun ama gözlerin... Başkaları kansa da ben oraya bakınca anlayabiliyorum."
"Marifetli kardeşim benim." diyerek iç çektim. Yakın olmamız çok güzeldi ama bazen beni darlamayı seçtiği zamanlar bu pek keyifli olmuyordu.
"Hadi abi, biliyorum. Ece'ydi adı... Ondan hoşlanıyorsun."
Daha fazlası dememek için dilimi ısırdım. Ondan sadece hoşlanmıyordum. Okul koridorunda yanımdan gelip geçerken fark etmemiştim varlığını bir süre ama sonra, onun gözlerine baktığımda bu değişmişti. Onu fark etmiştim ve artık eskisi gibi olmamıştı. Onu fark ettiğim anda da hayatımın eskisi gibi olmayacağını anlamıştım.
Bir bankta otururken, bir kitaba dalıp gitmişken, güneşin altında sıcak çikolatasını yudumlarken ya da Cem Abi'nin kafesinde salebini içip yağmurlu gökyüzünü izlerken o hep karşımdaydı. Beni görmüyordu ama ben onu çoktan görmüştüm.
"Biricik kardeşine anlatmayacak mısın yoksa?" dedi Yasemin küskün bir sesle. Beni zorladığının farkındaydı. Bu nedenle en güçlü silahını da kullanıyor, temkinli ve vurucu yaklaşıyordu bana. Küskünce dudaklarını bükerek.
"İlk zamanlar..." diye söze başladım.
Yasemin nefesini tuttu ve bekledi. Konuşmama devam ettim.
"Onu ilk zamanlar görmemiştim, yani okulun başlarında."
"Hımm." diye başını salladı Yasemin. Bakışlarında bir çay hazırlayıp anlatacaklarımın devamını keyifli bir çay partisiyle dinlemek istediğini gördüm. Gözlerimi devirerek devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLAR
RomanceEce için yeni okul, yeni şehir ve yeni arkadaşlıklar demekti. Yeni şehrini sevdi, birkaç kişi dışında yeni arkadaşlarını da. Birisi için hissettikleriyse çok farklıydı. Kendisini sevdiğine inandırdiğı bir sevgilisi olsa da buna engel olamadı. Ama ha...