9."BAKIŞLAR"

8.6K 422 84
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum.
Oylarınızı da. Öptüm.

KEYİFLİ OKUMALAR.

9.BÖLÜM "BAKIŞLAR"

"Süleyman Hoca'nın en dikkat ettiği nokta tam olarak bu." dedi kurşun kalemle altını benim de defalarca kırmızı kalemle çizdiğim konu başlığını yuvarlak içine alırken. "Zaten hocanın cümlelerini de ayrıntılayarak kendi cümlelerinle açıklamışsın." Beyaz dişlerini göstererek gülümsedi.

Neden bilmiyorum tuttuğum notlar çok hoşuna gitmişti Burak'ın. Biraz sonra notlarımın fotokopisini isteyip istemeyeceğini merak etmeye başlamıştım bile. Okuduğu her cümlede gözleri ışıldıyordu. Benim de egomun okşandığını inkâr edemezdim.

"Gecemi gündüzüme kattığımı senden gizlemeyeceğim." dedim ona havalı bir bakış atarak. Havalı mı değil mi çok emin değildim bakışlarımdan ama Burak birkaç saniye gözlerini benden ayırmadı. Başını takdir edercesine sallayıp derse devam edelim dercesine masaya eğildi.

"Çoğunu tekrar ettik." dedi son sayfanın diğer yüzünü çevirirken.

Telefonumun ekranına iki defa dokunarak saate baktım. Gözlerim hafifçe büyürken dudaklarımdan son anda kendimi tutarak şaşkın bir ses çıkartmamıştım.

Çalışmaya başladığımızdan beri iki saatten fazla geçmişti. Ölsem bir masada Burak'la iki saate yakın zaman geçireceğimi düşünmezdim. Zamanın öylece geçip gittiğini hiç mi hiç fark etmeyeceğim aklıma gelmezdi.

Evet, iki saat geçmişti ama bana hiç öyle gelmiyordu. Sanki saniyeler önce şu masaya oturmuştuk ve zaman bir kelebek olup hızlı hızlı kanat çırpmıştı. Zamanda görecelik dedikleri şeyin ne olduğunu tam anlamıyla kavradığımı düşünüyordum.

Son sayfadaki notları da okuduk. Burak her konu başlığında örnekler vere vere ilerliyor hatta bazen okuduğumuz konuyla ilişkili olarak hastanede hastalarıyla, hasta yakınlarıyla yaşadığı anları anlatıp yeri geldiğinde çalışma hayatıyla ilgili de bana önerilerde bulunuyordu.

"Çok faydalı oldu, teşekkür ederim." dedim çalışmayı bitirip ikimiz de rahatça arkamıza yaslanırken. Başını usulca sallayıp rica edercesine gözlerini kapatıp açtı.

"Sınavın yarın, değil mi?" dedi ben eşyalarımı çantama koyarken. Usulca başımı sallarken tamamen ona döndüm.

"Evet." dedim ve biraz önce Cem Abinin Eser'le gönderdiği büyük kupadaki kahveye uzandım.

Kahveyi yudumlarken beni izliyordu.

"Yüksek alacağına eminim." dedi. O da benim gibi kahve dolu kupasını eline almış, keyifle filtre kahvesini yudumluyordu.

"Umarım." dedim ben de gülümseyerek.

Birkaç saniye sessizlik oldu. Geç olduğu için artık kalkmayı teklif edeceğini düşünüyordum ama Burak sohbet etmek istediğini belirtircesine sandalyesini biraz geriye çekip uzun bacaklarından birini diğerinin üzerine attı. Kahvemi birkaç yudumda bitirdiğim için kupa bardağımı işaret edip "Bir şey içer misin?" diye sordu.

Teşekkür ederek başımı olumsuzca salladım. Aslında ben de hemen gitmek istemiyordum. Bu yüzden bir an için bir şey içmiyorsan kalkalım diyecek diye korktum ama yine de canım bir şey istemiyordu. O yüzden ortaya bir söz atmanın daha mantıklı olduğunu düşündüm. Konuşmak için ağzımı açmıştım ki benim yerime o konuşmaya başladı. "Ece." dedi. "Sanırım parti gecesi sana baya ayıp ettik."

YENİ UMUTLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin