Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayıınn.😍
Keyifli okumalar.
11.BÖLÜM "KORKU VE CESARET"
Yarım saate yakın süredir durmadan bir şeyler içiyor, yiyor Cemre'nin atılımlarıyla üniversitedeki tanımadığım insanların bile dedikodusunu yapıyorduk.
Sesler dakikalar geçtikçe arttı. İnsanlar da artan müziğin etkisiyle deli gibi eğleniyordu. Üst katta, yani bizim şu an oturduğumuz kısımda daha nezih bir hava vardı. İnsanlar çılgınlar gibi dans etmiyordu, göz yoran renkli spot ışıkları buraya pek vurmuyordu ama alt katı gösteren bölümden alt kattaki insan ve renkli ışık cümbüşünü görebiliyordum.
Bir süre sonra neşeli sohbetimize rağmen içimin sıkıldığını hissettim. Aslında içimi daraltan diğer şey de Burak'ın beni gördüğü anda verdiği tepkiydi. Kibarlık olsun diye sesli ifade etmemişti belki düşüncesini ama yüzündeki hoşnutsuzluktan da benim burada bulunmamdan memnun olmadığı anlaşılıyordu.
Onun memnuniyetsizliğini gördüğümden beri kendimi dikenli tellerde oturuyor gibi hissediyordum. Ama yine de kendimi yatıştırıp ani bir tepki vermemeye dikkat ettim. Cemre'nin üzülmeyeceğini bilsem çoktan buradan gitmiştim orası muhakkaktı da...
Neyse diye geçirdim içimden. Her sıkıntıda bu boş vermişliğe sığınmayı huy edinmiştim. Ama işe yaramıyor muydu, yarıyordu. O yüzden içimden bir ses, yaş tahtaya basmaya az bir zaman kalaya kadar devam dedi ve ben içimdeki sıkıntıyı yok sayıp Cemre'nin hararetli dedikodusunu dinlemeye devam ettim.
"Cenk Burak'la kapışmış. Salak herif aklı sıra Elif'in buralara gelmesini yasaklayacak. Kendisi dünkü çocuk. Burak'la Elif yıllardır arkadaş."
Emre "Neyse balım, artık laflarını etmeyelim." dedi ama Cemre bir kere kendini hırslandırmıştı ve gözlerindeki saman alevi öfkesi parlayıverdi yine.
"Nasıl boş verelim Emre. Burak nasıl üzülmüştür. Ama tüm suç Elif'te. O geri zekalıyı başımıza saran o. Normalde konuşurken titreyen, kimsenin gözlerine bakamayan salağın tekiydi ilk zamanlar, hatırlamıyor musun?"
"Hatırlıyorum aşkım." dedi Emre de. En iyisinin Cemre'ye destek çıkmak olduğunu kavramıştı. Ama gözlerinden de bu konuyu konuşmaktan sıkıldığı anlaşılıyordu.
"Cemre boş ver ya." dedim. Sonra kendimi tutamayıp söylediğimin tersini yaparcasına "Burak da gerçekten baya keyifsizdi." diye devam ettim.
"Kalbi temiz çocuk." dedi Cemre omzunu indirip kaldırırken. "Ama Elif'in salaklıklarına ve o salağına onun da artık dayanacak sabrı kalmamış belli ki."
"Kızlar sizin sohbetinize doyum olmuyor." dedi Emre ayağa kalkarken. Oluşan kısa bir sessizlikten fırsat bulmuştu ve onu sarmayan bu muhabbetten kaçacaktı.
Cemre sevgilisinin amacını anlamış olmalı ki Emre giderken onun arkasından kötü kötü baktı.
"Şuna bak şuna bak." dedi hızlı hızlı. "Ayaklarını kıçına vura vura kaçıyor yanımdan. Ben senin o kıçına tekmeyi basarsam görürsün." Cemre Emre duyuyormuşçasına tehditler savurmaya devam ediyordu ama Emre çoktan gözden kaybolmuştu.
Ben özel yapım kokteylimin sonuna henüz gelmiştim ki Cemre ikinci bardağını bitirip üçüncü bardağını da yarım doldurdu ve onu da başına dikip birkaç saniyede içti. Gözleri ağırlaşmıştı. Etrafa uykulu gözlerle bakıyordu.
"Sakın ha uyuyayım deme." dedim tehdit edercesine. Ağzını kocaman açmış esnerken başını ağır ağır salladı. Bir dakika geçmemişti ki başını koltuğun kenarına yaslayıp gözlerini kapattığında Cemre'nin çoktan uyku moduna geçtiğini biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLAR
RomanceEce için yeni okul, yeni şehir ve yeni arkadaşlıklar demekti. Yeni şehrini sevdi, birkaç kişi dışında yeni arkadaşlarını da. Birisi için hissettikleriyse çok farklıydı. Kendisini sevdiğine inandırdiğı bir sevgilisi olsa da buna engel olamadı. Ama ha...