Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayıınn.
Keyifli okumalar.
7. BÖLÜM "KEŞFEDİLECEK SIRLAR"
Ensemde sıkıca bağladığım saçlarımın ense kökümü acıttığını hissediyordum ama buna aldırış etmeden yaptığım işe devam ettim yani ders çalışmaya.
Uzun süredir dik oturamadığımdan saatlerdir eğri büyrü oturuyordum ve bu nedenden olsa gerek belim ve boynum ağrımaya başlamıştı. Gözlerim kitaptaki küçük puntolarla yazılmış yazıları okumaktan artık yanma derecesinden acıma derecesine gelmişti. Uykuya dalmak isteyen yorgun bedenim de gözlerimi kapanması için zorluyordu ama ben inatla tüm bunlara direnmeye çalışıyordum.
Son birkaç haftadır anlamıştım ki insan istemediği yerde gül bahçeleri olsa da duramazdı ama istediği yerde tüm zorluklara direnecek gücü öyle böyle buluyordu.
Ben de bu şekilde ayakta kalıyordum. Arzulamadığım bir şeyi yapmıyordum. Sırf bunun için bile anneme büyük bir minnet borçluydum. Bana hiçbir zaman istemediğim bir şeyi dayatmadı, arkamda durdu ve önüme çıkan engelleri elinden geldiğince kendi başına kaldırmaya çalıştı.
Yalnızdı. Yalnız büyüttü beni ama ben onun sayesinde yalnız büyümedim. O evde üç kişi yaşasak da hep iki kişiydik. Sadece annem ve ben vardık. Şimdi dönüp baktığımda hüzün kaplasa da bazı eksik yanlarımı, yine de kendime şanslıyım diyebiliyordum.
Duyduğum gördüğüm onca arkadaşım vardı ki aileleriyle anlaşamıyorlar, ailesinden hiç kimse onları anlamıyordu. Sırf ailelerinin zoruyla kendi istemedikleri bölümlerde okuyorlar, istemedikleri bir geleceğe hazırlanıyorlardı. En kötüsü de bazıları bunu en başından değil, yaşarken anlıyordu.
Telefonumun titreşim sesini duyduğumda başımı kitaptan kaldırdım ve telefonu elime alarak kimin aradığına baktım. Annem arıyordu. Gülümsedim. Canım annem, tam da onu düşünürken arıyordu beni. Hissetmiş gibiydi. Kalplerimizin böylesine denk düşmesi hoşuma gitmişti. Telefonu açarak kulağıma götürdüm.
"Efendim annem." dedim neşeli bir ses tonuyla. Annemin huzurla gülümsediğini kısa sessizliğinden anlayabiliyordum.
"Nasılsın anneciğim?" dedi annem de benim gibi cıvıl cıvıl bir ses tonuyla konuşarak.
Onun sesini duymak bana iyi gelmişti. Neden şu derse beş dakika ara verip onu aramamıştım ki, daha çok motive olur kendimi daha iyi hissederdim halbuki. Ama sanırım annem neye ihtiyacım olduğunu yine hissetmişti. Onun sesine ihtiyacım olduğunu anlamıştı.
"İyiydim ama seninle konuşunca daha iyi oldum. Ders çalışıyordum. İki gün sonra sınav var biliyorsun." dedim sonlara doğru depresif çıkan sesimle.
Annem derslerimin iyi olmasının öneminden ardından benim derslerimden daha önemli olduğumdan ve kendime her türlü dikkat etmem gerektiğinden bahsederek beni sıkı sıkı uyardı.
"Ne zaman geleceksin yanıma?" dedi özlem kokan bir sesle.
O an sesimin titrememesine dikkat etmem gerektiğini biliyordum. Çünkü ben kendimi tutamaz da ağlarsam annem de telefonun diğer tarafında ağlardı ve ben burada duramazdım. Zaten okul için ayrılırken ağlamamak için öyle bir sıkmıştık ki ikimiz de birbirimizi, annemi en son gördüğüm o anlarda gözlerinin yaşlardan ne denli parladığına şahit olmuş ama o yaşlar yanağından süzülmesin diye hüzünlenmeyi kendime yasaklamıştım. Şimdi de öyle yapıyordum.
"Önümüzdeki hafta birkaç gün boşluğum var ama sana söylemiştim İzmir'e gideceğim, Bora bana oraları gezdirecek. Ama gelecek ay sonu yanındayım." dedim canlı tutmaya özen gösterdiğim bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLAR
RomantikEce için yeni okul, yeni şehir ve yeni arkadaşlıklar demekti. Yeni şehrini sevdi, birkaç kişi dışında yeni arkadaşlarını da. Birisi için hissettikleriyse çok farklıydı. Kendisini sevdiğine inandırdiğı bir sevgilisi olsa da buna engel olamadı. Ama ha...