Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar.
39.BÖLÜM "YABANCI"
Sokaklar, caddeler, kaldırımlar, trafik ışıkları, yaya geçitleri, bazı dükkânların isimleri...
Değişmeyen şeyler bunlardan ibaret değildi elbette. Ama bu caddede, üniversite caddesinde bir şeyler değişmişti. Zaman benden aldığı ve verdiği gibi yerinde durup duran bir caddeden de bir şeyler alıp bir şeyler vermişti.
Buna değişim mi diyorduk?
Eskide kalana nostaji, anılara eski zaman...
O zamanlar buraları öylesine sahiplenmiştim ki, şimdi benden geriye hiçbir şey kalmamışken buralarda, yine de bir şeyler aramak yüzsüzlük olur muydu? Artık bu şehre yabancı biriydim.
İlk başta üniversite kampüsüne girmek gibi bir planım yoktu. Doğrusu istediğim, Cem Abi'nin kafesine uğramaktı. Çay eşliğinde sohbet eder sonra da Cemre'nin evine geri dönerim diye düşünüyordum ama ayaklarım kendiliğinden buraya yöneldi ve fakültenin etrafında gezinmeye başladım.
Buraya ilk geldiğim günü hatırlıyorum.
O kadar heyecanlıydım ki, ellerim ve ayaklarım titriyordu. Fakat şimdi derin bir boşluktan başka bir his yok içimde. Mavi renkteki fakülte binasına bakarken binaya giren çıkan öğrenciler dikkatimi çekiyordu sürekli. Eğer başka bir hayat seçmemiş olsam şimdi yine buralarda olur muydum? Şimdiye mezun olmuş olmam gerekirdi diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Kulağa pek heyecan verici gelmedi, eskinin aksine. O zaman ne yapmak istediğimi tam olarak bilmeden böyle bir karar almış olsaydım şimdi böyle hissetmezdim. O yüzden iyice düşündüğüm ve emin olarak kararımı verdiğim için kendime bir kez daha teşekkür ettim.
Buralarda yürürken kendi gölgemi takip ediyor hissine kapıldım anlık.
Yıllar önceki o umutlu ve rengarenk gölgem.
O zaman dünyayı bir peri masalı, kendimi de o masalın prensesi zannediyordum. Masal bittiğinde ve dünyam başıma yıkıldığında farkına vardım ki gerçeklerde kalmak ve direnmek tüm hayallerin yıkılmasından daha önemli. Çünkü vazgeçmek, tümüyle o enkazın altında kalmak ve çürüyüp gitmek.
O zamanlar tekdüze renkleri giymeyi severdim. Siyah, koyu renkler. Elbette diğer renkleri de giydiğim olurdu ama siyah giyinmek bana daha iyi hissettirirdi. Şimdi her gün farklı renkler giymek alışkanlık gibi bir şey oldu.
Üzerimde mor gömleğim ve lila renginde kumaş pantolon var. Ayakkabılarım lacivert konversler. Evet, hala konvers giymeyi seviyorum. Saçlarım eskiye göre daha uzun. Belimin hizasından epey uzun. Saçımın önündeki perçemlerimi daha geçen hafta kestim ve kaşlarımın hizasında, kakül şeklinde dağınık duruyorlar. Buranın rüzgârı kuvvetli olduğundan, her estiğinde kaküllerim dağılıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLAR
RomanceEce için yeni okul, yeni şehir ve yeni arkadaşlıklar demekti. Yeni şehrini sevdi, birkaç kişi dışında yeni arkadaşlarını da. Birisi için hissettikleriyse çok farklıydı. Kendisini sevdiğine inandırdiğı bir sevgilisi olsa da buna engel olamadı. Ama ha...