Oy ve yorum atmayı unutmayın lütfen.İyi okumalar diliyorum.
28.BÖLÜM "FİLM GECESİ"
"Sanki herkes bize bakıyor." dedim fısıldar gibi. Bir yandan da Burak'ın elini daha sıkı tutmaya başladım.
Burak güler gibi bir ses çıkarttı. "Herkes değilse bile... Hım sanırım haklısın."
Okulun koridorunda yürüyor, çıkışa doğru ilerliyorduk Burak'la. Burak benimle birlikte derse girmişti sabah ve işleri olmasına rağmen benimle kalmış, gitmemişti. Ders beş dakika kadar önce bitmişti ve kalabalık dağılınca sınıftan çıkmadan Burak elimi tutmuş, ben de elimi tutmasına ses etmemiştim hatta bu hoşuma bile gitmişti fakat şimdi ufaktan pişman olmuştum buna. Çünkü çıkışa varana kadar neredeyse herkesle göz göze gelmiştim.
Fakültede bu kadar ünlü olduğumu sanmıyordum. Tüm gözlerin bize dönmesi Burak'ın ününden geliyordu. Bu durumdan hem rahatsız olup hem de görmezden gelmeye çalışıyordum. Sonunda fakültenin bahçesine çıktığımızda Burak hala bize bakan insanları umursamadan elime bir öpücük kondurdu.
"Burak." dedim utançla. Yanan yanaklarımı gizlemek isterdim ama şu an bu pek mümkün değildi.
"Hımm" diye mırıldanarak bana bakmadan bir öpücük daha kondurdu elime. Yapma dermiş gibi ona bakıyordum ama beni asla dinleniyordu. Daha da keyifleniyordu hatta bu halime baktıkça. "Çok güzelsin. Çok güzel kızarıyorsun." diye mırıldana mırıldana beni sarıp sarmalamaktan hiç çekinmedi insanlar hâlâ birbirleriyle fısıldaşıp fısıldaşıp bize bakarlarken.
Sakin bir yere geçip oturduğumuzda bahardan kalan serinlik yüzümüze vururken ben de ona sarıldım ve gözlerden uzak olmanın keyfini çıkartarak sol yanağında beliren gamzesini izledim uzun bir süre.
İki insanın sessizce, birbirlerinde dinlenmelerinin bu kadar huzurlu bu kadar zahmetsiz olacağını daha önce hiç tahmin etmezdim. Ben güzel şeylerin zorlukla kazanılacağını zannederdim her zaman. Ama bazen güzellikler de kendiliğinden seni bulabiliyordu. Bu huzuru sahiplenmek için elimden geleni yapmalıydım.
"Bu akşam yurda geç gitsen ya da hiç gitmesen sıkıntı olur mu?" dedi Burak.
"Neden?" diye soruverdim ona bakarak. Bir noktaya dalmıştı gözü ve bir şeyler düşünüyordu. Bir planı mı vardı acaba? Merakım gittikçe artarken ona bakmaya devam ettim.
"Seninle vakit geçirmek istiyorum. Kalabalıklardan uzak bir yerde. Mesela film izleyebiliriz." dedi fikrimi sorar gibi bana bakarak. Gözlerindeki hevesi gördüm. Benimle vakit geçirmek için her fırsatı değerlendirmek istediğini biliyordum. Doğum günümü kutladığımız o gecenin ardında zannettiğimin aksine Burak kayıplara karışmamış, sürekli benimle vakit geçirmek için zamanını ayarlamaya çalışmıştı.
Okul, hastane, mekân derken zaman geçip gidiyor ama zamanını bir şekilde bana göre ayarlıyordu, bazı şeylerden fedakârlık ettiğini biliyordum.
"Yurda gitmesem sorun olmaz sanırım. Yani...Olur." dedim. Birlikte vakit geçirme fikri kadar yalnız kalma fikri de beni heyecanlandırmıştı ve bu kalbimi de ister istemez hızlandırmıştı.
Anneme yalan söyleyecek olma fikri beni rahatsız etti ama ona eninde sonunda Burak'tan bahsedeceğimi kendime hatırlatarak içimi rahatlatmaya çalıştım.
"Tamam." dedi Burak. Gözleri arkamdaki bir noktaya kaydığında nefesini bıraktı. "Cemre geliyor." dedi tekrar derin bir nefes alıp kulağıma doğru fısıldayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLAR
RomansEce için yeni okul, yeni şehir ve yeni arkadaşlıklar demekti. Yeni şehrini sevdi, birkaç kişi dışında yeni arkadaşlarını da. Birisi için hissettikleriyse çok farklıydı. Kendisini sevdiğine inandırdiğı bir sevgilisi olsa da buna engel olamadı. Ama ha...