Selam. Herkese keyifli okumalar diliyorum. Lütfen bol bol yorum atın. Sizleri seviyorum.🖤
Bölüm şarkısı~Teoman-Bazı Yalanlar
5.BÖLÜM "HUZURLU KÖŞE"Hafta sonu.
Eğitim öğretim hayatım başladığından beridir haftanın en sevdiğim o iki günü. Pazar geceleri elbette çok sevimli olmasa da o tatlı pazar günlerine haksızlık edemem. Erken kalkmadığım nadir günlerden biri o çünkü.
Aslında bakarsak oldum olalı aşırı derecede olmasa da derslerime bağlı bir insanımdım ben. Ama tatil günleri bir başkadır, onları sevmek için tembel, dersleri sallamayan bir öğrenci olmaya hiç gerek yok bence. Kaldı ki ben hafta sonu da ders çalışan bir insanımdır. Cumartesi ve pazarı bu kadar güzel kılan şey dersle alakalı olmamak değil, erken uyanmak zorunda kalmamak. En azından benim için durum bundan ibaret. Şimdi de neredeyse gülümseyerek uyuyorum. O kadar huzurluyum ki...
Bir saniye... Bir şeyler yolunda gitmiyor gibi.
Boynuma kadar düşen yorganımı kafama çekmek için hamle yapıyorum ama... Sanırım yorganımın bir engele takılmıştı, çekemiyordum. Uykuda olan bir insanın kullanabileceği tüm gücü kullanmama rağmen başarılı olamadım. Ama keyfimi bozmama gerek yoktu. Yastığıma sarıldım ve yüzümü yastığa doğru gömdüm. Fakat o anda tanımlayamadığım bir ses yükseldi kulağımın dibinden. Melodili, cızırtılı, yüksek bir sesti. Gözlerim kocaman açıldı ve yatağımın diğer ucuna doğru ani bir refleksle kaydım.
"Cemre?" dedim gözlerim uykulu bir şekilde kapanıp açılırken. Cemre'yi aradı gözüm. Yatağına sonra da banyo tarafına doğru baktım. Yoktu. Sonra hala uyku sersemliğimden kurtulamamış bir şekilde yataktan doğrulup sesin kaynağını aradım. Ama ses de artık yoktu. Kaşlarım anlamsızca çatıldı. Acaba o sesi rüyamda falan mı görmüştüm?
"Buradayım bebeğim." Cemre konuştuğunda sersemce kafamı sesinin geldiği yöne çevirdim. Kendi yatağıyla benim yatağımın arasındaki boşluğa pilates minderini sermiş ve kulağında kulaklıkla gözlerini kapatmış bir şekilde esneme hareketleri yapıyordu.
"Kulaklığı takmadan açmışım müziği, uyandırdım mı?" dedi minderde anlamsızca oraya buraya doğru yuvarlanırken.
"Yok Cemre'ciğim, daha neler?! Görmüyor musun uyuyorum şu an?" Sesimde zerre sevimlilik yoktu. Umarım Cemre de bunu anlardı.
Cemre bana ters bir bakış atıp dediğimi takmadan yaptığı şeye devam etti. Masamdaki saate baktım ve saatin daha sekiz buçuk olduğunu görmemle dünyam başıma yıkıldı. Bu saatte uyumama engel olan kişiye, Cemre'ye kötü bir bakış atıp yatağıma sırt üstü uzandığımda tekrar uyuyabilme umuduyla gözlerimi kapattım.
Bin bir çabayla yeniden tatlı bir uykuya dalmak üzereydim. Ama sanırım uyumam bugün giderek imkansızlaşıyordu ki bir telefonun titrediğini duydum. Uykuyla uyanıklık arasında bir yerde titreyen telefonun kendi telefonum olup olmadığını düşünüyordum. Bir umut belki telefon susar ve ben sıcacık yatağımda, tatlı uykuma tekrar dalabilirim diye düşünüyor, hatta arzuluyordum. Titreme sesi kesildi, hafifçe tebessüm ettim. Ama sonra hiç de tercih etmeyeceğim bir şekilde masum mu masum telefoncuğun titreme sesini, Cemre'nin tiz sesi aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLAR
RomanceEce için yeni okul, yeni şehir ve yeni arkadaşlıklar demekti. Yeni şehrini sevdi, birkaç kişi dışında yeni arkadaşlarını da. Birisi için hissettikleriyse çok farklıydı. Kendisini sevdiğine inandırdiğı bir sevgilisi olsa da buna engel olamadı. Ama ha...