Blood Warlock: Succubus Partner in the Apocalypse

10.Bölüm;evi aramak

Basketbol sahası oldukça büyüktü ve tribünlerde birkaç bin kişiyi sorunsuz bir şekilde oturtacak kadar koltuk vardı. Şu anda farklı koltuklarda oturan öğrenciler ve öğretmenler korku dolu gözlerle kafeterya yönüne bakıyorlardı.

"Abla Shi, sence kötü bir şey mi oldu...?" Küçük yapılı bir kız öğrenci, kendini ısıtmak için dizlerini kucaklayıp sıkıca kucaklarken alçak sesle sordu.

"Xiulan," merak etme. Ayrıca abla Bing Xue'nin ne kadar güçlü olduğunu da gördünüz. Bazı zombiler ortaya çıksa bile, "onun için bir sorun olmayacak."  Wu Shi, sadece arkadaşını değil, aynı zamanda kendini de ikna etmek için olabildiğince kendinden emin görünmeye çalışarak sert bir tonda söyledi.

Vücudu sürekli titrerken Zi Xiulan dudaklarını sıkıca ısırdı. Sonunda gözyaşlarını tutamadı ve hıçkırmaya başladı, "Abla Shi... Ben... Çok korkuyorum... Song Qing aniden bir zombiye dönüştü ve Zeng Na ısırılarak öldü...Birçok insan öldü ve ben artık onlarla konuşamayacağım..."

Kendi duygularını zorlukla bastıran Wu Shi, sonunda ağlamaya başladı. Ailesiyle yeni iletişim kurmaya çalıştı, ne yazık ki yanıt alamadı; zaten en kötüsünden korkuyordu.

"Üşüyorum... Kuru giysiler giymek istiyorum... Sıcak hissetmek istiyorum... Annemin vaazlarını tekrar duymak istiyorum..." Wu Shi gözyaşları içinde fısıldadı.

Bu tür konuşmalar spor salonunun içinde her yerde duyulabilirdi.  Öğrenciler karanlık ve bilinmeyen bir geleceği beklerken dehşete düştüler.

Birkaç saat önce hepsi gülüyor ve mutlu bir şekilde sohbet ediyorlardı;  En iyi şekilde görünmek için ne tür giysiler almaları gerektiği konusunda endişeleniyorlardı. Ancak şimdi tek istedikleri, kemikleri donduran soğuğu rahatlatmak için kuru giysilerdi.

Sorumlu yetişkinler olan öğretmenler bile, bir sonraki an garip bir yaratığın kapılardan girip hayatlarını talep edip etmeyeceğini bilmedikleri zaman, başkalarını rahatlatacak durumda değildiler.

* * *

"Burada ne oldu?" Shangguan Bing Xue'nin soğuk sesi, mekanın sessizliğini bozan ilk ses oldu.

Bai Zemin hemen cevap vermedi, bunun yerine yerde birkaç masa örtüsü topladı ve uç uca bağladı, böylece dev bir kare kumaş oluşturdu. Ardından, yavaş yavaş açıklarken, hareketsiz zombilerin vücudunu kumaş karenin üzerine dikkatlice hareket ettirmeye başladı:

"Bu kafeteryada yüz kişiye yaklaşık bir hafta yetecek kadar yiyecek var. Ayrıca kalabalıkta da kendimi rahat hissetmiyorum, bu yüzden burayı geçici dinlenme alanım yapmayı planlıyorum... Yani, ben  "Bu zombilerin icabına bakacağım."

"Bu zombilerin icabına baktığını mı söylüyorsun...?"  Shangguan Bing Xue, Bai Zemin'in çalışmasını izlerken garip bir sesle mırıldandı.

İlk bakış dışında, onlara bir daha bakmadı ve yorulmadan çalışmaya devam etti. Shangguan Bing Xue'nin zihninde sürekli olarak birçok düşünce yanıp sönüyordu ve onu anlamayı son derece zorlaştırıyordu.

Chen He onun kadar çok şey düşünmüyordu, sadece Bai Zemin'in sırtına baktı ve sordu, "Nasıl olduğunu sorabilir miyim... Doğru, hala adını bilmiyoruz. Sen...?"

"Bai Zemin."  Rastgele cevap verdi.  Bai Zemin soğukkanlı davranmaya çalışıyordu, bu onun gerçek kişiliğiydi. Dünya kaotik hale gelmeden önce bile, geçmişteki bazı olaylardan dolayı birçok insanla uğraşmakta iyi değildi.

"Anlıyorum Bai Zemin. Seninle tanışmak bir zevk." Chen He kibarca bir gülümsemeyle söyledi.

Chen He son derece yakışıklıydı, okçuluk yeteneği onun kulübünde en iyisi olmasını sağladı ve notları her dönem ilk ona girdi. Bütün bu mükemmel nitelikleri, bilinmeyen ama güçlü ailesiyle birlikte onu sayısız güzel kızın çekici prensi yaptı;  Erkekler arasında bile nezaketi nedeniyle popülerdi.