Blood Warlock: Succubus Partner in the Apocalypse

151-160

151.Bölüm;Askeri Kamp

"Yani..." Chen He Derinden kaşlarını çattı ve Bai Zemin'e tamamen ciddi bir ifadeyle baktı, "Söylediğiniz şey, mana adı verilen bu yeni enerji nedeniyle, yeni yaşam formlarının yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamasının mümkün olduğunu düşünüyorsunuz?"

Bai Zemin kararlı bir ifadeyle başını salladı ve geri sordu, "Dikkatlice düşünürseniz, aslında çok çılgınca değil mi? Ruh Kaydı adlı bu şey bizi, çıplak yumruklarımızla evleri yok edip yıkabileceğimiz, hiç yoktan garip hazineler elde edebileceğimiz ve bir video oyunundaki karakterler gibi seviye atlayabileceğimiz korkunç seviyelere bile çıkarabilir."

Orada bulunan herkes derin düşüncelere dalmış gibi görünürken oda sessiz kaldı.

Önce, Shangguan Bing Xue goblinlerle karşılaştığı ormandan döndükten sonra, Bai Zemin onlara Lilith'in önceden vermiş olduğu bilgilerin basit ama somut bir özetini verdi. Elbette, şüphelenmemek için, bunun yanında olan Lili'nin aklına gelen bir fikir olduğunu söyledi.

Shangguan Bing Xue, yüzünü Bai Zemin'e çevirmeden önce kısılmış gözlerle Lili'ye baktı.

"Bence Lili'nin düşünceleri çılgınca değil." Kaşlarını hafifçe çatarak ifade etti ve "Bu yeni dünyada her şey mümkün ve hayatta kalmak istiyorsak koşullara ve oyunun yeni kurallarına uyum sağlamaktan başka seçeneğimiz yok" dedi.

Chen He de aynı fikirde olduğunu belirtmek için başını salladı. Ancak çok geçmeden büyük bir sorun fark etti.

"Eğer işler gerçekten böyleyse, bu insanlığın başının belada olduğu anlamına gelmiyor mu? Sadece zombiler ve bazı mutasyona uğramış hayvanlar ve birkaç evrimleşmiş olanlar tüm insanları köşeye sıkıştırdı... Satranç tahtasında daha da bilinmeyen türler ortaya çıkarsa, oyunun zorluğunu cehennem moduna yükseltmez mi?"

Bai Zemin içini çekti ve ağır bir şekilde başını salladı, "Gerçekten de... Goblinler ortaya çıktıktan sonra satranç oyununun birkaç seviye daha zor hale geldiği söylenebilir. Sayılarının çok olup olmadığını, goblinler gibi olup olmadıklarını bilmesek de  insan hikayelerinde o zaman bu küçük canavarların üreme yeteneğinden korkmalıyız."

Shangguan Bing Xue saçını fırçaladı ve reddedilemez bir gerçeğe dikkat çekti: "Bu konu hakkında çok fazla düşünmek, bu konuda neredeyse hiçbir şey bilmediğimizi düşünürsek bizi hiçbir yere götürmez. Sanırım yapmamız gereken şey zaten değişmedi, değil mi?"

"Bu doğru." Chen He İçini çekti ve bu ani durumdan biraz yorgun düşmüş halde başını kaşıdı.

Bai Zemin birkaç dakika sessiz kaldı. Odadaki tek ses, orada bulunan dört kişinin nefes alışlarıydı.

Yaklaşık beş dakika sonra, Shangguan Bing Xue ve Chen He'nin dikkatli gözleri altında, Bai Zemin Lilith'e baktı ve ayağa kalktı.

"Karar verdim." Gözleri soğuk bir şekilde parladı ve kararlı sesi son kararı verdi: "Güney yönünde hücum etmeye devam edeceğiz. En kısa zamanda askeri kampı bulmamız gerek!"

Eğer teçhizatı bir askeri cephanelikten alabilseydi, Bai Zemin en azından zombi korkusundan lağım faresi gibi saklanmak zorunda olmayacağından emindi. Sonuçta, şu anki kendisi için bile, hayatta kalan 1500 kişiyi zombilerin pençelerinden veya diğer herhangi bir düşmandan %100 korumak imkansızdı.

Ne kadar güçlü olursa olsun, Bai Zemin hala sadece evrim yolunda ilk adımlarını atmaya başlayan bir insandı. O, gökleri ve yeri sarsmaya, bir el hareketiyle orduları yok etmeye muktedir değildi.

O zamana kadar modern ateşli silahlar güvenebileceği bir şeydi.

Birinci Dereceden varlıklar hala nispeten kıt iken, İkinci Dereceden varlıklar pratikte mevcut değildi. Bu nedenle, şanssız olmadıkları sürece, en kötü düşmanları zombiler ve diğer Sınıflandırılmamış canavarlardı.