Bölüme geçmeden önce şurada kısacık bir tahmin yapmanızı istiyorum. Diğer bölümün sonuyla ilgili olarak sizce Gökalp kimle tartıştı ya da başına ne geldi? Aklınızdan küçük bir tahmin yapın, bölüm sonunda tutup tutmadığına bakarsınız.
Ve asıl önemli olan bölüm konusunda uyarı koyup koymamak arasında kalmam. Yani biliyorsunuz; Gökalp'in iç savaşını, düşüncelerini, hissettiklerini. Etkileyecek derecede olduğunu sanmıyorum ama yine de emin olamadım. Sadece söylemek istedim. Ona göre okursunuz.
O zaman hikayeye geçelim. İyi okumalar
*
Gökalp
"Gelmemem konusunda emin misin?"
"Evet," dedi Çağlar ayakkabılarını giyerken.
"Geleyim işte."
"Olmaz," dedi ve yerinde doğruldu. Tam karşısında kollarımı göğsümde bağlamış bir şekilde dikiliyordum. Ben gecelikler içindeydim, o ise spor kıyafetler içinde.
"Gideceğim ve geleceğim. Sen ise burada kalacaksın. Hem senin şu an uyanık bile olmaman gerekiyor."
"Ben de gelmek istiyorum ama. Yanında olmak istiyorum." Elleriyle yanaklarımı tutup, "Başka bir zamana sözüm olsun," dedi. "Başka bir zaman beraber gideriz ve her yeri gezeriz. Ama bugün, bu konu için olmaz. Tamam mı?"
Emin olamayarak ona baktım. Burada kalmak istemiyordum. Onunla gitmek istiyordum. İçimde kötü bir his vardı ve yalnız kalmak istemiyordum. Ama kendince sebepleri varsa da onu zorlayamazdım. Belli ki ailesini görmemi istemiyordu. Eğer ona kötü hissettiğimi söylersem onunla gelmem yerine eve gitmez ve benimle burada kalırdı. Bunu da istemiyordum.
"Peki," dedim. "Ama bana haber vermezsen seni gebertirim." Bununla beraber gülmüştü. "Biliyorum," dedi. Parmağıyla yanağımı okşadı ve eğilip beni öptü. "Seni kesinlikle özleyeceğim," dedi.
"Daha çok dudaklarımı özleyecekmişsin gibi," dedim. Yüzündeki sırıtmayla, "Doğru söze ne denir ki?" dedi. Yumruğumla omzuna vurdum. "Acıdı," dedi yüzünü buruştururken.
"Acısın diye yaptım zaten." Kollarımı iki yana kaldırdığımda bana sarıldı. Kollarını belime doladı. Nefesini boynumda hissediyordum. Bende ona sarıldım. Olabildiğince sıkı bir şekilde. Hiç bırakmak istemiyordum onu.
"Kendine dikkat et," dedim. "Sen de," dedi. Ayrıldığımızda kapıdan çıktı. Ona el salladım. Bana karşılık verdikten sonra ise kapıyı kapatmıştım.
O an, Çağlar'ın varlığı ve sesi ortadan kalktığında, evdeki sessizliğin üzerime bir yük gibi bindiğini hissettim. Evde tektim. Yalnızdım ve tek bir ses bile yoktu.
Neden böyle hissettiğimi bilmiyordum ama kapıyı açıp Çağlar'ın yanına koşmak istedim. Ona sarılmak ve beni evde yalnız bırakmamasını istedim.
Ama onun yerine geriye doğru yalpalayarak bir adım attım. "Biraz uykuya ihtiyacım var." Evet, biraz uykuya ihtiyacım vardı. Saat daha çok erkendi ve ben erken kalktığımda böyle kötü hissettiğim günlerde oluyordu.
Geri odama döndüğümde yatağa yatıp yerimde olabildiğince kıvrıldım. İçimdeki anlamsız huzursuzluk ve düşüncelerim beni boğuyormuş gibi geliyordu. Buna tepki olarak birkaç gözyaşı yastığımı ıslattı. Gerçekten, o kadar gün arasından kötü hissetmek için bugünü mü bulmuştum?
*
Gözlerimi telefon sesiyle açtığımda kendimi zorlayarak doğrulmuştum. Saate baktığımda neredeyse bir saat bile uyumadığımı fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım | bxb (Düzenleniyor)
Teen Fiction"Herif beni evden atacak. Yarına kadar nereden bir ev bulabilirim ki?" Kulak misafiri olduğum konuşmayla beraber arka masamda oturan dörtlüye döndüm. Son konuşan kişiye hitaben, "Aslında ben bir ev arkadaşı arıyorum. İsterse-" dememe kalmadan "Olur...