Çağlar...
"Kes sesini!"
"Ne var ya?" demişti Batu ağzını yaya yaya.
Sakinleşmek istercesine derin bir nefes aldım. Ayakta dahi duramayan arkadaşımı taşımak için verdiğim uğraş takdire şayandı.
"Sen benim başıma gelen en büyük belasın!" dedim karanlık caddede bağırabildiğim kadar yüksek bir sesle.
Bugün akşamlara kadar abimle oturmuş ve konuşmuştuk. Görüşmeyeli sadece birkaç hafta olmasına rağmen konuşacak çok konumuz vardı. Onun için en önemlisi de gay olmamdı.
Gecenin sonlarına doğru Batu beni aramış ve onu almamı istemişti. Ama ben nereden bilebilirdim ki oraya gittiğimde Batu'nun birilerine sulanması yüzünden kavga çıkacağını. Aslında suç biraz da bendeydi. Ama tabiki de bunu kabul etmeyecektim.
"Ne güzel arkadaşını kurtardın işte," dedi. "Ayrıca kavgayı sen başlattın."
"Siktir git!" dedim yavaş yavaş kendine gelen arkadaşıma. "Ellerimiz tamamen kan oldu," dedim kolumdaki kesiklerden akan kana bakarken. Kavga sırasında birbirine atılan şişelerin sonucuydu bu. En azından kafamıza gelmemişti.
"Gökalp'e de hiçbir şey yazmadım! Saat gece yarısını geçti! Ve ben eve kıyafetlerim kan içinde döneceğim!"
"Bağırma kulağımın dibinde," dedi kafasını sallarken.
"Bağırırım! Çocukla evdeki ilk günümüzde de kolumda sargı vardı! Şimdi ise kanlar içinde döneceğim! Kesin beni kavgacı biri sanacak!"
"Çünkü kavgacısın."
"Değilim!"
"Öylesin!" dedi bu sefer sesini ani bir şekilde yükseltirken. "Ne güzel oradan normal bir şekilde çıkacaktık. Adamlar bize küfretti diye, niye kavga çıkarırsın ki? Onlarda sarhoştu ve aramızdaki tek ayık da sendin!"
"Sinirliydim!"
"Neden?" Ona baktığımda kafamı başka yöne çevirdim. "Geldik," dedim Batu'nun yaşadığı apartmana bakarken. "Sana neden dedim!"
"Yürü." Apartmanın kapısını Batu'nun cebinde zorla aldığım anahtarla açtım. "Elleme beni!" dedi kendini geri çekmeye çalışırken.
"Yerinde dur. Düşeceksin."
Onu kolundan çekerek merdivenlere ilerlettim. Şükürler olsun ki ikinci katta oturuyordu. Fazla uğraşmadan kapısının önüne geldiğimizde kapı aniden açıldı. Mete'yle göz göze geldiğimizde kaşları çatıldı. "Bu saate kadar neredeydin Allah'ın cezası!"
"Sana da merhaba canım," dedi Batu kapıya tutunmaya çalışırken. "Çağlar kolun," dedi Batu'nun kolundan tutup kendisine çekerken.
"Sorun yok. Tuvaleti kullanabilir miyim?"
Kafasını salladığında koridora girdim, o da Batu'nun odasına ilerlemişti. Kollarımı sıvayıp kanları yıkarken hâlâ kanayan kesiklere baktım. En azından derin ve fazla değillerdi.
Dolaptan sargıları aldım. Kollarımı kurulayıp sararken Mete de içeri girdi. "Öldüreceğim bu çocuğu," dedi uykusuz olduğu belli bir şekilde gözlerini ovarken. "Önce benim elimden almalısın," dedim. Dolaptan yara bantlarını aldı. "Sen iyi misin?" dedi kollarıma bakarken. "İyiyim," dedim. Elimdeki yara bandını kaşıma yapıştırdım. Yüzümdeki tek yaranın bu olması ucuz atlattığımın göstergesiydi.
"Karşı tarafın durumu ne?"
"Bir şeyleri yok. Sarhoş oldukları için sızdılar. Şişeleri kullanmasalar kimse yaralanmazdı zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım | bxb (Düzenleniyor)
Novela Juvenil"Herif beni evden atacak. Yarına kadar nereden bir ev bulabilirim ki?" Kulak misafiri olduğum konuşmayla beraber arka masamda oturan dörtlüye döndüm. Son konuşan kişiye hitaben, "Aslında ben bir ev arkadaşı arıyorum. İsterse-" dememe kalmadan "Olur...