0.1

16.9K 1.2K 623
                                    

Ayağımla kapıyı kapattığımda mutfağa girip elimdeki poşetleri masaya bıraktım. Derin nefesler vererek kendimi sandalyeye attım. Zaten güçlü biri değildim ayrıca benim için uzun olan bir yol boyunca iki dolu poşet taşımıştım.

Biraz dinlendikten sonra kalkıp poşettekileri yerlerine yerleştirmeye başladım.

Pazartesi üniversitedeki ilk günüm olacaktı. Yarın ise pazardı. Konuştuğum çocuk yarın sabah geleceğini söylemişti. Aslında tam saat vermemişti ama sanırım kahvaltıya yakın bir saat olurdu.

Ona benimle kalmasını sorduktan sonra yerinden kalkıp direkt karşıma oturmuştu. Bir süre konuştuktan sonra anlaşmış ve ona numaramı vermiştim. Onunkisini de kaydetmiştim. Bana gelirken mesaj atacağını söylemişti.

Aslında biraz gergindim. İlk defa bir yabancıyla birlikte yaşayacaktım. İlk izlenimime bakarsam dış görünüşü kavgacı bir bad boy gibiydi. Boyatılmış beyaza yakın sarı saçlar. Kaşında piercing, tek kulağında siyah bir küpe ve genellikle koyu giysiler. Ayrıca üstünde ceket olsada kolunda ki sargıyı da görebilmiştim. Tabi bu yara illa bir kavgada olmak zorunda değildi. Ama dıştan öyle bir izlenim veriyordu.

Bir süre konuştuktan sonra onun biraz daha içten biri olduğunu anlamıştım. Samimi biriydi. Herkesle her şekilde anlaşabilecek birine benziyordu. Ayrıca kendisi ikinci sınıftı. Yani benden bir yaş büyüktü.

Yine de aynı üniversitede olduğumuzu öğrendiğimde biraz daha rahatlamıştım. Tamamen yabancı sayılmazdı. Elbet bir yerlerden ortak arkadaşlar çıkardı. Hem bana sorunum olursa yardım edebileceğini de söylemişti. Bu da ona ısınmam için bir sebepti tabi ki. Ama yine de içimde ufakta olsa var olan gerginliği yok edemiyordum.

Mutfaktaki işimi bitirdiğimde odama ilerledim. Dolaptan havlularımı alıp banyoya girdim. Hızlı bir duş aldıktan sonra odama geri dönüp üstüme eşofmanla bir tişört geçirdim. Saat daha yediyi geçmediği için yarım kalmış tuvalimi sargısından çıkardım. Tuvali şövaleye yerleştirip sandalyeye oturdum.

Monet'in Gezinti tablosunu çizmeye başlamıştım ama sadece taslakları tamamlayabilmişken taşınma işi çıkmış ve tabloyu bitirememiştim. Neredeyse bir haftadır bekletiyordum. Bu akşam biraz ilerletebilsem fena olmazdı.

Elime paleti ve boyaları aldım. Renkleri karıştırıp tonları veriğimde fırçayı elime alıp boyaya sürdüm.

*

Anlık çalan son ses telefonla aniden kalkmaya uğraşırken yataktan düşmüştüm. Bir süre ellerimle kafamı tutup sersemliğimin geçmesini beklemiştim. Birkaç saniye sonra elimi telefonuma atıp kulağıma götürdüm.

"Alo."

"Uyandırdım galiba, üzgünüm. Ben apartmanın önündeyim de. Kaçıncı kat diye soracaktım." Bir süre neler olduğunu idrak etmeye çalıştım. Dünün yavaş yavaş aklıma gelmesiyle hızla yerimden kalkıp, "Geliyorum,"dedim. "Peki," demesiyle telefonu kapatıp koridora koştum.

Dün salak gibi tabloya fazla dalmış ve geç yatmıştım. Onun bu kadar erken gelmesini beklemiyordum da. Saat daha sekiz bile olamazdı.

Kapıyı açıp ayakkabıları ayağıma geçirmemle merdivenleri hızla koşmaya başladım. Asansör benim koşmama göre yavaş olacağı için merdivenlere yönelmiş ve beşinci katta olduğum için de küfretmiştim.

Aşağı inip ana kapıyı açtığımda yukarı katlara bakan sarı saçları görmüştüm. Kapı sesiyle kafasını bana çevirdi. Beni görmesiyle yüzünde kocaman bir gülümseme belirmişti. Bu gülümseme samimiyetten miydi yoksa halime mi gülüyordu bilmiyordum. Ama yine de berbat göründüğüme emindim. Saçım başım dağınık, üstüm kırışık.

Ev Arkadaşım | bxb (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin