Aaaaaa bölüm. Yine aylar sonra gelen bölüm için üzgünüm. Ama yine de buradayız değil mi? Şuraya hemen kısa bir özet. Önceki bölümde Gökalp'in gününü işlemiştik. Çağlar kendi evine gittikten sonra babasıyla parti gibi bir yere katılmıştı. Akrabaları onu darlayıp sorun çıkarmıştı ve o eve döndüğünde kendi durduramadığı düşünceleri ve hissettiği baskıyla sinir krizi geçirmişti. O günden devam.
İyi okumalar.
*
Gözlerimi zorla açtığımda bütün bedenimde hissettiğim yorgunlukla sızlanmıştım. Çalan telefonumla elimi yatağın üstünde gezdirdim. Babamın sesi kulağıma gelirken dikkatimi toplamaya çalıştım.
"Uyandırdım mı? Üzgünüm." Gözlerimi ışık yüzünden sıkı sıkı kapattım.
"Sorun değil. Eninde sonunda uyanacaktım zaten."
"İyi misin diye aramak istemiştim. Bir sorun yok değil mi?" Derin bir nefes verdim. Sesindeki endişe kötü hissetmeme sebep oluyordu. "Yok," dedim. "Gayet iyiyim. Sen nasılsın?"
"İyiyim. Eğer sorun yoksa kapatayım o zaman. Sen uykuna devam et."
"Hıhım. Görüşürüz," dedim uykulu bir mırıltıyla. "Görüşürüz." Telefonu kapattığımda yanımda bir yere bıraktım. Ellerimle gözlerimi ovaladım. Işık yüzünden ilkten etrafa bakamasamda sonradan görüntü düzeldiğinde etrafa baktım. Odanın halini gördüğümde bir küfür savurdum.
Yatakta yatıyordum. Dün gece içimdekileri odadan çıkarırken yorulmuş ve kendimi yaşlar içinde yatağa bırakmıştım. Şimdi ise her yerim ağrıyarak doğrulmaya çalışıyordum.
Odaya baktığımda durumumum içler acısı olduğunu söyleyebilirdim. Cam parçaları kırık bir şekilde yerdeydi. Çekmecedekiler dahil bütün eşyalar etrafa saçılmıştı. Özellikle çoğu boya şişesi ya kırılmış ya da patlamıştı. Bu yüzden eşyalar boya içindeydi. Dolabımdaki her şeyi yere dökmüştüm. Duvarımda astığım posterleri parçalamış tabloları kırmıştım.
Üstüme baktığımda hala aynı kıyafetlerde olduğumu gördüm. Zorla ayağa kalkıp camlara basmadan kıyafetlere ilerledim. Üstümdekileri çıkarırken bedenimdeki fazla ağrıyı anlamlandıramazken kolumdaki morluğu gördüm. Dokunmaya çalıştığımda ağrımasıyla elimi geri çekmiştim. Üstüme bir şeyler giymeden odadan çıkıp Çağlar'ın odasına girdim. Benim odam dışında tek boy aynası onun odasındaydı.
Aynanın karşısına geçtiğimde vücudumda gördüğüm morluklarla derin bir nefes vermiştim. Darbe alan her yerimdeydi. Acı verici görünüyordu ama dün gece hissetmemiştim bile. Gerçi bunlar bir hafta geçmezdi. Ama en azından o kadar cam arasında yanlışlıkla bir yerlerimi kesmemiştim. Tek yapmam gereken saklamaktı. Çağlar görmemeliydi. Dokunmak bile acıtıyordu. Temasta bulunmamalıydım.
Odadan çıktığımda tekrar kendi odama girdim üzerime bir şeyler giyerken odaya baktım. Dünki olaylar geldi aklıma. Hatırlamak istemiyordum. Hiçbir şeyi hatırlamak istemiyordum. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordum.
Yerden sağlam eşyalarımı kaldırırken saate baktım. On ikiyi gelmek üzere olan akreple yutkunmuştum. Neredeyse hiç vaktim yoktu.
Çağlar görmemeli.
Tekrardan odaya baktım. Camları ve boyaları zamanında temizleyemezdim.
Deli olduğunu düşünecek.
Yerdeki eşyaları hızla geri çekmecelere tıktım. Yırtık kağıt ve tabloları bir tarafa itekledim.
Tekrardan kendini öldürmek istediğini düşünecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım | bxb (Düzenleniyor)
Teen Fiction"Herif beni evden atacak. Yarına kadar nereden bir ev bulabilirim ki?" Kulak misafiri olduğum konuşmayla beraber arka masamda oturan dörtlüye döndüm. Son konuşan kişiye hitaben, "Aslında ben bir ev arkadaşı arıyorum. İsterse-" dememe kalmadan "Olur...