Hoooop bölüm.
*
*Geri odaya girdiğimde hala yatakta mışıl mışıl uyuyan Çağlar'a ilerledim. Kahvaltı yapmalıydık. Okula gitmeliydik. Yapacak çok şey vardı.
Yanına oturup, "Çağlar," dedim. Çok da tepki vermemişti. Elimle çıplak göğsüne yavaş yavaş vurdum. Evet, tişörtü yine geceleri bir yerlere karışmıştı. "Uyan hadi."
Yavaşça hareket edip mırıldandı. "Hadi," dedim ve onu biraz daha sarstım. Tepkisiz durmaya devam etti. Derin bir nefes verip ona baktım. Saçı başı dağınıktı. İçimden istemsizce yanaklarını sert bir şekilde mıncırmak gelmişti ama bu konuda kendimi dizginlemiştim. Gözlerim çenesinden boynuna doğru kaydı. Sonra da hala elimi üstünde tuttuğum göğsüne. Elim bir süre göğsünde gezindi. Sonra da yavaşça aşağı karın kaslarına indi. Parmaklarımın altında hissettiğim sert dokuyla istemsizce yutkunmuştum ve gözlerimi biraz daha aşağıya bakmaktan alamamıştım. Geceliği biraz aşağıya kaydığı için belli olan kasık çizgilerine ve tabi geceliğinin altında...
Bakışlarımı aniden önüme döndürdüm. Kızardığımı biliyordum ama karnımdan bütün bedenime yayılan o hissiyat beni daha çok germişti. Offf, resmen kendi sevgilimi dikizliyordum.
Kendi halimde utanmayı düşünürken elimi başka bir el kaplamıştı. Çağlar'a geri baktığımda bir gözünü zorla aralamış bana bakıyordu. Kısa bir esnemeden sonra, "Saat kaç?" dedi.
"Yediye geliyor," dedim. Yavaşça başını salladı. Kendini sersemlikle yukarı çekmeye çalıştığında ben de elimi karnından çekmiştim. Oturduğu yerde bir tur daha esnedi ve saçlarını karıştırdı. Ona göre her şey normaldi ama ben...
Birincisi, saçlarını karıştırdığında daha da kabarmış ve havaya kalkmıştı ki bu ona aşırı derecede tatlı bir hava veriyordu. İkincisi, yarı çıplaktı ki bu konuya tekrar girmek istemiyorum çünkü yüzüm kızarıyordu. Üçüncüsü ise kendini yukarı çekip oturur pozisyona gelmeye çalıştığında geceliği biraz daha aşağı çekilmişti ama bunun hiçbir şekilde farkında bile değildi.
Gözlerini ovaladıktan sonra bakışları beni buldu. Yüzünde aptal bir gülüş belirdi. "Günaydın. Bir öpücük alabilir miyim?"
Ama ben aniden onun koluna vurdum. Bir an kolunu tutup şaşırarak bana baktı. Tekrar vurdum. Sonra tekrar. "Noluyor?" dedi. Bu sefer de yastığı alıp dövmeye başladım onu. "Neden dövülüyorum?" Kendini yatağın diğer tarafına atmaya çalıştı. "Daha yeni uyandım. Yanlış ne yapmış olabilirim?"
"Gel buraya," dedim onun arkasında tepesine tünerken. "Elimden kaçamazsın."
*
Bakışlarımı önümdeki tuvalden Mete'ye çevirdim. O da kendi tuvaline tamamen odaklanmış durumdaydı.
"Hayat çok garip," dedim.
Hiç garipsemedi beni. "Kesinlikle," dedi.
Paletimdeki bitmiş boyalara baktım. Yenilemeye tamamen üşeniyordum, bu yüzden onu bir kenara atıp ayağa kalktım.
"Tuvalete gidiyorum."
Yavaşça başını salladı ve boyalarla uğraşmaya girişti.
Tuvalete gitsem bile geri dönmek istemediğim için kendimi teraslardan birine attım. Tam o sırada da ellerinde bir sürü kutu olan öğrenciler diğer binaya giriyorlardı.
Dediklerine göre kulüp şenlikleri yaklaşıyordu. Bahar şenliğiyle birleştirdikleri için bir hafta boyunca eğlenceler sürüyormuş. Gösteriler hazırlanıyormuş. Hafta sonu gelirse bir grup ya da şarkıcı konser vermek için geliyormuş. Onun dışında okuldaki müzik kulübünden kişilerde konser verebiliyormuş. Anladığım bu haftanın aşırı eğlenceli geçtiği ve kulüplerde aktif olanların yoğun olduğuydu. Buna benim arkadaş grubu da dahildi. Aralarında kulüpte olmayan bir tek bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım | bxb (Düzenleniyor)
Teen Fiction"Herif beni evden atacak. Yarına kadar nereden bir ev bulabilirim ki?" Kulak misafiri olduğum konuşmayla beraber arka masamda oturan dörtlüye döndüm. Son konuşan kişiye hitaben, "Aslında ben bir ev arkadaşı arıyorum. İsterse-" dememe kalmadan "Olur...