Evettt. Şimdi wattpad konusuna gelirsek çoğunluk bıraksa da bir kısmımız hala buradayız. (Burada olanları yerim. Hepinizi çok seviyorum.) Onun dışında diğer uygulamaları da genel olarak beğenmiyorlar sanırım.
Bu yüzden şimdilik yeni bir platforma geçmeyeceğim. Kitabın finalini buradan vereceğim. Yeni kitaplarda eğer farklı uygulamalar gelişim gösterirse belki geçeriz. Ama biliyorsunuz bu baya sürer zaten djdjdjdj
Siz yine de başka uygulamalar ya da yazarların gittiği yerler falan olursa beni bilgilendirin.
Onun dışında burada kocaman bir aile olarak devam ediyoruz.
Hepinize iyi okumalar aşklarım.
*
Cumartesi...
Aşağı indiğimizde Merve'yi de birkaç adamla birlikte salonda bulmuştuk. Adamlar ses sistemini kurarken Merve de mutfak tarafında getirelen içecek ve yiyeceklere bakıyordu.
Bizi fark ettiğinde, "Günaydın," dedi. "Hiç uyumadınız değil mi?"
Deniz'le birbirimize baktığımızda istemsizce gülmüştük. Evet, hiç uyumamış sabaha kadar sohbet etmiştik.
"Günaydın," dedik aynı anda. "Ve evet, hiç uyumadık," diye de ekledim.
"Uyusaydınız bu kadar erken kalkmazdınız zaten. Diğerlerinin kalkmasına daha üç dört saat var. Gelin de kahvaltı edin."
Merve'yi dinleyip bar taburelerine kurulurken Merve yine sabah sabah dışarıdan söylediği yemekleri önümüze sürdü ve salon ile bahçeyi hazırlayanların yanına gitti.
Deniz'le gece sabaha kadar yaptığımız gibi diğerleri uyanana kadar sohbet ettik. Öğlene doğru onlar da aşağı indiğinde grupça bir yemekten sonra Merve'nin işlerine yardım etmiştik.
Anlıyordum ki gerçekten parti yapmak kolay değildi. Hepimizin bir işi vardı ve akşama doğru insanlar gelene kadar her şeyi anca toparlamıştık. Ama beklendiği gibi bu karmaşanın içinde Çağlar'la yine iki laf etmemiştik. Genellikle bana yönelmeme ve hep Deniz'le ilgilenme taraftarıydı. Yanlış anlamamaya çalışıyordum. Sonuçta Deniz misafirdi ve onun yalnız kalmamasını, rahat etmesini istiyor olabilirdi. Ama sorun zaten Deniz'in yalnız kalmaması ve rahat etmesiydi. Sıkıntı ettiği hiçbir şey yoktu ve Batu'yla da Çağlar'a karşı harika bir takım olmuşlardı. Sabaha kadar da beraber muhabbet etmiştik. Deniz'in keyfi yerindeydi. Yani götünde başına bir şey gelecekmiş gibi gezilmesine gerek yoktu.
Derin bir nefes alıp kendimi partinin yoğunluğuna bırakmıştım. Kalabalığın, müziğin ve yoğunluğun içinde odağımı değiştirmeliydim. Ama bu benim için gerçekten mümkün değildi.
Uzun bir süre iyiydim. Partinin içinde rastgele hareket etmiştim. Bir ara Defne'nin grubuyla laf dalaşına girmiştim. Sonra yine bizim gruplaydım. (Çağlar'la konuşmasam bile.)
Sonra bir şey oldu. Müzik değişti. İnsanlar canlandı. Deniz Çağlar'ı piste çekti ve gülüşerek, konuşarak dans ettiler. O an gerçekten ağlamak istedim. Canım yandı. Orası benim yerim, demek istedim. Çünkü benim yerimdi. Aylar önce orada ben vardım. Sarhoş olup Çağlar'ı piste çeken bendim. Onunla deli gibi dans eden bendim. Şişe çevirmede onu öpen bendim. Onu seven, ona aşık olan, duygularına karşılık veren bendim. Yanında olması gereken kişi bendim.
Ama şu an yapabildiğim sadece ne kadar eğlendiklerini izleyebilmekti. Elimdeki bardağı yan tarafıma bırakıp merdivenlere ilerlemiştim. İçmeyecektim çünkü sarhoş halim utanç verici şeyler yapmayı seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım | bxb (Düzenleniyor)
Novela Juvenil"Herif beni evden atacak. Yarına kadar nereden bir ev bulabilirim ki?" Kulak misafiri olduğum konuşmayla beraber arka masamda oturan dörtlüye döndüm. Son konuşan kişiye hitaben, "Aslında ben bir ev arkadaşı arıyorum. İsterse-" dememe kalmadan "Olur...