*Rosè -Gone*
1 ay sonra
Tüm cesaret kırıntılarımı bir kenara bırakmış olmanın ağırlığını yaşarken, tek bir şeyden emindim. Bu emin olduğum şeyse beni öylesine korkutuyordu ki. Artık beni görmek istemeyeceğine, yüzüme bile bakmayacağından öyle çok emindim ki. Büyük ihanete uğratmıştım onu. Alçaklık yaptığımı düşünecekti hatta belki de çoktan düşünmüştü. Belki de beni çoktan günlüğünden silmişti ve konuşma zahmetine bile girmeyecekti. Acı olanıysa, San'ı biraz tanıyorsam bu ihtimalin gerçekleşme oranı çok yüksekti. En son uyuduktan sonra çekip gitmiş ve bir daha da adımımı atmamıştım. Doktor tekrar durumunun kötüye gittiğini, bu süreçte çok sık atak geçirdiğini ve yine konuşmamaya başladığını söylemişti. Onu biraz açabilmişken tekrar içine kapatmıştım. Tekrar yalnızlığına mahkum etmiş ve güvenini kırmıştım. Yaptığım affedilir bir şey değildi fakat ben yine de şansımı denemek adına tüm gururumu bir kenara bırakıp yanına gitmeye niyetlendim.
Odanın kapısını tıklatıp açtıktan sonra yatakta yan yatmış ve ceketime sarılmıştı. Geldiğimi gördüğünde duvara doğru döndürmüştü vücudunu. Gözlerimi kapatıp açtım bir süre çünkü tam da tahmin ettiğim gibi ilerliyordu. Derin bir nefes alıp yanına yaklaştım.
"San..." Seslenmeme yanıt vermedi ve öylece uzanmaya devam etti. "San bana bakabilir misin, konuşalım biraz."
Cevap dahi vermedi ve ne yapacağımı bilemeyerek yatağın köşesine oturdum. Elim ayağıma dolanmıştı gerçekten şuan ne yapacağımı ve bu konuşmayı nasıl devam ettireceğimi bilmiyordum. Saçlarına dokunsam kızar mı diye düşünmemle ellerimi saçlarına atmam bir olmuştu. Karşı koyamıyordum eylemlerime, onunlayken. Hareketimle birlikte, sanki rahatsız olmuş gibi vücudunu daha da uzaklaştırdı. Ama sarıldığı ceketimi hiç bırakmıyordu. Beni tamamen görmezden gelmeyi seçiyordu. Ne yapsa yeriydi, haklıydı. İstemeyerek de olsa bizi berbat bir duruma sokmuştum.
"Özür dilerim. Gelemedim yanına. İnan gelemezdim de. Gerçekten yapamazdım. Ve... seni çok özledim."
Biraz daha oynadım saçlarıyla. Artık kendini benden uzaklaştırmak için bir çaba sarf etmiyordu. Yalan söylediğimi düşünüyor olmalıydı. Belki de onunla oynadığımı... Aklından neler geçiyordu tam kestiremiyordum çünkü onun sağı solu belli olmuyordu. Biraz sonra hareketlendi ve yatakta oturur pozisyona geçtikten sonra elindeki ceketimi bana uzattı. Canım yanmıştı. Artık kokumu bile hatırlamak istemiyor oluşu fazlasıyla canımı yakmıştı.
Elindeki cekete bakmaktansa en başta yüzüne baktım ve yanağındaki derin yarayı fark ettim. Hani oluk oluk kan aktıktan sonra tüm kanlar orda birikir ve kabuk bile tutamazdı ya, aynı öyleydi yanağındaki yara. Şaşkınlıkla yaranın üzerine dokunduğumda hiçbir tepki vermedi. Gözlerim dolmuştu. Kendine zarar vereceğinden çok emindim fakat belki bir nebze de olsa bunu kendine yapmamıştır diye düşünmüştüm. Elmacık kemiğinin üstündeki yaraya pansuman yapmak için hemşirelerden birkaç bir şey istemiştim. Malzemeleri getirdiklerinde yanağını temizlemek için uzanınca geri çekildi.
"San, lütfen..." Sesim titremişti ve sanırım bu yüzdendi inat etmeden tekrardan yaklaşmıştı bana. Ağlamamak için kendimi sıkarken bunu başaramayacağımı anlamıştım. Ben yanağına pansuman yaparken o yüzümde belli belirsiz izi kalmış yaralara baktı. Ne olduğunu sormasını bekledim. Merak edecekti, biliyorum. Ne kadar canını acıtmamaya çalışsam da, acıdan kaşları çatılmış ve ara ara sızlamıştı. Nasıl bu denli zarar verebiliyordu kendine? En kötüsü de bunu yaptığı için kendimi suçlamaktan alıkoyamıyordum.
Yüzümde gezinen parmakları bana o geceyi hatırlattı. Yaralarımın üzerinde dolandı parmakları hafifçe. Ne olduğunu sormayı çok istiyordu ama yapamıyordu. Bende hiçbir şey anlatmamaya karar vermiştim. Sonra dudağımın kenarındaki, en belirgin olan yarada durdu parmakları. Gözlerim tekrar dolmaya başladı. Lakin direndim bu sefer. Dokunuşlarının verdiği duygudandı bu seferki ağlama isteğim. İçime işliyordu her teması. Kalbime dokunuyordu ve beni karışık duygulara sürüklüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sandman | woosan ✓
Fanfiction𝑅𝑢ℎ𝑢𝑚𝑑𝑎𝑘𝑖 𝑐̧𝑖𝑐̧𝑒𝑘𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛 𝑜̈𝑙𝑚𝑒𝑠𝑖𝑛𝑒 𝑖𝑧𝑖𝑛 𝑣𝑒𝑟𝑑𝑖𝑔̆𝑖𝑚 𝑖𝑐̧𝑖𝑛 𝑜̈𝑧𝑢̈𝑟 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑟𝑖𝑚. 𝑂𝑛𝑙𝑎𝑟ı 𝑦𝑎𝑠̧𝑎𝑡𝑎𝑐𝑎𝑔̆ı𝑚𝑎 𝑠𝑜̈𝑧 𝑣𝑒𝑟𝑚𝑖𝑠̧𝑡𝑖𝑚. 𝐹𝑎𝑘𝑎𝑡 𝑠𝑒𝑛 𝑠𝑎𝑘ı𝑛 𝑜̈𝑙𝑑𝑢̈𝑟𝑚𝑒 𝑔𝑢̈𝑧𝑒𝑙 𝑐...