32- Uyku Perisi

25 7 7
                                    

*SYML- Mr. Sandman*

Gün batımlarını severdim lakin gün doğumları bana daha çok hitap ederdi. İzlemesi daha huzurlu gelirdi. Etraf sessizdi ve kuşlar öterdi. O an çok huzurlu gelirdi. Yanımda hep öyle hissettirecek birini arardım. Sanırım şimdi bulmuştum. Yanımda, birlikte gün batımını izlediğim sevdiğime baktım. O benim için sabah gibi hissettiriyordu. Huzurluydu, tarif edemeyeceğim kadar.

"Bir günde güneşin doğuşunu izleyelim seninle." Aklımdan geçen düşünceyi dile getirdim, sahilde gün batımını izlerken.

Teklifimi kabul etti. Ve uzunca bir süre oturduk orada. Küçük bebeklere gülümseyip yanımıza gelen kedi ve köpeği sevdik. Sonra gözüme elma şekeri arabası çarptı.

"Elma şekeri sever misin?" Ne amaçla sorduğumu anlamaya çalışırken ona elma şekeri arabasını gösterdim. Gülümsedi sonra. Bunun ne demek olduğunu bildiğimden hemen ayaklandım ve arabaya doğru yürüdüm. İki tane elma şekerini alıp, küçük çocuklar gibi heyecanlı heyecanlı yanına döndüm. Tekrar eski yerime oturdum ve birini ona uzattım.

Arada bir dudağımda kalan şeker parçalarını parmağıyla temizleyip dudağına götürüyordu. Ve bu hareketi kalbimi öyle bir hızlandırıyordu ki. Hiç bitmesin istiyordum bu an. Hep burda kalalım. O, hep benim yanımda kalsın. Gidince ne yapacaktım hiçbir fikrim yoktu. Büyük bir boşluğun içine düşecektim sanırım. Yanımda olmasına alışmaya başlamıştım.

Elma şekerleri bittiğinde yavaştan eve doğru yürümeye başladık. Yürürken elimi tuttu ve arada bir baş parmağıyla hafif hafif elimi okşuyordu.

"Eğlendin mi bugün?" Günün güzel geçmesi benim için öncelikti şuan. O eğlensin ve keyif alsın ben başka bir şey istemiyordum.

"Hmhm." Onaylar gibi bir mırıltı çıkardı. Sonra elini elimden çekti ve belime yerleştirdi. Şaşkınlığa uğrasam da sonradan gülümsedim ve bende ona sarıldım. Öylesine kusursuzdu ki şuan her şey. Yanımızda deniz, etrafımızda enstrümanlarıyla şarkı söyleyen insanlar, yanımda San... Ve en kusursuz olan da oydu. Bu anı en çok güzelleştiren oydu. O yanımda olduğu için her şey mükemmel geliyordu.

***

Güzel ama yorucu bir gündü. Salonda ölü gibi uzanıp elimdeki kameradan çektiğimiz fotoğraflara bakmaya başladım. San odadan çıkıp halime kıkırdamıştı. Gerçekten ayaklarımı mahvolmuş hissediyordum. Kazı alanı zaten çok yorucu geçmişti. Fakat sahilde oturmak biraz daha dinlendirmiş gibiydi beni.

Ne yaptığımı sorarken ben de ona çekildiğimiz fotoğrafları göstermiştim. Başucuma geçmiş ve fotoğraflara bakmıştık. Küçük kıkırtıları kulağımı dolduruyordu. Bakışlarımı kaldırmış ve ona öpücük vermiştim. Sonrasında duşa doğru adımlamıştı ben de balkona çıkıp biraz sigara içmek istemiştim.

Duştan çıktıktan sonra yanıma gelmişti. Elindeki havluyla saçlarını kurulamaya çalışıyordu.

"Saçlarını neden kurutmadın?"

Islak saçlarını karanlıkta zar zor seçiyordum. Ve elimdekini bırakıp onu banyoya sürükledim tekrardan. Oturttum ve elime kurutma makinesini alıp saçlarını kurutmaya başladım. Bitirdiğimdeyse saçlarını geriye doğru taradım ellerimle. Boynuna sarılıp saçlarını kokladım ve öpücük bıraktım. "Mis gibi kokuyorsun."

"Sende sigara kokuyosun." Yüzündeki bu memnuniyetsizliğin sebebi şimdi anlaşılmıştı. Dediğine karşı suratımı astım. Ben etrafı toplarken içeri gitti. Elindeki kutuyla salonda oturduğunu görmüştüm bir süre sonra. Fotoğraflar haricinde başka şeyler tutuyordu. Elindekileri göremeyeceğim bir yere oturarak onu rahatsız etmek istemedim. Bir şeyler okuyor ve bir şeyler bakıyordu.

Sandman | woosan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin