Selam millet!🤎
Keyifli okumalar..Müzik:
Perdenin Ardındakiler - Beni Kendinden Kurtar^^^
Meyra AtillaHer zamanki gibi sıkıcı bir gün geçiyordu. Hoca ders anlatıyordu ve ben yine dinlemiyordum. Bu sefer kitap da okumuyordum, boş boş önümdeki defterin kapağına bakıyordum. Ders tarihti ve ben tarihten inanılmaz derecede nefret ederdim. Normalde dersleri dinlemezken bu derste resmen soyutlanıyordum.
Dersin bitmesine beş dakika kalmıştı ve bu teneffüs öğle arasıydı, hoca sınıfı serbest bıraktığı anda sınıfta bir uğultu başladı. Herkes arkadaşlarıyla grup grup toplaşmış muhabbet ediyorlardı. Sınıftan Nisa ve Bilge dışında samimi olduğum biri yoktu bu yüzden benimle pek konuşmazlardı. Zaten hiçbirini samimi bulmuyordum, onlar konuşsa ben konuşmazdım.
Her zamanki gibi camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Gökyüzünü izlemeyi çok severdim, gökyüzü pencereye sığdığı kadardı ama içinde birçok şey saklıydı. Derin anlamlar yatardı. Her şeyden çok özellikle gökyüzüne bakarken fazla düşünürdüm. Daldı mı çıkmam uzun sürüyordu.
Neyse ki düşüncelerimden ayrılmama çalan zil yardımcı olmuştu. Dışarı çıkmayı düşünmüyordum. O yüzden elime kitabımı aldım ve kaldığım yerden okumaya devam ettim.
Sınıftan adı Zehra olan bir kız bana seslendiğinde dikkatimi kitaptan çektim. "Meyra! Kapıya bakar mısın, bir çocuk seni çağırıyor!"
Gözlerimi Zehra'dan çekip kapıya baktığımda karşımda Efe'yi görmeyi beklemiyordum. İyi de o benim sınıfımı nasıl bulmuştu?
Şirince gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Şaşkınlıkla yerimden kalktım ve yanına gittim. Elindeki tostu ve çayı bana gülümseyerek uzatırken "Begüm'ün yerine telafi etmek istedim ve ayrıca Begüm şuan kantinde olduğu için onu görüp sinirlerinin bozulmasını da istemedim. Ben alıp getireyim dedim. Afiyet olsun." dedi.
Resmen yemeğimi ayağıma getirmişti, üstelik hiçbir samimiyetimizin olmamasına rağmen.. Şimdi ben bunu aklıma takmayayım da ne yapayım? "Çok teşekkür ederim, niye zahmet ettin? Ben gider alırdım, seni de uğraştırdım."
"Uğraştırmıyorsun, ben sadece içimden geldiği için yapıyorum. Ve.. Neden içimden geldiğini de bilmiyorum ama.. Yapmak istedim işte sadece, sorgulama."
Gülümseyerek başımı salladım. "Şuan aç değilim. İstersen ben bunları sırama bırakayım, senle biraz bahçede gezelim. Hem daha detaylı tanışmış oluruz. Gelince yerim." Bunu neden teklif ettiğim hakkında bir fikrim yoktu. Sanırım benimde içimden gelmişti.
İlk başta teklifime şaşırdığını belli etmişti ama sonradan gülümseyip başını olumlu anlamda salladı. Hemen bir çırpıda elimdekileri sırama bıraktım. Sonrasında beraber bahçeye çıktık. Hava bugün çok güzeldi, aslında ilkbahardaydık ama bidiğin otuz derece sıcaklığın ortasında yürüyormuş gibi hissediyordum. Böyle havalar her zaman modumu yükseltirdi.
Bahçede turlarken aynı zamanda sohbet ediyorduk. Aslında havadan sudan konuşacak kadar birbirimizi tanımıyorduk, bu sebeple klasik sorular sorarak tanımaya tanışmaya çalışıyorduk. "Kaçıncı sınıftın, şuben ne?" diyerek konuştum ona karşı sohbeti devam ettirerek.
"11/C. Aslında yaşım on sekiz, geç yazıldım o yüzden on birinci sınıfım şuan." dedi samimi bir gülümseme sunarak. Merak ettiğim bir şeyi sormadan edemedim. "Sen bizim okula yeni gelmiş olabilir misin? Sanki seni ilk defa görmüşüm gibi geliyor da.."
![](https://img.wattpad.com/cover/310338593-288-k262535.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK EN NİHAYETİNDE
JugendliteraturUyarı: Kitap, küçük yaştaki okurlar için uygun olmayan içerikler (küfür, argo, şiddet, cinsellik vb.) barındırmaktadır. ☀️ Meyra Atilla, lise üçüncü sınıfta çoğu tipin asosyal diyebileceği, tek işi okuldan eve rutinini gerçekleştirmek olan, kitap b...