29. bölüm: kalplerimiz bir

16 2 0
                                    

Hoşgeldiniz sevgili yârilerim..
Keyifli okumalar! 💛





^^^





Meyra Atilla

Okuldan çıktıktan sonra Efe ile tekrar görüşmek üzere vedalaştık ve eve doğru yol aldım. Eve yaklaşmış olmama rağmen kulaklarımı takmak ve müzik dinlemek istedim. Müzik listemden rastgele bir müzik seçerek yavaş adımlarla hem etrafıma bakınıyor hem de adımlıyordum. Arka planda şu sıralar kafayı taktığım nostaljik müziklerden biri olan Ekin Koray - Seni Her Gördüğümde çalıyordu. Bu şarkıyı Efe ile sevgili olduğumuzdan beri dinliyordum. Bence bizim şarkımız olmalıydı, bu konu hakkında onunla konuşacaktım.

Düz yürüdüğüm yolda kenara savrulmamla birinin bana tam anlamıyla öküz gibi çarptığını anlamıştım. Maşallah öyle bir çarpmıştı ki feleğim şaşmıştı. Ben bana çarpan hayvana sertçe bakarken çoktan kulaklıklarımı çıkartmıştım. O ise gevşek bakışlarla ve alayla gülerek "İyi misin?" dedi. Asla ciddiye almadığı çok belliydi. "Bilmem, sen söyle. İyi miyim acaba?"

Sinirle kurduğum cümle karşısında sırıtışı genişledi. Kendimi tutamadım. "Pardon da tam olarak neye gülüyoruz? Ne bu gevşek gevşek hareketler?" Çocuk sarı saçlarıyla ve mavi gözleriyle dikkatimi bir nebze dağıtıp konunun uçmasına sebep olsa da yine de kendime gelip dediğine odaklandım. 

Benden fazla uzun değildi ve aramızda fazla bir yaş farkının olduğunu sanmıyordum. Üstelik yapılı görünüyordu, big boy dedikleri buydu galiba. Bir koydu mu uçururdu yeminle.

"Tamam ya sakin ol. Görmeden çarptım bilerek olmadı.."

Elinin birini omuzuma koyarken hızlıca ittirdim elini. Cevap vermeden gözlerimi devirdim ve arkamı dönüp yürümeye devam ettim. Şarkı devam ederken evin önüne geldiğimi fark edip kulaklıkları çıkarma kararı aldım. Eve çıktığımda kapıyı çaldım ve açılmasını beklerken ayakkabılarımı çıkarmaya uğraştım. Kapı açıldığında sevimsiz kardeşimi görmemle göz devirdim. Okuldan benden yarım saat önce çıkıyordu. Sırf bu yüzden bile ona sinir olmam yeterliydi.

"Selamlar en sevmediğim kardeşim, nasılsın?" İçeriye çoktan geçmiş hırkamı asıyordum. 

"Niye geldin ki? Sen gelmeden evin daha güzel olduğunu söylemiş miydim?" dedi. Kafasına bir tane geçirdim. "Her gün söylediğin şey, biliyoruz Allah'tan!"

Odama geçtikten sonra tekrar ona seslendim. "Merak etme üstümü değiştirip çıkacağım. Ev yine eski güzel hâlini alabilir! Bende sana bayılmıyorum zaten!" Kıyafet seçmek için dolabımın kapağını açarken annem belirdi kapımın önünde. "Nereye Meyra Hanım? Daha şimdi geldin."

Gözlerim tedirginlikle anneme dönerken aklıma hâlâ Efe ile sevgili olduğumuzu söylemediğim geldi. Allah bilir ne zaman söyleyecektim! Bu gidişle annemler, Efe'ler beni istemeye geldiklerinde öğreneceklerdi. 

Görkem'in de annemin yanında sırıtarak yer alması iyice gerilmeme sebep oldu. Mutfak köşelerinde basılmıştık sonuçta. Her an kazık atabilirdi, güvenmiyordum ona.

Annelerimizin arkadaş olmasına güvenerek doğruyu söyleme kararı aldım. "Efe ile buluşacağım anne." Annemin bakışları yumuşasa da merakı dinmemişti. "Nerede buluşacaksınız?"

"Basket sahasında. Maç yapacağız, geç kalmam.." Elini beline koymuş düşünüyordu. Düşünmediğini biliyordum. Zaten arkadaşının oğluydu, hem tanışmışlardı da bize oturmaya geldikleri gün. Annem sadece bir şeyleri fazla ciddiye alıyormuş gibi görünmeyi seviyordu. 

"Meyra hiç ders çalışmadığının farkında mısın?" Başlamıştı her klasik annenin cümlelerini tekrarlamaya.

Ofladım. "Ya anne! Okulda köpek gibi matematik görüyorum zaten. Yetiyor da artıyor bana. Hem ben dersi derste anlıyorum, çalışmama gerek yok." Kafasını aşağı yukarı salladı imayla. "Nah anlıyorsun!"

AŞK EN NİHAYETİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin