53. bölüm: ''merhaba liya''

34 1 0
                                    

Medya: Liya Abalıoğlu


Müzik:
Semiramis Pekkan - Nerdeysen




Hoş geldiniz sevgili yârilerimm!

Yaz tatilinin ilk günü bu bölümü yazmaya başlıyorum. Ayrıca burada da belirtmek istiyorum ki, bu sene benim YKS senem. Yazın TYT'yi bitirme babında planlarım var (inşallah) AGFGSAHGDSFJGDFAJFGDJ

Ne kadar bölüm atabilirsem o kadar kâr gözüyle bakıyorum. Zaten finalimize de çok bir şey kalmadı. Hayırlısıyla Aşk En Nihayetinde'yi tamamlayabilirsem rahata ereceğim.

Şuan böyle deyince duygulandım. Şaka maka, yaklaşık üç sene falan oluyor yazmaya başlayalı. Şuraya bir maşallah alabilir miyim acaba ghghaddfsajadhsfdjagfdsj

Neyse daha fazla uzatmayalım, bölüme geçelim! 😙





^^^





Meyra Atilla

''Neyi biliyorsun, anlamadım?'' dedim gözlerimi kırpıştırarak.

Dirseklerini sandalyenin arka kısmına yasladı. ''Salağa yatma Meyra. Bana anlatmak için ölüp bittiğin gerçeklerden bahsediyorum.'' Oldukça soğuk görünüyordu yüzü, yoksa inanmamış mıydı? En önemlisi de kimden öğrenmişti bunu?

Sesli bir şekilde yutkundum. ''Kimden öğrendin?''

''Ne önemi var?'' dedi hemen. Yüzüne uzun baktım. Lafa girip konuşmaya cesaretim yoktu. Sonrasında ''Partide Demirhan ve Seçil'e anlatırken kulak misafiri oldum.'' dedi tekrar. ''Doğru muydu onlar? Gerçekten baban mı zorladı seni?''

Histerik bir gülüş attım. ''Bana neden anlatmadın diyeceğin yerde doğru mu onlar diyorsun. Anladım artık sevmiyorsun da, bana karşı güvenini de mi kaybettin?'' dedim. ''Böyle bir konu hakkında neden yalan söyleyeyim? Delirdim mi ben?''

''Seneler sonra karşıma çıkıyorsun, hem de Türkiye'de oynayacağım önemli maçlardan birinde. Bir anda bu anlattıklarına kulak misafiri oluyorum. Sonra haftalarca peşimden koşuyorsun ama akşam bir bakıyorum elin herifinin kollarında dans ediyorsun. Güven mi kaldı ortada Meyra? Sen gelince tüm düzenim altüst oldu benim. Ne hakkında soru soracağımı şaşırdım.'' dedi.

''Ne oldu da baban sana kızdı diyebilirsin mesela!'' diye yükseldim. ''Daha o yaşında sevmekten başka bir şey yapmadığın hâlde sırf benimle görüşmeni istemediği için neden seni Trabzon'a, babaannenin yanına yolladı diyebilirsin! Sen daha nasıl soru sorman gerektiğini bile bilmiyorsun. Sen benim neler yaşadığımı bilmiyorsun, hiçbir şey bilmiyorsun! Dünyadan haberin yok senin!'' dedim ve hızla kalktım oturduğum sandalyeden.

Olduğum yerde sinirle volta atarken ''Anlat da bileyim madem!'' dedi ve oturduğu sandalyeyi devirerek karşıma geçti. ''Anlatmadan nereden bilebilirim?''

''Dinlemiyorsun ki! O kadar gerizekalısın, o kadar salaksın ki bir dinlesen hiçbir şeyin sandığın gibi olmadığını bileceksin zaten!'' dedim tekrar bağırarak. ''Ama şu inadın yok mu? Sen bu inadından kaybedeceksin hep!''

Bir adım attı ve dibime girerek elini ağzımın üzerine kapattı. ''Sus kadın, sus da anlat o zaman.'' İşte yine devrelerim yandı. Anında sakinleştim, tüm sinirim uçtu gitti. Efe'nin üzerimde tuhaf bir tesiri vardı ve bunu yıllar geçmesine rağmen hâlâ çözememiştim.

Geri çekildim hızlıca. Alçak krem rengi kanepenin arka tarafına kalçamı yasladım. ''Şevval'in ölümü baya büyüdü bizim evde.'' diye giriş yaptım hemen. ''Görkem kazayı babanın yaptırdığını ağzından kaçırdı. Babam çıldırdı, onun oğlu olduğunu öğrenince senden ayrılmamı istedi.''

AŞK EN NİHAYETİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin