45. bölüm: geç kalınan

29 2 0
                                    

Medya: Yunus ve Şevval



Müzik: Mabel Matiz - Gel




Hoş geldiniz sevgili yârilerim! 🫀
Keyifli okumalar dilerim.





^^^





Meyra Atilla

''Efe'yi Kim Daha İyi Tanıyor yarışmamız başlıyor efendim!'' diyen Murat'ın sesi kış bahçesini doldurdu.

Tatilin son gecesine gelmiştik. Yarın sabah İstanbul'a dönüyorduk. Normalde yarışmayı dün akşam yapacaktık fakat Şevval'in durumu ortadaydı. Hiçbir şey olmamış gibi davranamazdık. En azından bir süre vakit geçmesini beklemiştik. Bakışlarım Şevval'e kaydığında ona özel yaptığımız yastık dolu tekli koltukta oturuyordu. Yanında ise Yunus yer almıştı. Şevval ile birbirimize gülümsedik.

Okuldan 15-20 daha toplamıştık. Bizim ekip de dahil olmak üzere - tek eksik Cemre idi, zaten onu çağırmaya niyetimiz yoktu - kış bahçesinde tahminen otuz kişiydik. Seyirci kitlesi bir tık fazlaydı. Bu sebeple Murat kendini biraz kaptırmıştı. Her ne kadar Efe oflayıp puflasa da onu sallayan yoktu. Meyra Atilla bu yarışmayı kazanacaktı!

Kafamda gerilim müziği çalarken tekrardan Murat'ın sesini duydum.

Elindeki kâğıda bakarak ''Tekrardan hoş geldiniz değerli İstanbullu olan ama Bursa'da konaklayan öğrenci tayfası! Bugün burada çekişmeli bir yarışma için toplanmış bulunmaktayız. Efe Berent hakkında soracağımız on soruyu bakalım hangisi daha iyi yanıtlayacak? Her soru on puan değerindedir. En yüksek puanı alan yarışmayı kazanır, bilgilerinize arz ederim!'' dedi.

Boğazımı temizledim ve aramızda duran Murat'tan dolayı göremediğim Berkay'ı gözlerimle tarayıp buldum. ''Are you ready?'' dedim ingilizcemi konuşturarak. ''Always!'' dedi gözlerini kısarak. Gözlerimi devirdim ve önüme döndüm.

''Arkadaşlar yarışmamıza başlamadan önce...'' dedi Murat ve arka tarafından iki tane kumbara çıkardı. Birini benim önüme diğerini de Berkay'ın önüne koyduktan sonra ''Bahisleri alalım! Meyra kazanır diyenler Meyra'nın kumbarasına, Berkay kazanır diyenler Berkay'ın kumbarasına oynasın. Bol şanslar!'' diye devam etti.

Millet ciddi ciddi kumbaralara para atarken Berkay ve ben şaşkınlıkla bakakalmıştık. İkimizin de bundan haberi yoktu. Ben histerik bir şekilde gülerken, seyircilerin arasında en önde oturan canım sevgilim ''Murat bokunu çıkartma amına koyayım!'' dedi. ''Zaten yeterince saçma buluyorum şu yarışmayı, bir de inadıma yapar gibi iddia dükkanına çevirdiniz iyice burayı.''

''Ulan sana söz hakkı veren mi var?'' dedi Murat. ''Kapa çeneni otur aşağıya!''

Gözlerimi devirdim. ''Her neyse. Başlat artık Murat.'' Alayla bana baktığını hissettim Berkay'ın. ''Bence kazanan belli ama neyse.'' Sahte bir gülüş attım. ''Aynen canım, ben oluyorum o.''

Murat bizi takmayarak ilk soruyu sordu. ''Evet, birinci sorumuzla başlıyoruz. Efe Berent'in en sevdiği yemek nedir? Süreniz yirmi saniye!'' Telefonun kronometresini başlattı ve herkesin görebileceği bir yere koydu.

Umut, seyircilerin arasından atladı. ''Daha bugün hapur küpür iskender gömüyordu!'' Murat kaşlarını çatıp Umut'a baktı. ''Müdahale yok! Sadece Meyra ve Berkay cevap verecek.''

O sırada Berkay ''Yaprak sarması!'' derken keyifle gülümsedim. Bu soru benim için çerezin çereziydi. Anında cevapladım. ''Efe yemek ayırt etmez, her şeyi yer.'' Murat'ın sesini duyum ardından. ''Meyra Atilla'nın cevabı doğru! Oraya bir on puan yazalım Emirciğim!''

AŞK EN NİHAYETİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin