47. bölüm: dayan ruhum, bu acıya dayan

28 2 0
                                    

Medya: Yunus Karaçimen



Müzik: Toygar Işıklı - Çok Geç





Hoş geldiniz sevgili yârilerim! 💗

Zaman gittikçe ilerliyor ve ben ne ara kitabı yarıladığımızı bile bilmiyorum.. 🥹

Birkaç ay sonra bir bakmışız finali okuyoruz, hatta belki de elimizde, kitaplığımızda bir adet Aşk En Nihayetinde? Hayalini kurmak bile kalbimin atışını hızlandırdı! 🫨

O zaman keyifli okumalar diyerek sizi uğurluyorum! 🤗





^^^





Meyra Atilla

''Hemen şu işin eğrisini doğrusunu başından anlatın bana.'' dedim bankta otururken.

Dirseklerim dizlerimdeydi, bacaklarım titriyordu ve başımı ellerimin arasına almıştım. Son derece gergindim. Begüm ''Meyra, bu çok ciddi bir mesele...'' derken sözünü kesip ''Hemen!'' diye sesimi yükselttim. ''Eğer anlatmazsanız Efe'ye söylerim, asıl o zaman görürsünüz ciddiyeti!''

Gerçi anlatsalar da anlatmasalar da söyleyecektim ya, neyse..

''Meyra, anlamıyorsun..'' dedi tekrardan Begüm. ''Önce bir sakin ol. Evet, ilk başta ben de düşündüm Efe'ye söylemeyi. Ancak Murat'ın haklılık payı var. Önce arkadaşlarımız ameliyattan sağ sağlim çıksın, sonra bakılır bu mevzuya.''

Kafamı iki yana salladım bakışlarım ikisine birden dönerken. ''Önce meseleyi öğrenmek istiyorum. Eğer dediğiniz kadar ertelenmeye müsait bir konuysa duruma göre bakarım.''

Begüm ''Meyra, çok acele karar veriyorsun. Tamam anlatalım ama...'' derken bahçede gergin bir şekilde volta atan Murat girdi araya. ''Yeter! Kesin sesinizi!'' Yüzünü ovaladı. Ardından derin bir nefes alıp bana baktı. ''Anlatılacak çok da bir şey yok Meyra.''

''Her şey ortada işte.'' diye devam ederken kollarını iki yana açmıştı.


İlahi Bakış Açısı
1 saat önce

Murat, kantine gelip sıraya girdiğinde her şey o ana kadar olması gerektiği gibi ilerliyordu. Ancak telefonuna gelen mesaja kadar..

Baba: Hâlâ eve gelmemekte kararlısın, öyle mi?

Derin bir nefes verip kantin sırasından çıktı. Çayların biraz daha bekleyebileceğini düşünüp hastanenin çıkışına doğru ilerledi. Bahçeye ulaştığında soğuk havayı içine çekti. Bursa çok soğuktu fakat Murat'ın ruhundan soğuk olamazdı.

Boş bir bank bulup oturduğunda telefonunu eline aldı. Adnan Berent'in numarasını bulup tuşladıktan sonra kısa bir süre çağrı sesini dinledi. Onun sesi kulağına ulaştı, o iğrenç, duyduğunda tiksindiği ses... ''Murat?''

''Efendim?''

''Ne efendimi?'' dedi Adnan Berent, sert bir ses tonuyla. ''Beni arayan sensin. Söyle, nerdesin? Eve gelmiyor musun?''

Murat histerik bir gülüş attı. ''Çok mu umrunda?''

Adnan Berent, kısa bir süre sessiz kaldı. Ardından sesini sakinleştirmeye çalışarak ''Umrumda değilsin tabii ki de.'' dedi.

''Annen için arayıp soruyorum, onun için her şeyi yaparım biliyorsun. Kardeşini bir kere bile görmeye gelmedi, diyor. Lohusalık döneminde olduğu için fazla duygusal, evde olmamana çok üzülüyor.''

AŞK EN NİHAYETİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin