42. bölüm: yanlış anlaşılma

23 2 0
                                    

Medya: Cemre Laleli


Müzik: Oğuzhan Koç - Bulutlara Esir Olduk



Hoş geldiniz sevgili yârilerim.. 🤍






^^^





Begüm Kandemir

''Ee bir açıklama yok mu?''

Lobide, karşımda oturan Murat'ın sorusuyla daldığım yerden kendime geldim. Kaşlarımı çatarak ona baktım. ''Ne açıklaması?''

''Güzelim, güldük eğlendik ama...'' dedi son derece sakin bir sesle. ''Ben hâlâ Meyra ile sendeyim. Nasıl oldu bu iş? Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.'' Hafifçe kıkırdadım. ''Senin sayende sevgilim.'' Bu sefer kaşlarını çatan taraf o oldu. ''Benim sayemde mi? Nasıl yani?''

''Evet, senin sayende. Sen benim ihtiyacım olan her şeyin toplamısın Murat. Sevgisizliğimi, ilgisizliğimi gideriyorsun. Bana sırdaş, ortak oluyorsun. Yanlış zamanlarda doğru kararlar vermeme sebep oluyorsun. Kısacası, bir sevgiliden beklenebilecek her şeysin. Sen benim olduğun için ben kendimdeyim. Varlığın bile doğru kararlar vermeme sebep oluyor.''

''Haydaa..'' dedi utanıp afallayarak. ''Ulan kendimden bile beklerdim de senden beklemezdim şu sözleri. Nereye bağlayacaksın, merak ediyorum.'' Dudağım kıvrıldı. ''Zevzeklik yapma. Dinlemek isteyen sen değil miydin? Anlatıyorum işte.''

''Tamam tamam, susuyorum.''

Derin bir nefes alarak tekrardan cümlelerimi toparladım. ''Benim için doğru kişinin sen olduğunu anladığımda hayat benim için daha yaşanabilir bir hâle geldi Murat. Şunu fark ettim, eğer sen bana gelmeseydin belki de ben sana gelecektim.'' Beni dikkatle dinlerken devam ettim.

''Konuyu bağlamaya çalıştığım nokta şu.. Yaptığım ağıza alınmayacak şeylerden çok büyük pişmanlık duymam, bunu seninle çıktıktan sonra daha net anlamam ve hatalarımı telafi etmeye çalışmam. Meyra ile de bu yüzden konuştum. Aslında...'' deyip sustum. ''Neyse.''

''Aslında?'' dedi sorarak.

Titrek bir nefes alıp verdim. ''Beni kimse odasında istemedi.'' Ardından üzülmemesi için gülümsemeye çalıştım. ''Bende asla ihtimal vermeyerek Meyraların odasına gittim. Belki bir ihtimal kabul ederler diye. Ha olmadı etmezse de, hakkı vardı zaten. Bağırıp çağıracak hâlim yoktu. En kötü bu mevzuyu konuşur, hallederiz; sonrasında kalmak için başka oda bulurum diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı tabi, benim düşündüğümün aksine Meyra cömertlik yaptı. Odalarına kabul etti. İşte her şey bu şekilde.''

Karşımdan kalkıp yanıma oturdu. Koluyla sarmalayıp göğsüne yasladı beni. ''İşte tek istediğim buydu. Ben söylemeden bir şeylerin farkına varmanı beklemiştim. Doğruya doğru, daha geç bir vakitte yapacağını düşünmüştüm ama beni şaşırttın. Sana çok teşekkür ederim. Bir kere daha bana seni seçtiğim için doğru bir karar verdiğimi kanıtladın hükümdarım.''

''Hükümdar?'' dedim kıkırdayarak. ''O da nereden çıktı?''

''İsminin anlamını bilmeyeni de ilk defa görüyorum.'' dedi kınayarak. ''Hükümdarım değil misin? Bir hitap birine ancak bu kadar yakışabilirdi.'' Ardından gözlerimin içine uzun uzun baktı. ''Sen hep beni yönet, ne yapacağımı söyle. Seni temenni ederim ki, bir gün sesimi çıkarmayacağım.''

Başımı kaldırmadan gülen gözlerimi ona dikerek baktım. ''Asıl ben sana teşekkür ederim. Beni ikna etmeyip, hastane odasından çıkıp gitmemi izleseydin belki de şuan hâlâ ayrı olacaktık. Hem.. Madem seni yönetmemi istiyorsun, canıma minnet.''

AŞK EN NİHAYETİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin