AŞK EN NİHAYETİNDE

35. bölüm: aşkı doğru kişide aramak

Hoş gelmişsiniz AEN Ailesi ❤️‍🔥
Yeni bölüme buyrunuz!

Müzik: Berk Baysal - Yaralarını Ben Sarayım

^^^

Efe Berent

"Emir, bir konuşalım mı kanka?"

Kantinde sırada duran Emir'in yanında durduğumda, öğle arası olduğundan kalabalığın içinde başta beni fark etmemişti. Seslendikten sonra dönüp bakmıştı. Meyra'ya iki dakika kantine su almaya iniyorum, hemen geleceğim diye geçiştirerek inmiştim. Emir ile konuşacağımı bilse muhtemelen peşimden ayrılmayacaktı, o varken rahat küfür edemezdim bile. O yüzden en iyisi böyleydi.

Sıradan çıkıp yanıma geldi. "Konuşalım. Hava güzel, bahçeye çıkalım istersen?" İtiraz etmeden kafamı salladım, ne kadar erken konuşursak o kadar iyiydi. Cevaplaması gereken şeyler vardı.

Boş bir banka oturduğumuzda erkek usulü bacak bacak üstüne attım. "Anlatmak istediğin bir şeyler var mı?"

Bana döndü. "Nasıl yani? Ne duymak istiyorsun?" Bende bakışlarımı ona çevirdim. "Sen anlatmak istersin belki.. Yaptığın davranışlardan ve söylediğin sözlerden sen sorumlusun diye tahmin ediyorum?"

Kaşlarını çattı. "Bilge ile olan kavgamızı mı kastediyorsun?"

"Sorularıma sorularla karşılık verme Emir. Ne biliyorsan anlat." dedim bıkkınlıkla.

"Ayrıldık işte. Bunu mu duymak istiyordun?" dedi birdenbire ortaya çıkan sinirle. "Ve buna da Meyra'nın sebep olduğunu biliyor musun peki?"

"Biliyorum. İki tarafı da dinleyip objektif yaklaşmak istiyorum. Bu yüzden buradayım. Anlat her şeyi." Kırgınlıkla devam ettim. "Ayrıca bu hırsızlık olayını neden senden değil de Meyra'dan öğrendim ben? En yakının benim senin, niye anlatmadın?"

"Ne diyeyim amına koyayım ya? Hırsızlık yaptım mı diyeyim? Marifet gibi anlatayım mı? Biriniz de anlayışla karşılasın sunu, sikeceğim artık!"

"Sakin ol, demek istediğim iyi bir şeymiş gibi bana anlatman değildi. Meyra'ya anlatmanı gerektirecek şeyi merak ediyorum sadece. Önce şu konuya bir açıklık getirelim."

Nefes aldı. "Bir yerden duymuş gelip bana sordu, anlatmam gerekti mecburen. Evet, zamanında hata yaptık ama yalancı da değiliz yani, ne ise onu anlattım. Sonra da doğal olarak kimseye söylememesini istedim, o da anlatmayacağım demişti ama her insanın sözüne güvenilmeyeceğini bir kere daha öğretti bana."

Yayıldığım yerde dikleştim. "Orada ağır ol birader. Meyra yalancı demeye mi getiriyorsun meseleyi?"

Alayla güldü. "İnsanlar yaptıkları davranışlardan ve söyledikleri sözlerden sorumludur diye biliyordum biraderim. Ondan söyledim yani, yanlış anlaşılmasın."

Gönderme yapıyordu. Yakın arkadaşımla ters düşüyorduk ve içimde bunun sonunun iyi bitmeyeceği ile alakalı dürtüler vardı.

"Kız onu ağzından kaçırmış. Sen eğer ona hakaret etmeseydin bunlar olmayacaktı. Umut bizim ilişkimizi sorun etti mi ki de sen sevgilime kahpe diyorsun? Düşmanımız etmiyor bize bu lafı." diye sinirle atıldım.

Benim gibi dikleşti oturduğu yerde. "Yalan mı Efe? Umut bunu sorun etsin veya etmesin, dışarıdan görünen bu. Ayrıca sinirlenmesi bir şeyi değiştirmez, bir insana bir sır verildiği zaman onu açık etmez, etmemeli. Düşüncelerini gözden geçirmeni tavsiye ederim."

Gözüm seğirdi. "Emir, laflarına dikkat et. Aynı lafları Bilge'ye ettiğim zaman yumruğu yapıştıracağını bildiğim davranışları bana yapma. Tepem atıyor hafiften."