48. bölüm: başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma

20 2 0
                                    

Hoş geldiniz sevgili yârilerim! 🐣




Müzik: Edip Akbayram - Aldırma Gönül




Kırk sekizinci bölümümüzle karşınızdayım... Okuyacaklarınız için şimdiden özürlerimi diler, her türlü küfüre hazırlıklı olduğumu belirtmek isterim hahahashaajdhsakhsakh

İyi okumalar desem mi bilemedim ama iyi okumalar.. 🥹






^^^






Meyra Atilla
29 Ocak 2015, Bursa

Tüm aileler toplaşmış, Berkay'ların evinde kahvaltı yapıyorduk. Yalnızca Şevval ve Emir'in ailesi yoktu.

Yaklaşık dört beş gündür burada kalıyorduk. Ailelerimiz eve gitmek için ısrar etse de bizim ekip -bende dahil olmak üzere- Yunus ve Şevval'in başında durmak istiyordu.

Başımı kahvaltı yaptığımız kapalı büyük balkonun camına çevirdim. Yarıyıl tatilinin ilk haftasının bitmesine iki gün kalmıştı. Tatilimiz tatil gibi değil de zehir gibi geçiyordu. İstanbul'da yaşamadığımız ne kadar musibet varsa hepsini Bursa'da yaşamıştık. Gelir gelmez belayı da getirmiştik. Böylelikle bu şehiri hep farklı hatırlayacaktım.

''Meyra, sana diyorum?'' Bana seslenen Cenk'e baktığımda tekrar konuştu. ''Reçeli uzatır mısın?''

''Kusura bakma Cenk, dalmışım...'' dedikten sonra bana yakın olan vişne reçelini Cenk'e uzattım.

''Çocuklar..'' diyen babama kaydı bakışlarım. ''Kalmak konusunda emin misiniz? Haftaya okullar açılacak, bir haftanız kaldı. İsterseniz hemen İstanbul'a dönebiliriz?''

Babam cümlesini bitirir bitirmez Yunus konuştu. ''Teklifiniz için teşekkürler Haldun Amca, arkadaşlarımı bilmem ama ben kalıyorum. Şevval'i yalnız bırakmam.'' Murat dik dik baktı Yunus'a. ''Arkadaşlarımı bilmem ne demek lan? Biz de buradayız, gitmiyoruz.''

Yunus minnet dolu bir gülüş sunarken Sibel Yenge hem bize hem de ailelerimize bakarak konuştu. ''İstediğiniz kadar kalabilirsiniz, eğer rahatsız olduğunuz şey buysa lütfen bunu sorun etmeyin. Biz hiç rahatsız değiliz.''

''Yok Sibelciğim, elbette rahatsız değiliz..'' diye giriş yaptı annem. ''Fakat Haldun'un yine iş için yurt dışı seyahati var. Bizim mecburen dönmemiz gerekiyor.'' Ardından bana döndü. ''Bizle gelecek misin yoksa alacak mısın kızım?''

Başta cevapsız kaldım. Başımı çevirip yanımda oturan Efe'ye baktım. O da cevabımı merak edercesine bakıyordu. Başımı tekrardan anneme çevirip ''Kalacağım anne, arkadaşımı yalnız bırakamam.'' dedim.

Başını salladı. ''Peki öyleyse, biz bu akşam döneceğiz. Başından söyleyeyim, eğer arkadaşın tatil bitimine kadar hâlâ uyanmamış olursa Elif Ablanlarla geri dönüyorsun. Okulda devamsızlık yapamazsın.'' Kararını kesin bir biçimde benimle paylaşırken mecburen kafamı salladım.

''Anne ben de ablamla kalabilir miyim?''

Görkem'in sesini duyduğumda gözlerimi belertip ona baktım. ''Ne kalması ya? Saçmalama. Ayak bağı olma bana bir de, dön işte annemlerle.''

Bana dikti hemen bakışlarını. ''Ne ayak bağı olacağım sana ya? Uslu uslu oturacağım işte, ben de Şevval Abla'yı merak ediyorum.''

''Arar haber veririm ben sana, eve git de ders çalış annemin bir numarası!'' dedim kinayeyle. ''Teşekkür bile getiremedin bu dönem.''

Görkem göz devirirken bütün masada gülüşmeler hakim olmuştu. Sinirle ''Sadece üç puanla kaçırdım, tamam mı?'' dedi. Bunu demesiyle kahkahalar ikiye katlandı.

AŞK EN NİHAYETİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin