6. BÖLÜM / Neden?

4.7K 185 6
                                    

"Biraz konuşabilirmiyiz?"
Dicle fısıltılı bir şekilde bunu söylerken fazla uzakta olmadıkları için onu duyabilmiştim.

Gizlice birilerini dinlemek asla huyum değildi ama şuan ayaklarım olduğum yerde kalmam için adeta direniyordu.

Merakıma tekrar tekrar yenik düşerek onları daha iyi duymak adına kapıya biraz daha yaklaştım. Kapı aralığından süzülen serin rüzgar üşümeme neden olurken üzerimdeki hırkaya daha çok sarılıyordum.

Olacakları merakla beklerken Aras sert bir tavırla Dicleye baktı.

"Konuşacak birşey yok!"
Aras bunu dedikten sonra arkasını dönüp gitmeye yeltendi.

"Aras lütfen!"
Dicle yalvarırcasına bunu söylediğinde Aras sert tavrını koruyarak duraksadı ve tekrar Dicle'ye döndü. İçimdeki merak gitgide artıyordu. Dicle ve Aras'ı yanyana görmem bu sabah aklıma gelen ihtimalli hatırlamama neden olmuştu.

Böyle birşey olabilir miydi gerçekten?

Kafam oldukça karışmıştı. Geldiğimden beri Dicle'de garip bir şeyler olduğunu düşünüyordum ama bu düşünce fazla ihtimal vermediğim birşeydi. Evet bu anlaşmalı bir evlilikti ama nedense bu fikir beni oldukça sinirlendirmişti. Sonuçta anlaşmalıda olsa Aras resmi olarak benim kocamdı ve başka bir kızla gözükmesi beni zor bir duruma düşürüyordu.

Zihnimde dolaşan düşünceleri bir kenara atıp dikkatimi tekrar oldukları yere çevirdim. Aras her ne kadar sinirliyse, Dicle'de bir o kadar üzgün gözüküyordu.

"Seviyor musun o kızı?"
Dicle fısıltıya benzeyen bir sesle bunu söylerken şaşkınlığım yüzünden zorlukla yutkundum. Bu cümlesi aklımdaki ihtimali destekleyen türdeydi.

Konuşmada adımın geçmesi merakımı iyice arttırmıştı. Bu konakta daha nelere şahit olacaktım bilmiyordum. Saat epey bir geç olmuştu. Ne yani Dicle bu saate kadar Aras'ın gelmesinimi beklemişti?

Koskoca avluda Aras ve Dicle'den başka kimse yoktu. Tabii onları dinleyen ben hariç...

"Bunun seni ilgilendirdiğini zannetmiyorum!"
Aras sert bir tavırla bunu dediğinde ben yerimden kıpırdamaksızın onları dinliyordum. Eğer beni görürlerse bu pek hoş bir durum olmazdı.

Aras umursamaz ve sert tavrını koruyarak, dik duruşuyla Dicle'nin karşısında duruyordu. Dicle ise bir o kadar aciz gözüküyordu. Aralarında ne olduğunu henüz bilmiyordum ama bunu bu gece burada öğrenecektim.

Karanlıkta görüş alanım epey kısıtlıydı ama Dicle'nin elinin Aras'ın koluna temas ettiğini görebiliyordum.

"Aras ne olur yapma böyle... Ne halde olduğumu görmüyor musun? Çok canım yanıyor..."
Dicle ağlamaklı bir sesle bunu söylerken Aras sert tavrıyla onu dinliyordu.

Vücudumu saran heyecan ve gerginlik beni oldukça zorluyordu. Bu sözleri herşeyi açıklar nitelikteydi. Aras'ı bilmiyorum ama Dicle'nin Aras'ı sevdiğini öğrenmiştim.

Acaba Hatice Hanım'ın bana olan tavrının bu olayla bir alakası olabilirmiydi? Sonuçta Dicle onun yeğeniydi.

Kafamdaki sorular birbiri ardına dizilirken sessizce derin bir soluk aldım. Bir anda bu duyduklarım ağır gelmişti. Zaten hayatım oldukça zor geçiyordu ve birbiri ardına gelen bu olaylar beni yeterince yıpratıyordu.

Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilmiyordum. Vücuduma garip bir şok dalgası yayılıyordu. Gözlerimi Aras'a dikmiş ne tepki vereceğini beklerken o bir süre daha sessiz kaldı ama bu fazla uzun sürmemişti.

"Seninle yaşadığımız herşey geçmişte kaldı! Herşeyi unut ve kendi hayatına bak!"
Aras sertçe bunu söylediğinde Dicle'nin ağladığını anlayabilmiştim. Demekki eskiden aralarında bir ilişki vardı. Her duyduğum beni katbekat şaşırtmaya yetiyordu.

NİGÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin