33. BÖLÜM / Zehirli İhtiras

2.9K 127 50
                                    

Keyifli okumalar...

Dün gece, hiç uyuyamadım.

Tüm kötü anılarım bir bir üzerime gelip durdu.

Hayatla aramda incecik bir bağ kaldığını hissediyordum. Aklımı yitireceğimden korkuyor, akıl sağlığımın ipek ipliğe bağlıymışcasına her an yere düşüp bozulacağına inanıyordum.

Her şey çok karışıktı.

Aras'ı, ilk aşkımı istiyordum.

Hayır istemiyordum.

Ve bu isteklerimin önüne engelleri yine kendim koyuyordum.

Herkese, sadece bir kez onlara özgü sormak istediğim sorularım vardı. Mesela, anneme kızına neden böyle bir hayatı reva gördüğünü sormak isterdim. Sonra, Dicle'ye bir kadının gururunu nasıl bu kadar kolay harcayabildiğini, Aras'a neden bir başkasını severken beni bu evliliğe mecbur bıraktığını sormak isterdim.

Neden beni böyle bir hayatın içine soktuğunu, böyle bir hayattan kurtulmam için önüme neden engeller koyduğunu.

Neden bana aşık olduğunu...

Bana ne olursa olsun senden boşanmayacağım demişti ya hani, beni nasıl bir cehennemde tutmak istediğinin farkında mıydı?

Tırnaklarımı avuç içlerime geçirip aynadaki yansımama baktığımda, gördüğüm ilk şey yorgun bir surat olmuştu. Göz altlarım uykusuzluktan dolayı morarmıştı, saçlarım dağınık ve özensizdi. Kollarımda dün geceden kalma kırmızı izler vardı, sinir ve gerginlikten dolayı tırnaklarımı tenime geçirdiğimi hatırlıyordum. Kirpik diplerimde hissettiğim sızı gözlerimin kızarmasına neden olmuştu ve şuanki halimle tam bir enkazı andırıyordum.

Ellerimi, banyo tezgahından çekip duş kabinine doğru yöneldim. Bakışlarım oldukça donuk ve zihnim buz tutmuş gibiydi. Öyle ki üzerimde ki ince kıyafetlerimi bile çıkarmadan duşa kabine girmiş ve cam kapıyı kapatmıştım. Tırnaklarımı tenime batırmak, içime dolan zehri damarlarımdan akıtmak istiyordum. Kalbimdeki bitmek bilmeyen acıyı fiziksel acıyla hafifletmek istiyordum, kendimi tamamen bitik hissediyordum.

Suyu ayarlama gereği bile duymadan suyu açtım ve bir an bile düşünmeden suyun altına girdim. Buz gibi su, saçlarımdan akıp boynuma doğru süzülmeye başladığında hissettiğim ürpermeye rağmen suyun altından çekilmedim ve gözlerimi yumarak suyun vücuduma akmasına izin verdim.

Soğuk su, saniyeler içinde kıyafetlerimi ve bedenimi tamamen ıslattığında, içimde beliren ağlama hissine rağmen gözlerimi açmadım ve suyun altında beklemeye devam ettim. Ellerimin titrediğini, vücudumun ürperdiğini hissediyordum. Kollarımı elrafıma sardım ve kafamı kaldırıp suyun yüzümün her zerresini ıslatmasına izin verdim. Nefeslerim düzensizdi, hatta şuan nefes bile almak istemiyordum. Suyun nefesimi kesmesini, bana dar olan bu dünyadan sessizce silinip gitmek istiyordum.

Beni yok saymalarına katlanmak yerine, gerçekten yok olmak istiyordum.

Kalbim acıyordu.

Ellerimi saçlarıma daldırıp, dudaklarımı birbirine bastırdım ve gözlerimden akan bir damla yaşın suya karışıp yok olmasına izin verdim. Tırnaklarımı saç diplerime daha çok bastırıp gözlerimi sıkıca yumduğumda suyun fayanslara çarpıp çıkardığı sesin arasına cam kabinin kapısının açılma sesi karışmıştı. Arkamı dönmedim, buraya girebilecek tek bir kişi vardı.

NİGÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin