Gözlerin, gözlerimle uzun süre temas etmekten çekiniyor.
Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken alt dudağını kemiriyorsun, oturduğun yerde bir türlü rahat edemiyormuşçasına kıpırdanıyorsun. Düşüncelerini dev bir bilboard'ta yazıyor gibi net bir şekilde okuyabiliyorum, elinde olsaydı zamanı geri alır ve benimle henüz tanışmadığın herhangi bir güne dönerdin.
Bir zamanlar benim için bir kitabın sayfalarına küçük notlar yazardın. Beni güldüreceğini bilirdin ve hevesle benden gelecek cevapları beklerdin.
Thames nehrinin ışıkları altında beni ilk kez öpmüştün, yağmur kokusunun kapladığı ve ağaçların loşlaştırdığu ormanda ilk kez elimi tutmuştun, seni ilk defa ağlarken gördüğüm gün kollarını ürkekçe bedenime sarmıştın... Duyguların ve anlamların bir film efekti gibi kaybolduğu gri dünyamda, parlak renklerinle beni büyülemiştin. Nefesimi kesmiştin, sonra da nefesim sen olmuştun.
Şimdiyse kaçacak delik arıyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
manipulative
FanfictionGözlerin gözlerimle uzun süre temas etmekten çekiniyor. Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken alt dudağını kemiriyorsun, oturduğun yerde bir türlü rahat edemiyormuşçasına kıpırdanıyorsun. Düşüncelerini dev bir bilboard'ta yazıyor gibi net bir ş...