chapter 14: except you

291 38 69
                                    

Lütfen yorum yapınn ❤️


"Biyoloji demek? İlgi çekici duruyor." Lea kahvesinden birkaç yudum daha aldı. Karşısındaki adam gülümseyerek başını salladı.

"Evet, öyle. Tahmin ettiğinden daha az sıkıcı, inan bana."

"Sıkıcı olduğunu söylemedim," genç kız kıkırdarken adam gözlüklerinin arkasındaki parlak gözleriyle onu izledi; 36 yaşındaydı ve karşısındaki kız 20'lerin başındaydı, ona duyduğu bu tuhaf ilgiyi insanlar yadırganabilirdi, eğer bilselerdi.

"Pekala, benim eve dönmem gerekiyor," Eleanor çantasına uzandı.

"Aslında benim de." Lea da hareketlenirken, adam da onların peşinden masadan kalktı.

Eleanor Lea'nın sınıfından, aslında Lea'dan pek de haz etmeyen bir kızdı, yine de karşılaştıklarında havadan sudan konuşurlar, fazla samimiyet içermeyen ayak üstü sohbetler ederlerdi. Matthew ise Eleanor'un ev arkadaşının abisiydi, aynı üniversitede Biyoloji üzerine master yapıyordu. Ders çıkışında kampüsün içindeki kafede karşılaşınca bir kahve içmek için hep birlikte oturmuşlardı.

"Nerede oturuyorsun?" Matthew Lea'ya bakarak sordu.

"Banbury'de," kız cevapladı.

"Banbury demek... Kızlar, sizi eve bırakmamı ister misiniz?" Matthew sorduğunda iki kız birbirine baktı.

"Gerek yok," dedi Lea nazik bir sesle.

"Lütfen," dedi ısrarla. "Hem aynı kampüsteyiz, birbirimizi çok görürüz daha. Sizi arada bir yoldan kurtarmış olurum?"

"Ama sana yük olmayalım," dedi Eleanor. Adam gülerek cevapladı.

"Hadi ama, sizin arabanız olsaydı ben yük oluyorum diye düşünmezdim."

Kızlar gülerken omuz silkti, arabaya doğru adamı takip ettiler.

"Tamam o zaman..."

Araba siyah bir jipti, adamın maddi durumunun iyi olduğunu belli eden bir modeldi. Kızlar arkaya geçerken adamın koyu renkli gözleri Lea'ya çevrildi.

"Sen öne otursaydın?" kızın havaya kalkan kaşlarına karşılık hemen ekledi, "Eleanor'u daha önce bırakacağım, senin evin benim evimin yolu üstünde."

"Beni bırakmak için durduğun zaman geçer," dedi siyah saçlı kız. Matthew başıyla onayladı. Lea nedense öne geçmek istemediğini düşündü, ama şimdi pek de bir seçme şansı kalmamıştı.

Araba Matthew'in kız kardeşi Daisy ve Eleanor'un kaldığı apartmanın önünde durduğunda, kızlar kısa bir sarılma ile vedalaştılar ve sonra Lea, Eleanor'un arkasından arabadan indi, söylenildiği gibi ön koltuğa oturdu çantasıyla birlikte.

"Çantanı arkaya bıraksaydın?" dedi Matthew. Kız kararsızca omuz silkti.

"Gerek yok, inerken almak zor olur," geveledi. Adam tekrar ona baktığında yüzünde daha ciddi bir ifade vardı, Lea tam cidden tedirgin hissetmeye başlayacaktı ki, konuştu.

"Kemerini takar mısın?"

"Ah, pardon." kemeri taktı ve biraz daha rahat bir şekilde arkasına yaslandı. Huzursuzluk duygusu zamanla azalırken, yol boyunca gündelik şeylerden sohbet ettiler. Matthew kızın sesindeki canlılığı dinliyor, gülüşlerindeki sıcaklığı, bu yüksek enerjisini hafızasına kazıyarak izliyordu.

Karısı asla böyle biri değildi.

"Yemek yapamıyorsun demek? Ben de hiç yapamam," güldü. "Hiçbir şeyi beceremem, temizlik, ütü..."

manipulative Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin