chapter 41: death wish

69 8 3
                                    

"Ne oldu? Ödeme ile ilgili bir sorun mu var?"

Siyahi kadın sorduğunda Tom açık pencerenin yanına doğru yürüdü, bir sigara yaktı.

"Ödemeyi yaptım, hesabını kontrol edebilirsin."

"O zaman acil durum nedir? İşimiz bitmedi mi?" Marge tedirgin olmaya başlamıştı. Tom akşama doğru onu arayıp acil bir durum olduğunu, konuşmak için kadının evine geleceğini haber vermişti. Bu apar topar ziyaretin sebebini merak ediyordu.

"İşimiz bitti," dedi Tom. "İşte bu kesin."

Anlam vermeye çalışarak ona bakarken dairenin kapısı tekrar açıldı, hemen ardından da hoşnutsuz bir ses duyuldu.

"Söndür şunu Tom! Sigaradan nefret ediyorum." küçük öksürüklerle yüzünün çevresindeki havayı eliyle savurmaya çalıştı.

"Nasıl istersen sevgilim," sigarayı hızlıca masada duran bir tabağa bastırdı.

Marge genç kıza bakıyordu irileşmiş gözlerle. "Lea?"

"Lea? Sen Bookish'e geçmeyecek miydin?" kız histerik bir sesle Marge'ın taklidini yaptı; onu son gördüğünde söylediği sözlerdi bunlar. Kadın gittikçe daha da şaşırıyordu, çünkü karşısındaki bu kız aylardır tanıdığı kızdı, ama gözleri kesinlikle bambaşka birine aitti.

Önce ne diyeceğini bilemedi, "Böyle olmasını istemezdim," dedi sonra. Gerçekten de işlerin bu noktaya varacağını tahmin edememişti, Lea'nın kaçırılması, Joe'nun vurulması... Gerçi şimdi hiç de kaçırılmış biri gibi görünmüyordu Lea.

"Düşündürücü." Tom mırıldandı.
Bu konuşmaya kulak misafiri olurken mavi gözleri dalıp gitmişti. Lea hafif bir merakla sordu,
"Ne düşünüyorsun?"

"Aksiyonlarımızın sonuçlarını bilmesek de, onlardan sorumlu olup olamayacağımızı düşünüyorum," dedi. "Veya ne ölçüde sorumlu olacağımızı."

"Hımm," Lea ojeli parmak ucuyla çenesini ovuşturdu, bordo rengi yeni bir bluz giymişti ve saçları açıktı; normalde hiç olmadığı kadar bakımlı görünüyordu. Marge kızın daha önce oje sürdüğünü hatırlamıyordu bile.

"Önemli olan zaten sonuçlar değil mi? Etki-tepki. Fizikte olduğu gibi."

"Doğru, aşkım." Tom şaşılmayacak şekilde onu onayladı.
"Ama bu durumda, bir şeyi kasıtlı yapıp yapmamanın hiçbir farkı yok mu?"

"Elbette var." dedi Lea, olması gerekiyordu.
"Çok da büyük bir fark olmasa da."

Marge şimdi dehşetle ikisine bakıyordu, başının gerçekten de dertte olduğunu anlamıştı.

"Şunun gibi mi," Tom iki parmağı arasında kızın açık bıraktığı buklelerinden bir tutamı kaydırdı.
"Sonuca bağlı olarak eylemi kasıtlı da, kasıtsız da yapan kişi cezayı hak eder. Ancak kasıtsız yapan kişinin son bir istek hakkı vardır, diğerinin ise yoktur."

Lea başıyla hızlı hızlı onayladı. "Evet Tom, tam da böyle."

"Tom değil, bebeğin," ona eğildi ve derin bir nefes ile saçlarının kokusunu içine çekti. "Hatırladın mı?"

Lea başını kaldırıp bir an için ona baktı, sonra geri çekildi ve bu yakınlaşmayı kısa kesti.
"O zaman ne yapacağımızı biliyoruz," dedi gözlerini orta boylu, balık etli kadına odaklayarak.
"Son isteğin nedir, Marge?"

"Kızım, saçmalama," kadın şimdi iyice korkmaya başlamıştı, içinden sürekli her şeyin yoluna gireceğini tekrar ederek kendini telkin ediyordu. Lea böyle bir şeye izin vermezdi, değil mi? Evet, sadece blöf yapıyor olmalıydı, o kimseye zarar gelmesine dayanamazdı.
"Senin böyle bir şeyi yapmayacağını biliyorum..."

manipulative Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin