*** +15 oy sınırı ***Kahve makinesinin önünde dikiliyordu Tom.
"Laktozsuz süt ile daha güzel oluyor," demişti Lea. Kollarını arkadan Tom'un bedenine sarmış, yüzünü sırtına gömmüştü ve kahvelerinin kalp şeklindeki kupalarına doldurulmasını bekliyordu.
Elleri Tom'un beline sarılmıştı, parmakları uzun boylu adamın karın kaslarının üzerinde, sıcak nefesleri sırtına çarpıyordu.Çok değil, yalnızca birkaç gün önceydi.
Geldikleri bu nokta beynine kanın sıçramasına sebep oluyordu, hırslandırıyordu, delirtiyordu Tom'u. Mavi gözler hızla sağa sola gidip geliyor, burnuna dolan laktozsuz süt ile yapılmış kahvenin kokusu her şeyin bir kâbus olduğunu düşündürüyordu. Hepsi bir kâbus olmalıydı, o lânet düğünden itibaren her şey.
Odaya sanki bu mümkünmüş gibi, sinirlerini daha fazla bozan bir ses yayıldığında, gözlerini kahve makinesinden çekmeye zahmet etmedi.
"Bu konuşmayı yapmamız gerekiyor," siyah saçlı adam bulutlardan sızan loş ışığın aydınlattığı mutfakta yürüdü.
Tom bir süre hiç hareket etmedi, sonra bedenini ona doğru çevirdi.
"Sevgilimi öpmen hakkındaki konuşmayı mı?"
"Aynen." Nick kıkırdadı, Tom yumruklarını sıktı.
"Buraya seni öldürmem için gelmiş olmalısın."
"Bunu yaparsan hayatını mahvedersin." Nick özgüveninin yansıdığı siyah gözlerini ayırmadan ona yaklaştı, tam karşısında durdu.
"Peki, polise o görüntüleri verirsem?" Tom başını yana yatırdı.
"O zaman da bu kadar küstahça konuşabilir misin?""Ben batarsam, sen de benimle batarsın." dedi genç adam alayla.
"Benim adamlarımdan yardım alarak 2 kişiyi öldürdün. Bunlarla ilgili elimde hiçbir şey yok mu sanıyorsun?"Tom yumruğunu mutfak masasına geçirdi, kristal kasedeki meyveler önce zıpladı, sonra yuvarlanarak yere düştü.
Nick keyifle konuşmaya devam etti. "Bana mecbursun, Tom. Ellerini çoktan kirlettin."
Birkaç saniye boyunca gerilimi yüksek bir sessizlik doldurdu mutfağı. Siyah saçlı adam sandalyelerden birine oturdu, bir sigara yaktı.
"Biliyor musun, boşuna bu kadar delirdin."
"Ne demek bu?" Tom sinirle soludu.
"Beni sevmiyor." dedi Nick basitçe.
"Onu öptüm, sarhoştu. İki saniye sürdü, farkında bile değildi ne olduğunun. Hepsi buydu işte..." sigarasının dumanını üfledi."Sen, sırf bunun için delirip her şeyi kendi kendine mahvettin."
"Hiçbir şeyi mahvetmedim!" Tom bağırdığında karşısında normal bir insan oturuyor olsa korkuyla sıçrardı, ama siyah saçlı adam kımıldamadı.
"Mahvettin, bunu biliyorsun."
"Hayır..." mavi gözler sağa sola hareket ediyordu şimdi, gerçekten duyduğu şeylerin doğru olma ihtimalinin verdiği şüpheyle.
"Lea seni seviyordu, sense onun önünde bir adamı öldürdün. Üstelik işkence ettiğin bir adamı. Bu sana normal bir olay gibi mi geliyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
manipulative
FanfictionGözlerin gözlerimle uzun süre temas etmekten çekiniyor. Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken alt dudağını kemiriyorsun, oturduğun yerde bir türlü rahat edemiyormuşçasına kıpırdanıyorsun. Düşüncelerini dev bir bilboard'ta yazıyor gibi net bir ş...