Medyada Nick!Oy sınırımız +15 ✰
Bir gerçek vardı;
En yakın arkadaşınızın yüzüne bir silah doğrultuğunda, çok hızlı düşünüyordunuz.Hızlı fakat mantıksız.
"Tom, hayır," genç kız önce başını ağır ağır iki yana sallayarak konuştu.
"Lütfen bırak o silahı."Fakat bu etkili olmuşa benzemiyordu, Tom'un mavi gözleri oldukça kararlıydı.
"Üzgünüm sevgilim, keşke bu gerekmiyor olsaydı."
"Gerekmiyor zaten!" kendini Elina'nın önüne attı, en yakın arkadaşını arkasına aldı.
"Çekil Lea," Elina endişeyle Lea'yı kendi önünden, yani kendilerine doğrultulmuş tabancanın tam karşısından uzaklaştırmaya çalıştı.
"Bunu boşuna yapıyorsun." Tom kayıtsız gözlerle silahını indirdi ve telefonunu çıkardı, uzun parmaklarıyla hızlıca bir mesaj yazdı.
Birazdan salondan içeriye siyah giyimli iki adam girdi. Tom'a başlarıyla kısa bir selam verdikten sonra, sertçe tutarak Lea ve Elina'yı ayırdılar.
"Hayır! Bırak beni!" Lea bağırarak çırpındı, Tom şimdi tekrar silahını yukarıya kaldırmıştı.
"Sen manyağın tekisin," Elina saf bir nefretle bakıyordu Tom'a. Korkuyordu ama sesi hiç de korkmuş gibi değildi.
Tom oralı olmadı, şu an hiçbir şey onun dikkatini çekmiyordu artık. Lea'nın yalvarışları bile etkilemiyordu onu.
Matthew'i öldürmüştü, büyük ihtimalle Anna ve Henry'i de öldürmüştü. Öldürmek imkansız bir şey değildi onun için, belki de zor bir şey bile değildi...
Ve şimdi Elina'yı öldürmeye, ondan kalıcı olarak kurtulmaya odaklanmıştı, gözleri bundan başka bir şey görmüyordu.Genç kız bunu anladığında beynindeki tüm gri hücreleri çalıştırdı, çünkü her ne kadar dehşet içinde olsa da, hemen, şimdi bir şey düşünmek zorundaydı.
Öldürmeye odaklı bir katili durdurabilecek bir şey.
"Tom, dur." atıldı, fakat kendisini tutan siyah giyimli adam yüzünden fazla hareket edemedi.
"Beni dinle," dedi güçlü olmasına uğraştığı bir sesle.
"Eğer, eğer ona bir şey yapmazsan yeniden seninle olurum. İlişkimize devam ederiz, istediğin gibi!"
Tom başını Lea'ya çevirdi, ama gözlerinde kesinlikle kızın görmeyi beklediği ifade yoktu.
Güldü boş bakışlarla.
"Gerçekten bu kadar aptal olduğumu mu sanıyorsun Lea?" başını yana yatırdı.
"Buna inanacağımı mı sanıyorsun?"
Genç kız dudaklarını araladı, ama tek çıkan bir hava kabarcığıydı.
Onu kandırmak bu kadar basit değildi.
Tom'un mavi gözlerindeki soğuk gülüş eriyen bir buz gibi kayboldu, tekrar Elina'ya odaklandı.
Artık onu öldürmeliydi, bunun vakti gelmiş de geçiyordu. Daha fazla beklemek istemiyordu, daha önce Lea'ya da dediği gibi, tek bir kurşun. Tek bir kurşunla onun işini bitirmek istiyordu.Ama öngöremediği bir şey vardı, Lea hızlı düşünmeye devam ediyordu ve en fazla birkaç saniyesinin kaldığının da farkındaydı.
"Tamam, haklısın," dedi aceleyle.
"Seninle sanki hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyiz, ben edemem. Seninle olamam... Ama," sertçe yutkundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
manipulative
FanfictionGözlerin gözlerimle uzun süre temas etmekten çekiniyor. Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken alt dudağını kemiriyorsun, oturduğun yerde bir türlü rahat edemiyormuşçasına kıpırdanıyorsun. Düşüncelerini dev bir bilboard'ta yazıyor gibi net bir ş...