Yeni bölümün gelmesi için oy sınırımız 20 ♥️
"Sevgilim;
Dün gecenin her bir dakikasını, her bir ayrıntısını kazıdım zihnime. Sensiz geçen saatlerde ise dudaklarım dudaklarına susuyor, gözlerim gözlerinin ateşini, ellerim ellerinin sıcaklığını arıyor... Aşkım, bugün görebilir miyim seni?
Cevabını sabırsızlıkla bekliyor olacağım."Sırasının üzerindeki telefonuna bir mektup gibi yazılmış mesaj yansıdığında, Lea'nın yüzüne yanaklarını kızartan bir gülümseme yapıştı. Dersteydi, dersteyken bunu yapmamalıydı... Ah, ama mesajı çoktan görmüştü, şimdi bu olmamış gibi davranamazdı. Yavaşça telefonu masanın altına çekti ve mesaja tıkladı.
Düşündü; şimdiye kadar tüm buluşmalarında Tom onu güzel restoranlara götürmüştü ve hiçbir şeyi ödemesine de izin vermemişti. Yine kendisini bir yerlere götürtmek istemedi, farklı bir şey yapmak istiyordu. Aslında Elina iki gündür şu tuhaf arkadaşı Amy'de kalıyordu, belki Tom'u eve çağırabilirdi? Hem insanların görme derdi de olmazdı böylelikle.
"Elina bu akşam arkadaşında kalacak, istersen bizim evde akşam yemeği yiyebiliriz?" yazıp gönderdi, mesaj anında görüldü olduğunda tekrar yazmaya başladı.
Bir süre ne yazacağını bilemeden öylece harflere bastı, Tom gibi sevgi dolu şeyler söylemek istiyordu ama ne diyeceğine bir türlü karar veremiyordu. Neyse ki Tom ondan önce bir şey yazdı ve onu bu kararsızlıktan kurtardı.
"Pekala. Kaçta geleyim?"
Lea dudaklarını kemirerek tekrar yazmaya başladı, bu kez anlamlı kelimeler yazıyordu.
"Akşam 7 olur mu?"Tom cevap yazmaya başlamıştı ki, kız aklına bir şeyin gelmesiyle parmaklarını tekrar ekrana uzattı. Az kalsın unutuyordu, evinin konumunu göndermemişti! Tom neden sormamıştı ki? Herhalde kendi kendine atacağını düşünmüştü.
Evin konumunu attığında Tom önceki mesajına bir yanıt yazmıştı, "Nasıl istersen, sevgilim."
Lea bu mesaja gülümsedi. Peki ne demeliydi ona? Tom kendisine aşkım ve sevgilim demişti, bu hala bir hayal gibi gelse de...
"Görüşürüz bebeğim." aklına gelen ilk şeyi yazıp gönderdi.
Tom mesajı gördüğünde birkaç saniye hiçbir şey yazmadı, bu sırada Lea telefonunu kilitleyip masanın üzerine koydu. Her ne kadar bunu unutmuş gibi davransa da, hala dersteydi.Birazdan telefonunun ekranı tekrar aydınlandı, "Görüşürüz, aşkım."
Mesaja adeta gözlerinden kalp çıkarak bakarken, alaycı bir sesle gerçek dünyaya döndü.
"Birilerinin beyni uçmuş," dedi arkasındaki sırada oturan sarı saçlı çocuk. "Kolombiya'ya geri mi uçtu ne?"
Lea dönüp rahatsız olmuş gözlerle ona baktığında tekrar güldü.
"Pound fazla geldi herhalde.""Kapa çeneni!" Sinirle konuştuğunda sesi ister istemez yüksek çıkmıştı, profesörün gözleri aniden genç kızı buldu.
"Derse konsantre olmayacaksanız çıkabilirsiniz." dedi katı bir sesle. Lea başını hızla iki yana sallamaya başladı.
"Hayır profesör, ben çok özür dilerim..."Onun bu telaşlı hali sarı saçlı çocuğu daha da eğlendiriyordu. "Şimdi de ağlamaya başlarsan şaşırmam," gülerek fısıldadı. Lea her ne kadar haddini bildirmek istese de bu kez ona dönmedi, çünkü sinsi gülüşünü görürse daha çok öfkeleneceğini ve bu kez gerçekten sınıftan atılacağını biliyordu.
Ders bitene kadar dışarı çıkamayan sinirini atmaya çalışarak bacağını salladı, profesör sonunda dersi bitirdiğinde hızla arkasına döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
manipulative
FanfictionGözlerin gözlerimle uzun süre temas etmekten çekiniyor. Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken alt dudağını kemiriyorsun, oturduğun yerde bir türlü rahat edemiyormuşçasına kıpırdanıyorsun. Düşüncelerini dev bir bilboard'ta yazıyor gibi net bir ş...