*** +20 oy sınırı ***
Bu bölümün sonu fena :)
"Kadehimi, sevgili bayan Esmeralda'ya kaldırmak istiyorum." Tom şarap kadehini kaldırdığında onunla birlikte masadaki herkes kadehlerini yükseltti.
"Böylesine..." onu tanımlamak için bir kelime düşündü, sonra tekrar dudaklarını araladı.
"Böylesine eşsiz bir kızı dünyaya getirdiği için."Lea hafif, utangaç gülümsemesiyle mavi gözlere baktığında, Tom boşta kalan eliyle kızın elini tuttu.
Pansiyonun yemek salonunda bulunan büyük masadaki kalabalıktan konuşmalar, gülüşmeler yükseliyordu. Bu sıcak aile ortamında kutlanan, Lea'nın yeni yaşıydı.
Tom, genç kızın Kolombiya'da yaşayan ailesine bilet alarak herkesi Londra'ya getirmiş, Lea'ya sürpriz yapmıştı. Annesi, kız kardeşi, ve büyük annesi; ayrıca iyileşmiş olan Elina'yı da elbette davet etmişti.
Böylece hem Lea doğum gününü sevdikleri ile geçirebilecekti, hem de Tom, kızın ailesiyle resmi olarak tanışmış olacaktı.Lea pek de sevinmemişti bu sürprize.
Elbette onları çok özlemişti, ama Tom'u ailesiyle tanıştırmak?...
Bu şu an için aklından geçen son şey bile değildi."Ne kadar oldu şimdi sizin?" Elina, meyve şarabından yudumlarken sordu.
"Ne zamandır birliktesiniz?""4 ay." dedi Tom duraksamadan.
"Vay be." Elina güldü. "İçlerinden 1 ayı bende yok, biliyorsunuz."
"Eli..." Lea en yakın arkadaşının hastanedeki günlerini anımsadığında kıza elini uzattı, parmaklarını hafifçe sıktı.
"İyi ki şimdi iyisin, iyi ki buradasın...""Hepsi kötü bir rüya gibi geliyor." dedi genç kız, düz, uzun saçlarını omuzundan arkaya attı.
"Konuşamamak, hareket edememek... Sadece ağrılar. Sürekli ağrılar..." titredi.
Tom konuyu değiştirmek istercesine boğazını temizledi.
"Şimdi yine çalışıyorsun, değil mi?""Hı-hı." Elina onayladı. "Pişirmeye devam."
"Lea çok üzülmüştü Elina için." bayan Esmeralda konuştu. "Mahvolmuştu... Beni ilk aradığı zamanı hatırlıyorum, hastanedeydi... İki gün boyunca sadece beklemiş, kimseyle konuşmadan. Neyse ki hayati tehlikesinin geçtiğini öğrenince aramıştı bizi..."
"Sanırım hayatımda geçirdiğim en kötü birkaç günümdü," dedi Lea. Sesi titremişti, Tom kıza kolunu attı ve bedenini kendininkine yasladı.
"Sen her zaman onun yanındaydın." bayan Esmeralda Tom'a bakarak konuştu.
"Onu yalnız bırakmadın, bu zor zamanlarda.""Oh." Tom mahcupça gülümsedi, ardından gülümsemesi donuklaştı, gözlerini yere indirdi.
"Tanrı biliyor, biz birlikte çok zor zamanlar geçirdik.""Tahmin edebileceğinizden daha zor." Lea mırıldandı, neyse ki sadece Tom duymuştu bunu. Eğilip dudağının kenarına sıcak, ıslak bir öpücük bıraktı.
"Ama aşamayacağımız hiçbir şey yok. Öyle değil mi, sevgilim?"
Kız bir şey demeden başını salladığında konu yeniden dağıldı, Lea'nın 9 yaşındaki kız kardeşi Irene'den konuşuluyordu şimdi. Irene, okulundaki bir okuma yarışmasını anlatıyor, hevesli hevesli konuşurken ablasınınkiler gibi iri, kahverengi gözleri adeta parıldıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
manipulative
FanfictionGözlerin gözlerimle uzun süre temas etmekten çekiniyor. Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken alt dudağını kemiriyorsun, oturduğun yerde bir türlü rahat edemiyormuşçasına kıpırdanıyorsun. Düşüncelerini dev bir bilboard'ta yazıyor gibi net bir ş...