KALBİN İKİ RENGİ 26. BÖLÜM
Poyraz kalbini eline almıştı. Ağırlığını ölçtü önce. Sığar mıydı acaba yumruk kadar yüreğine cennetin ona bağışladığı bu kendisi küçük ama ruhu büyük kadın? Fazla gelmez miydi Poyraz'ın isle kaplı kalesine? Orada masumluğuyla eğrelti durmaz mıydı Gül?
Durmamasını sağlayacaktı Poyraz.
"Burada böyle kös kös oturmak yerine onunla konuşmalısın!"
Poyraz Mert'in alaycı ses tonu üzerine bakışlarını yerden kaldırdı. "Ona ne diyeceğim Mert?"
"Mesela o gece Hale'ye dokunmadığını söyleyebilirsin."
Acı dolu bir kahkaha firar etti Poyraz'ın dudaklarından. "O da, bana inanacak öyle mi? Hele o kadının bu eve girmesine izin verdikten sonra..."
Mert "Ne olursa olsun bilmeye hakkı var. Yaptığını onayladığımdan değil ama belki bu sana bir şans vermesini sağlayabilir."
"Benim şanstan daha fazlasına ihtiyacım var!"
Mert elindeki viski dolu bardağı kafasına dikti. "Sen bir Karaman'sın. Tüm yaşamını savaşarak geçirdin. Şimdi hayatının en önemli savaşında daha ilk mücadelede öylece pes mi edeceksin?"
Poyraz ellerini yumruk yaptı. "Onun canını yaktım. Bilinçli olarak üzdüm Gül'ü. Her fırsatta bunu yapıyorum... Neden beni istesin ki Mert?"
Mert başını iki yana salladı. "Seni istemez! Ama önemli olan onun seni değil senin onu istemen..."
"Bencil olmamı mı söylüyorsun?"
Mert sinirle ayağa kalktı. "Poyraz bu güne kadar kendin için tek bir şey yaptın mı? Görev icabı değil mutlu olmak adına bir adım attın mı?"
Poyraz hissiz bir bakış attı Mert'e. Genç adam onun bakışlarını hiçe sayarken devam etti konuşmasına. "Gül senin bu hayatta mutlu olman için tek şansın. Bazen bir savaşı kazanmak için diz çökmek boyun eğmek gerekir. Onu kaybetmek istemiyorsan hepsini yapacaksın."
Poyraz kaşlarını çattı. "Sana söyledim dememek için kendini zor tutuyorsun değil mi?"
Mert arsızca sırıttı. "Adamım dilim kaşınıyor resmen. Hem bunu söylemek için kaç yıl bekledim ben, senin haberin var mı?"
"Piç kurusu!"
Mert'in yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. "Poyraz Karaman hayatında bir kere hata yapıyor. Bunun üzerine Mert durur mu, durmaz. Kusura bakma adamım sürünmenin her evresini keyifle izleyeceğim."
"İyi bok yiyeceksin!"
Poyraz'ın aklından çeşitli planlar geçerken Mert'in odadaki varlığını görmezden geldi. Gül'e ulaşmanın yolu diz çökmekten geçiyor olabilirdi ama bunun yetmeyeceğinin bilincindeydi. Ayrıca bu güne kadar aştığı tüm zorlukları yeniden aşması gerekecekti. Gül'ün inadını kırmak için yalnız kalmaları gerektiğine karar verdiğinde seçeneklerini teke düşürmüştü. Etrafları ne kadar kalabalık olursa ikisi arasındaki ilişki de o kadar çabuk yıpranıyordu. Oysa yalnız olduklarında her şey gayet iyi gidiyordu. Tabi kendi öküzlüğü tutmazsa...
Mert arkasını döndüğünde tekrar ona baktı Poyraz. "Ben gidiyorum. Sanırım bana ihtiyacın yok!" Tam kapıdan çıkacakken durup arsız bir bakış attı Poyraz'a. "Bu arada Çınar'ı buraya çağıran Gül değilmiş. Peri yapmış. Hani Gül seni süründürürken sabrın taşarsa bunu da hatırlarsın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN İKİ RENGİ(DÜZENLENDİ)
General FictionBİR KADIN, İKİ AŞK... Biri kurtarıcı, öbürü yakıcı. Biri ateş, öbürü su. Biri yara, öbürü derman; İKİ ADAM. KALBİM SÖYLE. Hangisi gerçek, hangisi yalan? RUHUM KONUŞ. Hangisi eksik parçam, bir olursa seninle çoğalacak olan? AKLIM hani sen hiç karış...