KALP 37. BÖLÜM(DÜZENLENDİ)

207 21 10
                                    


KALBİN İKİ RENGİ 37. BÖLÜM

Bazı aşklar; dalgasız denizler gibi dupduru olurdu. Baktığınızda içinde ne varsa her şeyi görebilirdiniz. Berraklığıyla huzur verirdi size. Korkmazdınız yüzmeyi bilmeseniz de; güvenle bırakırdınız kendiniz o sıcak kucaklayan sulara. Ama bazı aşklar vardı ki bulanık, fırtınaya her zaman müsait, arsız dalgalarında kaybolacağınızdan neredeyse emin olduğunuz... Yine de içinizdeki sorgusuz istekle çekilirdiniz o derin karanlık sulara. Aptallık mı yoksa cesaret mi size yarenlik ederdi muallak... Orada soğuk sular bedeninizle birlikte kalbinizi de alabora ederken içinizde sıkı sıkıya tutunduğunuz küçük bir umudunuz varsa ve sonuna kadar direnebiliyorsanız aşkınız daha sağlam olurdu.

Bir sürü soru kol geziyordu karmaşık zihninde.

Rahatlık ve huzuru kolay yoldan elde ederek onun kıyısında emniyetle dolanmak mıydı aşk gerçekten?

Savaşarak; canını dişine takıp ellerinle kazıyarak ulaşmışsan sevdiğinin kalbine... Bırakmak bitti demek yakışır mıydı yar olana?

Bırakabilir miydi peki Gül, duyduklarından sonra? Adamın onu sıkı sıkıya saran kollarından, kaybetme korkusu ile hızlı atan kalbinden, saçlarını uçuşturan nefesinin büyüsünden... Hepsinden tek kararla uzaklaşabilir miydi? Ya tüm bunlara üstün gelen korkusunu yok sayabilir miydi?

Yapacağını, aşk için tüm bunlara sırtını döneceğini; Poyraz onun elini tutup çakmağı yaktığı andan itibaren biliyordu.

"Ne düşünüyorsun Gül? Söyle ki bana; çıkışları olmayan yoluna bir tünel açayım. Söyle ki aklındaki karmaşanın çözümü olayım. Ne istersen güzelim, nasıl istersen öyle yapayım. Bırak senin ihtiyacın olan o adam olayım. Sana layık olan..."

Gül bu adama ne derse desin onun bu şekilde düşünmesini engellemeyeceğini bildiği için derin bir nefes çekti içine. Yanık kokusuyla genzine gelen havaya rağmen kararlılığının bilendiğini hissetti.

Adamın çelik gibi sarılışından kurtularak ondan azıcık uzaklaştı. Gözlerini görmek istiyordu. Bakışları buluştuğunda "Senden asla başka biri olmanı istemedim." dedi. "Seni değiştirmeyi hiç düşünmedim. Sen yaralı, öfkeli, acımasız ama aynı zamanda merhametli, adil, dürüst bir adamsın." Elini uzatıp sert yüzünü avucu içine aldı, diğer eli ise adamın kalbinin üzerindeydi. Bir ömür böyle kalmak istiyordu Gül. Parmaklarını kocasının hatları üzerinde dolaştırırken gözlerinden özlemi akıyordu.

"Poyraz seni seviyorum ben." Dedi bir solukta. "Babasına direnmek için her şeyden vazgeçen o küçük çocuğu da seviyorum. Düşmanını yenmek için onun kadar katılaşmış zırhlı kalbini de seviyorum. Evlat sevgisini ruhuna sarmış, o kayıp yoksun adamı da seviyorum."

Gözlerinden akan yaşlar eşliğinde kocasının kalbinin üzerindeki elini sıkıca bastırdı. "Burada kaç adam saklanıyorsa hepsini seviyorum. Hani soruyorsun ya bana, neye ihtiyacın var diye..."

Yeşil gözlerin her kelimesini açlıkla beklediğini fark edince hüzünlü bir gülümse kapladı yüzünü. "Bir tek sana ihtiyacım var benim. Bir tek sana..."

Poyraz'ın aklı duyduğu kelimeleri algılamaya çalışadursun kalbi her birini susuz kalmış bir bedevi gibi sorgusuz içmişti. Genç kadını kendine çekerken dudaklarıyla bir ömürlük hapsetti karısını kendi sürgün ömrüne. Aşkla öptü hasret kaldığı dudakları. Bağlılık vadetti, yeminler içti aldığı bal tadıyla. Her şeyini verdi ilk defa. Her şeyi aldığını da o zaman fark etti. Geri dönüş yoktu artık ikisi için. Asla da olmamıştı. Onlar gözleri birbirlerine değdiği ilk an kaderlerini mühürlemişlerdi. Her yol ayrımı, her kalp kırıklığı onları bu ana getirmişti. İyi ki de getirmişti!

KALBİN İKİ RENGİ(DÜZENLENDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin