KALP 33 BÖLÜM(DÜZENLENDİ)

229 26 10
                                    

KALBİN İKİ RENGİ 33. BÖLÜM

Aklınız yerine kalbinizi dinlemeniz gereken bazı zamanlar vardır; zihniniz size uyarılar gönderirken içgüdüleriniz tehlikeli bile olsa gittiğiniz yolun doğru olduğunu söyler. Yapacağınız seçimler ise ya yıkım ya da zaferle sonuçlanacaktır ama kim yolun sonunda ne olduğunu bilebilir ki? Gül de bilmiyordu ama yüreğinin sesi aklının tüm haykırışlarına sağır olmuştu. Kocasının söylediği her söz kalp süzgecinden geçerken acı ve saklı yakarışlara dönüşüyordu sanki.

Ayrılalım derken aslında beni sakın bırakma diyordu. Bitti derken, gitme be küçüğüm ben sensiz nefes alamam diyordu. Gül onun söylediklerini değil söylemediği, söyleyemediği sözleri duymuştu. Bu adamı artık kendini tanır gibi tanıyordu. Onun bakışlarındaki anlamları, ruhunun en derin sırlarını, aklının çalışma şeklini çok iyi biliyordu.

"Anneciğim bak nasıl kulaç atıyorum!"

Gözleri havuzda yüzmeye çalışan Akın'a takıldığında buruk da olsa bir gülümseme konuverdi yüzüne. Bu çocuğa duyduğu şefkat öyle büyüktü ki kimsenin onun canını yakmasına izin vermeyecekti. Bu babası bile olsa ona dünyayı dar ederdi, edecekti de.

"Aferin benim oğluma!" Sesi çok coşkulu çıktığında kendi bile bu duruma şaşırdı. Nasıl bu kadar metanetli durabildiğini anlayamıyordu Gül. Sadece bu değil; içinde çöreklenen hüznün yerini, yılan gibi kıvrılıp duran bir hırs almıştı. Gözleri öfkesini ve hayal kırıklığını yansıtırken dudaklarından çıkan her söz mesafeli ve olağandı. Ya deliriyordu ya da değişiyordu. Bu durumu fark edenin bir tek kendisi olmadığı ise Peri'nin ona bakışından da belliydi.

"Tanrım Gül gerçekten iyi misin? Korkmaya başlıyorum bak!"

Gül iyi olmaktan çok uzak olsa güçlü olmaya karar vermişti. Bazen ne kadar çabalarsa çabalasın hayat kendi bildiğini okuyordu. Ve eğer Poyraz onu her zorlukta geride bırakacaksa bunu bilmek onun en büyük hakkıydı.

Bu yola, belki çok başka nedenlerle çıkmış olabilirlerdi ama Gül onların birbirine denk olduğunu düşünüyordu. Görünen o ki kocası henüz bunun farkına varmamıştı ama varacaktı; Gül onun bunu anlaması için elinden geleni yapacaktı.

"İyiyim. Sen beni bırak da ne buldun onu anlat. Şirkette bir değişiklik var mı?"

Peri arkadaşının gözlerine bakıp derin bir nefes aldı. Gül'ün hareketlerinin hepsi onun kararlılığını gösteriyordu ve bu Peri'nin biraz da olsa korkmasını sağlamıştı.

"Bütün bölümlerle ayrı ayrı toplantı yapılmış, bu toplantıların sadece göstermelik olduğunu düşünüyorum çünkü hemen sonrasında işten çıkarmalar oldu. Güvenlik önlemleri en üst düzeye yükseltildi hatta sizin evin koruma sayısı beyaz sarayınkini bile geçmiştir. Kahretsin bir şeyler döndüğünden eminim ama ben tüm bunlardan bilinçli olarak uzak tutuluyorum." Tereddütte kalınca da gözlerini kapatıp öfkeli bir soluk aldı ama söylemesi gerektiğini biliyordu. "Şirkette, bütün iş çevresinde Poyraz'ın seninle sadece Akın için evlendiğine dair dedikodular dönmeye başladı. Senin Poyraz'ın yanındaki varlığını önemsizleştirmeye çalışıyorlar. O gece otelde olanlar bile sadece Poyraz Karaman'ının kendine ait olanı koruması olarak adlandırılıyor. Tıpkı bir eşyayı ya da bir mülkü korumak gibi basit ve önemsiz bir durum gibi gösteriliyor."

Gül acıyla olsa da gülümseyip "Kimse de buna şaşırmıyor değil mi?" dedi alayla. "Adam yıllardır kaya gibi duygusuz ve sert durduktan sonra kimse onun bana değer verebileceğini ikinci bir kez düşünmeye gerek duymuyor. Sanki ben hiç olmamışım gibi, sanki biz hiç var olmamışız gibi..."

KALBİN İKİ RENGİ(DÜZENLENDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin