MERHABA ARKADAŞLAR. BU HİKAYE BENİM İLK HİKAYEM. O YÜZDEN YORUMLARINIZI VE ELEŞTİRİLERİNİZİ PAYLAŞIRSANIZ ÇOK SEVİNİRİM. ŞİMDİDEN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
KALBİN İKİ RENGİ 1.BÖLÜM ( TESADÜF)
1 YIL ÖNCE
Hayat hatalardan ve seçimlerden ibaret uzun bir yoldu. Bu yolda yaşanan her şey ince ince, ilmek ilmek dokunuyordu bir halı gibi rumuzda. Her yol ayrımı, hayatımıza giren her insan farklı bir desen oluşturuyordu; kimisi rengarenk, kimisi kapkara kömür oluyordu geçmişimizde. Her ilmek, her desen yaşanmışlığın ve zamanın izini taşıyordu.
Acaba gerçekten kendi seçimleriniz mi sizi sona getiriyordu yoksa aldığınız her karar zaten aynı sonuca mı çıkıyordu? Bazen ne yaparsanız yapın sonuç değişmiyor gibi görünüyordu.
Çaresiz bir cabayla yazgınızla mücadele etseniz bile yaşanacak olana asla mani olamıyordunuz. Tesadüf dediğiniz o bilinmez olgunun çevresinde dönüp duran kaderiniz ondan uzaklaşmaya çalışsanız da, kendiniz için küçük kaçamak patikalar arasanız da en sonunda ensenizden yakalıyordu.
İki kardeş eskimiş ama tertemiz ahşap bir masanın başında yan yana otururken kaderin çarklarının dönmeye başladığını nereden bileceklerdi.
Karşısında kıvranan kardeşine bakan Gül sakinleşmek; duyduğu şeyleri tahlil etmek için gözlerini kapatıp derin derin nefes aldı. Ancak bunun nafile bir caba olduğu, bağırdığında kardeşinin titremesinden belli oluyordu.
"Allah aşkına Aslan nasıl böyle bir şey yapabildin? Bir de açıkgözüm diye caka satarsın! Hem seni kaç kere uyardım o çocuktan uzak dur başına bela açacak diye..."
Aslan; utanarak başını eğerken ablasının haklı olduğunu biliyordu da serde gençlik vardı işte gaza gelmiş asla yapmayacağı işlere bulaşmıştı. O da yediremiyordu yaptığı hatayı kendine.
" Özür dilerim!" dedi kısık bir sesle. "Ne bileyim abla basiretim bağlandı sanki. Umut, kaç yıllık arkadaşım güvendim, aklıma bana kazık atacağı gelmedi bile. Hatırlar mısın daha yedi yaşındaydım hani yan mahalledeki çocuklar beni dövdüğünde, kurtarmaya ilk o koşmuştu. İkimizde eşek sudan gelene kadar dayak yesek de kaçmamıştı. Anca beraber kanca beraber kardeşim, demişti."
Gül başını sallayınca devam etti Aslan. "İlk kez aşık olduğumda saatlerce benimle kızın evinin önünde beklemişti ya, kızın babası bizi yakalayınca da suçu üstüne almıştı. Ben ondan nasıl şüphelenirdim be ablam? Birlikte büyüdüğüm aynı sofrada yemek yediğim çocukluk arkadaşımın bana bunu yapabileceğini nasıl hesap ederdim?"
Gül; kardeşinin ağlamaklı pişman yüzüne hüzünle baktı. İhanetin yorgunluğunu ve acısını taşıyordu genç yüzü. Kimse fark etmese Gül bilirdi onun bu sessiz içine kapanık hallerini. Bir kabahatin, suçun hüznünden çok hüsranın acısı yansırdı gözlerine.
Gül bir şeyler döndüğünü onun bu garip suskun tavrından anlamıştı zaten.
İçi onun hüznü yüzünden burulsa da kaç saattir kaçındığı soruyu bir nefeste sordu. "Aslan ne kadar aldın adamlardan?"
"100 bin."
Gül söylerse miktar azalacak gibi şaşkınlıkla tekrarladı. "100bin!"
Gözleri yaşadığı panikle açılan Aslan; "Ablam valla kötü bir niyetim yoktu alırken." dedi. "Babam için, evimiz için yaptım. Onun ellerindeki yağ lekelerine her baktığımda kahroluyordum ben. Kazık kadar adam oldum hala bir işe yaradığım yok. Babam, gece mesailerine kaldıkça batıyor bana yattığım yatak. Hem sen okuyacaksın dedi diye işe de giremiyorum. Bu yıl üniversiteyi kazanamayınca..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN İKİ RENGİ(DÜZENLENDİ)
General FictionBİR KADIN, İKİ AŞK... Biri kurtarıcı, öbürü yakıcı. Biri ateş, öbürü su. Biri yara, öbürü derman; İKİ ADAM. KALBİM SÖYLE. Hangisi gerçek, hangisi yalan? RUHUM KONUŞ. Hangisi eksik parçam, bir olursa seninle çoğalacak olan? AKLIM hani sen hiç karış...