KALP 32. BÖLÜM(DÜZENLENDİ)

238 24 3
                                    


KALBİN İKİ RENGİ 32. BÖLÜM

Poyraz duyduğu sözlerle yerinden fırladığı gibi kadının koluna yapıştı. Kızgın ateşte tavlanmış demir gibi sağlam iki irade terazinin uçlarında üstün olmak için savaşırken kadın Poyraz'a bariz bir alayla bakıyordu. Elindeki küçük bıçağı adamın şah damarına dayamışken Poyraz'ın onun gözlerinde görmeyi beklediği şey anlayış değildi.

"Ben düşman değilim Poyraz Karaman, sadece yardım etmek istiyorum."

"Neden?"

Genç kadının gözleri bir anlığına acıdan bir girdaba bulandı. Poyraz bu kederden kaçmak istedi, öyle derin öyle yoğundu ki o mavi bulutlar genç adam anladı o anda, başka bir şeyler vardı bu kadında. Sanki çok büyük bir acının izlerini taşıyordu okyanus mavisi girdapları.

"Çok uzun zamandır Azrail'in elinden kurtuluyorsun Poyraz Karaman ama artık seni ondan daha çok tedirgin edecek bir şeyin var değil mi?, Bir ailen var..." derken elindeki özel yapım bıçağı Poyraz'ın boğazında dolaştırıyordu. "Ne büyük bir hata! Bizim gibiler değer vermemeli Poyraz Karaman, bizim gibilerin sevmeye izni yoktur. Sana bunu öğretmediler mi? Oysa bizim bilmemiz gereken ilk kuraldır bu... "

Poyraz onun her hareketini tartıyordu. Kadın, korkusuzdu. Bu bakışlarından bile anlaşılıyordu ama onda azda olsa bir tedirginlik mevcuttu. "Bu konuşmanın gideceği bir yer var mı Nisa Yetkiner?"

Genç kadının gözleri samimiyetle parladı. "Ben de sevdiklerini kaybetmenin ne demek olduğunu iyi bilirim."

Belki de biliyordu ama çok daha fazlasını da istiyordu Poyraz'dan. "Benden ne istiyorsun peki?"

"Oturalım mı Karaman? Böyle konuşmaya pek de alışkın değilim."

Genç adam geriye çekilirken küçük sivri bıçağın tenini çizip kanatmasını zerre önemsemedi. Eliyle süitte bulunan rahat koltukları gösterip umursamazca arkasını döndü. Oysa ruhunda isyan ve korku kol geziyordu. Kadının hakkı vardı, onlar gibi olanlar zaaf belirtisi gösterdikleri anda düşman için açık hedef hailine gelirlerdi.

Genç kadın Mert ve Poyraz'ın karşısındaki tekli koltuğu seçip oturduğunda yüzüne yine hissizlik maskesini geçirmişti. Bu kadın gerçekten iyi saklıyordu duygularını. İstediği zaman açığa çıkarıyor sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi onları yüzünün katmanları arasında gizliyordu. İyi gözlemleyiciydi de, bakışından, duruşundan, sözlerinin çift anlamlı oluşundan iyi bir oyuncu olduğu da belliydi. Büyük ihtimalle özel bir eğitimden geçmişti.

Çantasından çıkardığı dosyayı masaya koyup tek hamlede Poyraz'ın önüne ittirdiğinde de kendine olan güveni tamdı kadının. "Buna karşılık senden istediğim tek şey zamanı gelene kadar hamle yapmaman. Sana düşmanının ismini, yerini, aldığı nefesin bile çetelesini vereceğim. Sana onların ailen için kurduğu son tuzağın planını anlatacağım."

Poyraz dosyayı almak için tek bir hamlede bulunmamışken genç kadının gözlerinin taaa içine baktı. Bakışları buz gibi sorgulayıcıydı. Tek bir zaaf belirtisi göstermiyordu ama aklı son hız çalışıyordu. Ruhunda hissettiği büyük öfke içinde depremler yaratırken, gözünün önünden iki yüz hiç gitmiyordu.

"Sana bir kere daha soracağım, neden bunu yapıyorsun?"

Nisa hayatında ilk defa babasından başka bir adamdan korktuğunu hissetti, genç kadın karşısındaki adam hakkında birçok şey duymuştu ama onunla yüz yüze gelmek çok ama çok başkaydı. Adamın iradesi kaya gibi sert ve sağlamdı. Biraz önce üstüne geldiğinde bile bilinçli hareket etmiş, onu korkutmaya, Nisa'nın kararlılığını sınamaya çalışmıştı. Bir anlığına o dosyanın içinde kendi değer verdiği insanların hayatları olduğunu düşündü Nisa. O asla bu adam kadar katı bir biçimde umursamazca arkasına yaslanıp hiçbir şey yapmadan duramazdı, şimdiye kadar çoktan lanet şeyi almak için her şeyini vermişti. Kahretsin ki son kozunu oynamaktan başka şansı kalmamıştı. Bu adama yardım etmek istiyorsa ve karşılığında da ondan yardım almak istiyorsa ona kendi ile ilgili bazı şeyler anlatması gerekiyordu.

KALBİN İKİ RENGİ(DÜZENLENDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin