BU BÖLÜM UMDUĞUMDAN DAHA DUYGUSAL VE ETKİLEYİCİ OLDU. BU YÜZDEN DE LÜTFEN YORUMLARINIZI VE BEĞENİLERİNİZİ EKSİK ETMEYİN! KEYİFLİ OKUMALAR! BU ARADA YENİ HİKAYEM KIRIK PUSULAYA DA BİR GÖZ ATARSANIZ SEVİNİRİM:))))
KALBİN İKİ RENGİ 36. BÖLÜM
Peri iki arada bir derede kalmak ne demek bugün daha iyi anlamıştı. Bir adam sırf sevdiğini korumak için benliğinden, canından vazgeçerken onu böylesine yok saymak vicdanına yük oluyordu artık.
Gül'ün hüznü içini bursa da onun her şeye arkasını dönüp gidecek olmasını ise hiç anlamlandıramıyordu. Aşkı harcamak bu kadar mı kolaydı yani? Hele arkasında bıraktığı adamın bir enkaz haline gelecek olmasını bile bile nasıl yürüyüp gidecekti? Hadi gitti diyelim nasıl yaşardı bundan sonra? Keşkeleri aklına düştüğünde sızlamaz mıydı burnunun direği?
Adımladığı uzun koridor gölgelerden bir labirent gibi her an yolunu kesebilecek, yanlış yoldasın diyebilecek engellerle dolu olsa da umursamadı. Bugün bu işi kökünden halledecekti. Poyraz'ın odasının önüne geldiğinde kapının altından yayılan loş ışıkla derin bir nefes aldı.
Elini kapı koluna götürürken bir anlığına bir tereddüt yaşasa da bildiği yoldan dönmek ona yakışmazdı. Ama abisinin mavisindeki ışıltılarının yeniden donuklaşacak olması içindeki küçük kızı ezse bile kendini iyi biliyordu Peri. Bu müdahaleyi yapmazsa hayatı boyunca pişman olacaktı.
Odaya girdiğinde karşılaştığı manzara kararının ne kadar haklı olduğunu gösteriyordu. Poyraz gün boyunca güçlü, yenilmez ve dik duruşunu sergilerken geceleri yitik bir sokak serserisinden farksızdı. Gözleri kan çanağı olmuş, kravatı ve ceketi kalbi gibi bir köşeye fırlatılmış bu adamın bakışları ölü gibiydi. Tek bir hayat kırıntısı bile kalmamıştı donuk yeşillerinde.
Ona ulaşabilmeyi tüm yüreğiyle diledi Peri. Karşına geçip oturduğunda içinde taşıdığı hüznü gömüp her zamanki umursamaz haline büründü.
Başını kaldırdığında her hareketinin bir köpek balığının yırtıcılığıyla izlendiğini fark etti.
"Çınar Gül'e gitmiş..." Adamın irkilen bedeni ilk cümlesini doğru seçtiğini kanıtlamıştı. "Ona iki gün süre vermiş. Çiftliği terk etmesi ve onunla gelmesi için iki günü olduğunu söylemiş. Hatta daha iyisini yapıp bir avukatla da görüşmüş."
Poyraz bir kere bile gözünü kırmadı sanki duymuyordu ama Peri onun her sözünü beynine kazıdığını çok iyi biliyordu.
"Gül'de kabul etmiş, Akın'ı duruma hazırlayacağını ve Çınar nereye isterse onunla gidebileceklerini söylemiş. Bu sana ne ifade ediyor bilmiyorum ama abimi tanıyorsam Gül ve Akın'ın hayatlarından silinmen için elinden geleni yapacaktır."
Poyraz'ın ruhsuz ifadesiz yüzü bir anlığına içini ürpertti ama sorgular bakışlarını ayıramadı Peri.
Adam arkasına yaslanıp "Ne yapmaya çalışıyorsun Peri?" dediğinde sanki önemsiz bir konudan bahsediyor gibiydi. Oysa Peri onun kalın tok sesinin titrediğini duymuştu.
İçinden geldiği gibi dümdüz konuya girmesi de bu yüzdendi. "Bak Poyraz ben Gül'ü kardeşim gibi severim. Yüreğinden, aklından geçen her düşünceye abimle paylaşsa bile ben onun yoldaşıyım. Aramızdaki bağ kan bağından çok daha büyük. İşte bu yüzden tam karşında oturuyorum. Onun sana diyemediklerini diyorum sana. Peşinden git; tut kolundan ayırma yamacından. Böyle devam edip kızgınlığınızı, kırgınlığınızı bırakmazsanız yok olup gideceksiniz. Sen onu severken o seni severken hiçliğe düne karışıp hiç var olmamış gibi yaşamaya devam edeceksiniz. Niyeler beni ilgilendirmiyor, ben sonuca bakarım. Sonuçta; sizin her zorluğun üstesinden birlikte gelmek yerine kaçtığınızı gösteriyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN İKİ RENGİ(DÜZENLENDİ)
General FictionBİR KADIN, İKİ AŞK... Biri kurtarıcı, öbürü yakıcı. Biri ateş, öbürü su. Biri yara, öbürü derman; İKİ ADAM. KALBİM SÖYLE. Hangisi gerçek, hangisi yalan? RUHUM KONUŞ. Hangisi eksik parçam, bir olursa seninle çoğalacak olan? AKLIM hani sen hiç karış...