KALP 29. BÖLÜM(DÜZENLENDİ)

270 27 4
                                    

BEKLEYENLERE İKİ RENGİN YENİ BÖLÜMÜ GELMİŞTİR. UMARIM BEĞENDİĞİNİZ BİR BÖLÜM OLUR. AYRICA YORUMLARINIZI VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM. SANIRIM OKUYUCULARIM BU ARALAR BU KONUDA BİRAZ CİMRİ DAVRANIYORLAR AMA OLSUN ARADA SIRADA BENİ ŞIMARTIRSANIZ SEVİNİRİM:))) KEYİFLİ OKUMALAR!!!!

KALBİN İKİ RENGİ 29. BÖLÜM

Bazı bekleyişler vardır sonunu bilirsiniz ve olacaklara kendinizi hazırlarsınız. Ancak bu bekleyiş onlardan biri değildi, bunun sonunda ne olacağını kimse bilmiyordu. Böyle durumlarda ise özellikle kötü olanı düşünmek, yüreğinizi kanatıyorsa umuda tutunuyordunuz. Poyraz umut ne kadar kaypak olursa olsun onu güçlü ve nasırlı elleri arasında sıkı sıkıya tutuyordu ama bu o kadar zordu ki...

Damarlarında hissettiği öfkeye bu karanlık hayal kırıklığı da eklenince Poyraz yerinde duramaz hale gelmişti. Buna rağmen elleri başının iki yanında görmeyen gözlerle beyaz seramiklere bakıyor ve kıpırdamadan bir robot gibi hareketsiz oturuyordu.

Aklından binlerce düşünce geçerken tek yaptığı yanında varlığını hissettiği karısından güç almaktı. Oysa o lanet olası ameliyathanede yaşam savaşı veren kendisi olmalıydı. Mert değil, Poyraz bedeninde üç kurşun yarasını taşımalıydı. Her zaman ilk ölenin kendisi olacağını düşünmüştü genç adam. Zamanı gelince emanetlerini kardeşine bırakacak, burada eli kolu bağlı oturan ise Mert olacaktı. O kalın kafalı bu kahrolası bekleyişin her bir saniyesini hak ediyordu, yıllarca onun pisliklerini temizlerken Poyraz'ın aklında onu hayatta tutmaktan başka bir şey yoktu. Şimdi ise başarısızlığının kanıtı lanet duvarların ardında yaşamla ölüm arasında gidip geliyordu.

Beyazın her zaman masumiyeti temsil etmediğini bazen en büyük günahlara gebe olduğunu en iyi Poyraz biliyordu. Lanet olası hastane de sanki bunun kanıtıymış gibi göz alabildiğine parlak ve beyazdı.

"O iyileşecek biliyorsun!"

Gül'ün yanındaki sıcak varlığı bile içindeki üşümeye engel olamazken kendinden çok onu ikna etme cabasıyla "Elbette iyileşecek!" dedi.

Karısı sanki onun ne yaptığını anlamış gibi elini avuçları arasına aldı; ağlamaktan kızarmış gözlerinde oynaşan yeni yaşlarla "Bunu biliyorum Poyraz! Kesinlikle iyileşecek" dedi yemin eder gibi. "Eğer Mert ölmek gibi talihsiz bir hataya düşerse Peri onun diriltip yeniden öldürür! Hem de bunu en acılı ve meşakkatli yollardan yapar."

Bu tuhaf cümle ile üzüntü ve matem havasını dağıtmak istemişti Gül ama Peri'nin saatlerdir hiç susmayan çenesini yeniden açacağını tahmin edememişti.

"Onu öldüreceğim. Yemin ederim ki o salağın beynindeki tüm nöronlar yeniden çalışana kadar o aptal kafasını duvarlara sürteceğim!"

Gül bıkkınlıkla başını iki yana sallarken arkadaşının bu sıra dışı tepkisini anlıyordu aslında. Yere çöküp sırtını duvara vererek oturan Peri'nin hali perişandı. Mert'in yaptığı şeyi bir türlü kabullenemeyen yüreği sadece onu kaybedeceği korkusundan acımıyordu aynı zamanda kendini de bu durum için suçluyordu.

"Senin hatan değildi!"

Poyraz susmaya bu küçük cadının böylesine kahrolurcasına acı çekmesine artık katlanamayacaktı. Zaten beynini kemiren binlerce soru vardı bir de olanların sorumluluğunu o minik omuzlara yüklemeyecekti. "Mert'in bunu yapmaktan başka çaresi yoktu!"

Peri'nin kızgın bakışları bir ok gibi vurdu Poyraz'ı. "Sen beni salak mı sanıyorsun?" derken Peri'nin hem acısı hem de öfkesi ölçüsüzdü. "Ben bilmiyor muyum o ahmağın ne yaptığını ha? Beni korumak için kendini nasıl öne attığını anlamadım mı sanıyorsun? Tehlikeyi fark ettiği anda tüm korumaları benimle gönderip kendisi tek başına kaldı. Sanki o kadar adamın ablukası altından sağ salim kurtulabilirmiş gibi. Sanki asıl istedikleri ona zarar vermek değilmiş gibi..."

KALBİN İKİ RENGİ(DÜZENLENDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin