KALP 40. BÖLÜM PART 2(DÜZENLENDİ)

181 24 6
                                    


41 BÖLÜMLÜK BU HİKAYENİN TÜM KURGUSU AŞAĞIDA OKUYACAĞINIZ MEKTUPLA BAŞLAMIŞTIR. 1 YIL ÖNCE YAZMAYA KARAR VERDİĞİMDE İLK CÜMLELERİM BU MEKTUBU OLUŞTURDU, AĞLAYARAK YAZDIĞIMI SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMEYECEĞİM. O YÜZDEN BENİM İÇİN ÇOK ÖZELDİR. UMARIM SİZ DE BEĞENİRSİNİZ. TÜM DÜĞÜMLER DİĞER BÖLÜMDE ÇÖZÜLECEKTİR. KEYİFLİ OKUMALAR!

KALBİN İKİ RENGİ 40. BÖLÜM PART 2

1 Hafta Sonra

Gül, otel odasından öyle bunalmıştı ki... Sadece bu odadan değil! Hayattan, nefes almaktan, yemek yemekten... Her şeyden! Lanet olası her şey canını yakıyordu artık. Ruhundaki acımasız girdaplarda kaybolmuştu. Yüreğinde bir çift yeşil gözün yokluğunda kavruluyordu. Bu acı geçmeliydi; öyle derindi ki yangını, adeta nefesi kesiliyordu. Her soluğunda; kalbi ağrıyor, ruhu acıyor, bedeni kavruluyordu. Bu yalnızlıkla dayanamıyordu genç kadın içindeki bu amansız tufana.

Önce "Geçsin Allah'ım! Yalvarırım sana, al bedenimden bu yangını," diye yakardı acı dolu kaybolmuş bir sesle... Sonra tanıdık bir şeyler bulurum umuduyla; amaçsızca odaya bakındı. Ama nereye baksa aşksızlık, nereye baksa yalnızlık... Anılar bile soluyordu, Poyraz'ın kokusunu alırım umuduyla soludu ama o bile terk etmişti. İçi gibi bomboştu; gözünün değdiği her yer...

Sahi kaç gündür buradaydı ki? Zaman kavramını da iyiden iyiye yitirmişti. Zaten bazı zaman aralıklarını hatırlamakta da güçlük çekiyordu. Kendi gibi kaybolmuştu; saat dediği şey... Akrebi yelkovan olmuştu yaralı yüreğinin.

"Her şeyi yitirdim," diye düşündü yine. "Neyim kaldı ki benden başka? Ne işe yararım ki ben bir başıma? Ruhumun derinliklerinde kayboldum. Çıkamıyorum bu dipsiz kuyulardan, boğuluyorum..."

ONA İHTİYACI VARDI. 'ÖLÜME' Yakın olmaya ihtiyacı vardı. Bu karabasan gibi düşüncelerle odasından çıktığında, ayakları onu büyük terasa götürdü. Buraya daha önce gelmişti. Güzel hatıralar zihnini doldurdu. Acı bir kez daha vurdu ruhunu... Belleğinde bir yüz belirdi. Bir gülümseme, bir düş... Yine terk edilmişliğin sancısı sardı her yanını.

Bilinçsizce korkuluklara doğru ilerledi. En yüksek noktaya çıktığında dünya ayaklarının altında uğulduyordu. Ölümle yaşam arasındaki o ince çizgiye baktı anlamsızca. Bir saniye, bir adım... Her şey bitecek, acısı dinecekti. Sonrası huzur...

Saçları yüzünü bir kırbaç gibi acımasızca döverken küçük sarsak bir adım daha attı aydınlık karanlığına... Kollarını bu acı fırtınayla kavuşmak ister gibi iki yana açtı. Hava soğuktu bu gece. Yağmur çiseliyor, rüzgâr esiyordu. Ama bedeni bunun farkında değil gibiydi. Hissetmiyordu artık. 'Sanki yaşamıyorum,' diye düşündü. "YAŞAYAMIYORUM."

Beyni ise sürekli bir cümleyi tekrarlıyordu. "Bir saniye, bir adım. Bir saniye, bir adım."

Bu gece anıları onurlandırma gecesiydi. Her şeyi, her konuşmayı, her sözcüğü, her olayı anımsamalıydı. Onu bu güne getiren keşmekeşi aklına kazımalıydı. Sonra? Sonrası...

Sonrası yalnızlıktı, umutsuz gecelere günlere uyanmaktı. Ellerinde tuttuğu kağıdı karnını korumak ister gibi oraya bastırdı. Belki bebeği babasından onlara kalan son hatıraya tutunurdu. Gözlerinden akan yaşlar rüzgarın etkisiyle yüzünden uçup giderken hıçkırıkla birlikte bir nefes daha aldı.

Poyraz yoktu artık gitmişti. Onsuz ne yapacaktı Gül? Yaşama nasıl devam edecekti, peki ya bu içini kavuran acıyla nasıl başa çıkacaktı. Bomboştu Gül, bir kabuktan başka bir şey kalmamıştı.

Anlamsızca olduğu yerde sallandı ama o adımı atamayacağını biliyordu. Karnında taşıdığı küçük can için olmasa bile Akın için, yüreğinin seçtiği evlat için yaşamak zorundaydı.

Sonra öyle acı dolu hayvansı bir çığlık attı ki! Duyan herkesin yüreği parçalandı.

Poyraz'ı onu bırakmıştı. Ona bunu onları kurtarmak için yapmak zorunda olduğu söylenmişti. Onlar için feda etmişti kendini... Aptal, cesur, inatçı adam...

Güvenli bölgeye doğru bir adım atıp dizlerinin üstüne çöktü. Elinde tuttuğu mektubu bir kez daha okurken içindeki tüm umutlar çekiliyordu.

KARIM,

Her yer soğuk kadınım. Sensiz her yer kış bana. Sen gelmeden önce buzdum ben. Şimdi ateş geziyor damarlarımda. Bu sana vedam sevgilim. Bu sana son sözlerim. Acı geçti merak etme. Şimdi hiçbir şey hissetmiyor bedenim.

Üzülme sevdiceğim, ruhumda tek bir çizik bile yok. Sen bana geldiğin gün temizlendim ben. Yüreğimin, ruhumun gözleri bir tek senin için ağlar, senin için akar şeffaf damarlarındaki simsiyah kanı...

Ölüyorum meleğim. Burada sensiz ölüyorum. Oysa ölümler sensiz gelmezdi düşlerimde, ellerimi tutardın hep. Gözlerine bakardım huzuru kucaklamadan önce son bir kez. Gidiyorum gülüm, gidiyorum ama sen güçlü olacaksın, yaşayacaksın herkese inat. Benim için iki kere mutlu olacaksın.

Daha seni ilk gördüğüm an anlamıştım; ölürken göreceğim son şeyin, senin güzeller güzeli suretin olacağını. Daha ilk an anlamıştım. O soğuk ulaşılmaz kalbimin dermanı, ilacı, aşkı olacağını. Bundandı hırçınlığım. Bundandı tüm kızgınlığım. Ruhumdaki dikenleri batırdım tenine acımadan, kalbimdeki derin çukura çektim seni de. İncittim yüreğini ama en çok da kendimi.

Ağlama aşkım ağlama. Sen ağlayasın diye yazmıyorum ben bunları. Sen burada yoksun diye üzülmüyor kalbim. Belki bedenin benimle değil ama yüreğin burada, tam yüreğimin üstünde atıyor ahenkle. Çünkü sen iki ayrı kişiden tek bir beden yarattın. Acıyla kavrulan ruhum senin ruhuna dolanan yabani bir sarmaşık oldu. O sarmaşık ki bazen seni sardı sarmaladı bazen nefesi kesti, canını yaktı. Ama bizi bir yaptı can yangınım. Benim kalbim yavaş yavaş duruyor belki ama. Senin ki daha güçlü atacak bundan sonra. Kalbim, kalbine emanet.

Ben gidince ruhun yaralanacak biliyorum. Yüreğin acıyacak. Acımasın... Dökme gözyaşlarını benim için. Senin her gözyaşın beni bir kere daha öldürür sevgilim.

Sana çok şey bırakıyorum arkamda. En önemlisi benden iki parça bırakıyorum sana. Oğlum da, yüzünü bir kez bile göremeyeceğim, kokusunu bir kere bile duyamayacağım kızım da sana emanet. Kız olacak biliyorum. Senin gibi inatçı, ruhu tertemiz, küçük, mükemmel bir kız. Su, olsun adı. Ona babasını anlat. Ama senden sonraki beni... Onu ne kadar çok sevdiğimi söyle. SAKIN soldurma onları, bir de sensiz bırakma masumları. Yavrularım sana emanet.

Sen güçlüsün meleğim. Dayanırsın. Dayanmalısın. Kalbinde gücün senin... Ruhunda kalkanın, aklında kılıcın... Savaş güzel gözlüm. Ölüme inat savaş ki huzur bulsun ruhum. Ruhum o güzel ruhuna emanet.

Bunu söylemek benim için çok zor ama. Yeniden sev meleğim. Işığın aydınlatsın başka bir karanlığı. Bir de yalnızlığa bırakma kendini.

Lanet olsun. Gitmekten sizi bırakmaktan nefret ediyorum ama başka seçeneğimde yok. Olsa; sana gelmek için her şeyi yapardım biliyorsun.

Söyleyemediğim sözler var... Belki! Görmeyeceğim günler... Kesin! Ama deseler ki vazgeç bu aşktan, yaşayacaksın. Vazgeçmem. Seninle yaşadığım her anın benim ömründen aldığını bilsem bile vazgeçemem kalbimizden.

Sana hiç söylemedim meleğim ama kalbin, ruhun, bedenin biliyordu.

Seni seviyorum Öyle çok seviyorum ki her nefesim senin adını fısıldıyor. Nefesim senindir kadınım. Her şeyim senin.

Elveda sevgilim, karım. Elveda.

POYRAZ

ice":x

KALBİN İKİ RENGİ(DÜZENLENDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin